Her sabah karşıma çıkmasa olmaz. Mendebur suratlı şey. Suratında meymenet yok ki zaten. Bir de hiç bir şey yapmamış gibi pişkin pişkin sırıtmıyor mu insanın suratına!
Nefret ediyorum bu adamdan. Sanki onun üstüne vazifeymiş gibi. Yine altan alttan iğneledi durdu. Yok insan da biraz hırs olurmuş. Yok insan yaptığı işe biraz saygı gösterirmiş. Şeytan diyor çarp suratının ortasına bir tane osmanlı tokatı….
Ne demek canım tabi ki bırakabilirsin bana. Bu akşam evde yalnızım zaten. Hakan iş seyahatinde. Ayşe de bir arkadaşın da kalacak bu gece. Tamam canım saat 20:00 gibi bekliyorum. Allah kahretsin elim kırılsaydı da açmasaydım şu lanet telefonu. Tam uzun bir aradan sonra nihayet sakin bir gece geçireceğim diye düşünürken... Nasıl diyebilirdim ki ben ona bu gece müsait değilim diye. Üç gün konuşmazdı benimle…
Neler hissettiniz yukarıdaki satırları okurken?
Kimbilir sizde de neler vardır bunlara benzeyen.
Nasıl sıkıyor insanın canını değil mi?
Nasıl kaçırıyor insanın bütün keyfini?
Bütün bunlar!
Biliyor musunuz?
Aslında herşey o muhteşem üçlünün başının altından çıkıyor. Onları ilk, sevgili Dost Can Deniz’den duymuş, o güne kadar yaşadıklarımı düşününce de ne kadar çok hak vermiştim Dost’a. Tam bir enerji hırsızı onlar.
Kimden mi bahsediyorum?
Yapılması gerekenler listesinde yer alıpta bir türlü yapamadıklarımızdan, bizi sürekli rahatsız edipte bir türlü dile getiremediklerimizden, başlayıpta bir türlü bitiremediklerimizden. Yani ertelediklerimizden, toleranslarımızdan ve tamamlayamadıklarımızdan. Bir türlü son noktayı koyamadığımız için sürekli beynimizin içinde kıvranıp duran, aynı zaman da bizi de kıvrandıranlardan.
Az önce de söylediğim gibi kimbilir sizin hayatınız da da neler vardır böyle ertelediğiniz, tolere ettiğiniz, başlayıp bir türlü bitiremediğiniz!
Az önce de söylediğim gibi kimbilir sizin hayatınız da da neler vardır böyle ertelediğiniz, tolere ettiğiniz, başlayıp bir türlü bitiremediğiniz!
Peki;
Onları daha ne kadar görmezden gelmeye devam edeceksiniz?
Onlara daha ne kadar sabredeceksiniz?
Daha ne kadar tamamlamadan taşımaya devam edeceksiniz onları sırtınız da?
Daha ne kadar enerjinizi kaptıracaksınız bu hırsızlara?
Ne zaman onları birer birer çözümleye başlayıp açığa çıkan enerjinizle çok daha güçlü, çok daha keyifli gülümseyerek bakacaksınız hayata?
Ne zaman alışacaksınız onlarsız yaşamaya.
27 Temmuz 2008
Haşim A.
1 yorum:
Resmen kahkaha attım bu yazıya verdiğiniz örnekleri okurken :))
Gerek duygusal gerek maddesel birikenler hakikaten insanın enerjisini çalıyor.
Uzunca bir liste yapıp, bir an önce çözülenlerin üstünü silmek en iyisi sanırım.
Yeni gelenleri de biriktirmeden anında çözmek...
Erteleme !
Her şeyi anlayışta bir yere kadar ! (bu madde sevgiyle uygulansa gibi geliyor bana )
Eksikleri biran önce tamamla. !
Bu sıra eni konu bu üç hırsızla mücadele ediyorum. Umarım başarırım, başarırız...
Yorum Gönder