12 Ocak 2008

Ayrılık acısına dair...

Biliyorum sana yaşattığım bu acıdan dolayı şu an canın yanıyor.
Benden artık nefret ediyorsun.

Düşünüyorum da,
Hak ettiğim şey gerçekten de bu mu benim?

Söyler misin?
Ben olmasaydım;
Yaşadıklarımız sonucu farkına vardıklarının yine farkına varabilir miydin?
Birlikteyken keşfettiklerimizi tek başına da keşfedebilir miydin?

Lütfen kabul et!
Hayatına asla izinsiz girmedim.
Girmeme sen izin verdin.
Sen de, payımıza düşecek her ne varsa yaşamak istedin.
Yaşadın.
Yaşattın.
Keşfettin.
Keşfettirdin.

Yaşananlar artık sana acı veriyor olsa da, senin bana yaptığın gibi, ben de sana kendine ve hayata dair keşiflerin için yardım ettim.

Ne olur beni anla.
Sen de herkes gibi, acılarına ve kesiklerine takılıp yanılma.
Onlara ganimetmiş gibi dört elle sarılma.
Beni, sana yaşattığım bu ayrılık acısıyla değil, sana kattıklarımla hatırla.

Bazen hayatın içine bizim için gizlenmiş o zarfı bulabilmemiz için bizim bu acıları yaşamamız, birilerinin de bize bu acıları yaşatması gerekiyor unutma.
İnan bana bu dünyada ister acı, ister tatlı, neyi yaşarsan yaşa, hepsi muhakkak bir şey katacaktır sana.
Yeter ki sen o ilk hissettiklerine kapılıp aldanma.
Biraz sabırlı ol ve yaşadıklarında senin için içine gizlenen o minik zarfı bul, aç onu, oku ve anla.

Benim için olmasa da kendin için affet, özgür bırak beni.
Ruhunda yıllarca ağırlığımı taşıma.

12 Ocak 2008
Haşim Arıkan

Fotograf: Jodaeiye Nader az Simin