Tam kapıdan dışarı çıkmak üzereyken durdu ve arkasından onu sessizce izlemekte olan adama baktı!
“Aslında sen de biliyorsun değil mi?” dedi. “Benden değişmemi, senin gibi olmamı sen istedin! Kabul et, ben sana benden ne istiyorsan onu verdim. Sen neysen, ben de o oldum. Kendimden vazgeçtim senin için, sildim kendimi ve en sonunda tamamen sana benzedim. Ama şimdi… Demek benden sıkıldın artık...! ”
Boğazında oluşan düğüm, ona sözlerini bitirmesi için izin vermedi. Kendini kapının dışına atıp kapıyı çekti. Merdivenleri koşar adımlarla inip, sokaktaki kalabalığın içine karıştı. Kalabalık onu nereye sürüklediyse, onlara karşı koymaksızın onlarla yürüdü. Karşısına çıkan ilk parka girdiğinde yağmur yeni başlamıştı. Yağmurun altında biraz olsun nefes alırken içinde bir ses yükseldi!
“Neden çıkmadan önce ona o sözleri söyleme ihtiyacı hissettin?”
“Aslında sen de biliyorsun değil mi?” dedi. “Benden değişmemi, senin gibi olmamı sen istedin! Kabul et, ben sana benden ne istiyorsan onu verdim. Sen neysen, ben de o oldum. Kendimden vazgeçtim senin için, sildim kendimi ve en sonunda tamamen sana benzedim. Ama şimdi… Demek benden sıkıldın artık...! ”
Boğazında oluşan düğüm, ona sözlerini bitirmesi için izin vermedi. Kendini kapının dışına atıp kapıyı çekti. Merdivenleri koşar adımlarla inip, sokaktaki kalabalığın içine karıştı. Kalabalık onu nereye sürüklediyse, onlara karşı koymaksızın onlarla yürüdü. Karşısına çıkan ilk parka girdiğinde yağmur yeni başlamıştı. Yağmurun altında biraz olsun nefes alırken içinde bir ses yükseldi!
“Neden çıkmadan önce ona o sözleri söyleme ihtiyacı hissettin?”
Gerçekten neden o sözleri ona söyleme ihtiyacı hissetmişti? Ona neyi kanıtlamak istemişti ki?
İnsan bir ilişkinin içindeyken, karşısındaki insan ona vereceği kararlar için sadece alternatif sunardı. Son kararı ise her zaman kendisi verirdi. Yaptığı seçim, kendi seçimi değil miydi? Diğer seçenekleri reddedip, onun önerdiği yolu kendisi seçmemiş miydi? Kendini, tamamen ona teslim eden, ona bağımlı hale getiren, içindeki ben’i yok farz eden kendisi değil miydi? Kişisel arzularından onun için vazgeçen, sevgi için benliğini feda eden, kendini onun için her gün biraz daha silen kendisi değil miydi? Bu sorular karşısında daha fazla dayanamadı kendisinin bile zor duyabileceği bir sesle;
İnsan bir ilişkinin içindeyken, karşısındaki insan ona vereceği kararlar için sadece alternatif sunardı. Son kararı ise her zaman kendisi verirdi. Yaptığı seçim, kendi seçimi değil miydi? Diğer seçenekleri reddedip, onun önerdiği yolu kendisi seçmemiş miydi? Kendini, tamamen ona teslim eden, ona bağımlı hale getiren, içindeki ben’i yok farz eden kendisi değil miydi? Kişisel arzularından onun için vazgeçen, sevgi için benliğini feda eden, kendini onun için her gün biraz daha silen kendisi değil miydi? Bu sorular karşısında daha fazla dayanamadı kendisinin bile zor duyabileceği bir sesle;
“Sadece beni her zaman çok sevsin, beni terk edip gitmesin istemiştim...” diyebildi.
Bu cümlenin ardından içindeki sesin ona sorduğu son soru, belki de onun bu deneyimi yaşamasının esas nedeniydi!
Bir insanın sevilmek için kendisi olmak dışında, bir şeyler daha yapması gerekli miydi?
Acaba bütün bu yaşadıklarının nedeni; babası onları terk edip giderken çocuk zihniyle kendince bazı kararlar alan küçük bir kızın anılarında mı gizliydi?
İnsan kimi, neden hayatına soktuğunu çözdüğünde acaba hala karşısındakini suçlamaya devam eder miydi?
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Pexels / Alena Darmel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder