Sen sadece kahveni, çayını al ve uğra, ben her sabah 07:00'de yeni bir yazıyla buradayım.
Küçük bir Öykü Bu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küçük bir Öykü Bu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2025

Başkalarına hayır diyebilmek için, kendine ne kadar büyüklükte bir evet demen gerekir?

Gözyaşlarım yanaklarımdan sicim gibi süzülüyor. Birazdan hoca gelip namazını kıldıracak bize. "Merhumu nasıl bilirdiniz?" diye soracak hepimize. 

Eminim ki herkes içten bir “iyi bilirdik” cevabını verecek! Sonra herkes, hep birlikte ona hakkını helal edecek, hocanın eşliğinde peş peşe, üç kere. Bir çoğumuz için esas hakkını helal etmesi gereken o iken!

Sırdaşım, can dostum kim bilir kaç kere konuştuk seninle. 

Her seferinde "haklısın" dedin bana. Bu kadar mı zordu “HAYIR” diyebilmek insanlara? Bu kadar erken yaşta yaşama karşı mıydı diyebileceğin tek “HAYIR”!

10 Ağustos 2025

Gerçek değildi sanki o. Gerçek “o” diye biri yoktu!


İki elinde market poşetiyle merdivenleri çıkıyordu ağır, ağır. Katlarına geldiğinde, her akşam olduğu gibi onu, yine daire kapılarının önünde kendisini beklerken buldu. 

- Hoşgeldin

Elindeki torbaları aldı ve mutfağa yöneldi. 

- Sofra hazır çorbanı koyayım mı?
- Koyabilirsin. Çok açım. Ellerimi yıkayıp, geliyorum.

Banyoya yöneldi. Ellerini yıkayıp mutfağa girdiğinde yine özenle hazırlanmış bir sofranın kendisini beklediğini gördü. Masa da her zaman ki yerine oturdu. Çorbasından bir kaşık alıp ağzına götürürken, bir an gözleri ona takıldı kaldı. 

O anda ona, daha önce hiç bakmadığı bir açıdan bakmakta olduğunu fark etti!

Onunla bir komşularının aracılığıyla tanışmışlar ve çok kısa bir sürede de evlenmişlerdi. İyi bir eş olmuştu ona daima, bugüne kadar aralarında en ufak bir ihtilaf, tartışma bile yaşanmamıştı.

Ondan önce sakin bir şekilde akıp giden deresinde, onunla evlendikten sonra da en ufak bir dalgalanmaya bile rastlamamıştı. Sanki dere akıp giderken birisi daha suya girmiş onun arkasından sessizce yüzerek geliyordu. 

Aslında pek yüzmek de değildi bu. Çünkü yüzmek bir eylem gerektirirdi. O daha çok, hiç bir çaba göstermeksizin kendini akıntıya bırakmış onun peşinden akıntıyla birlikte sürüklenerek geliyordu.

3 Ağustos 2025

Kendinden, kendi hayatından vazgeçeni, başka hayatlar alıp içine katmak ister mi?


Tam kapıdan dışarı çıkmak üzereyken durdu ve arkasından onu sessizce izlemekte olan adama baktı!
 
“Aslında sen de biliyorsun değil mi?” dedi. “Benden değişmemi, senin gibi olmamı sen istedin! Kabul et, ben sana benden ne istiyorsan onu verdim. Sen neysen, ben de o oldum. Kendimden vazgeçtim senin için, sildim kendimi ve en sonunda tamamen sana benzedim. Ama şimdi… Demek benden sıkıldın artık...! ”
 
Boğazında oluşan düğüm, ona sözlerini bitirmesi için izin vermedi. Kendini kapının dışına atıp kapıyı çekti. Merdivenleri koşar adımlarla inip, sokaktaki kalabalığın içine karıştı. Kalabalık onu nereye sürüklediyse, onlara karşı koymaksızın onlarla yürüdü. Karşısına çıkan ilk parka girdiğinde yağmur yeni başlamıştı. Yağmurun altında biraz olsun nefes alırken içinde bir ses yükseldi!
 
“Neden çıkmadan önce ona o sözleri söyleme ihtiyacı hissettin?” 

Gerçekten neden o sözleri ona söyleme ihtiyacı hissetmişti? Ona neyi kanıtlamak istemişti ki?

27 Temmuz 2025

Aşk istediği zaman geri dönebilir miydi?


Kapının çalan zilini duyunca seslendi mutfaktan, elindeki poşetleri mutfak masanın üzerine bırakırken. 

- Geliyoruuuuuum...

Az önce siparişlerini getiren marketin çırağının yine ona para üstünü vermediğini hatırladı. 

- Yine unuttun değil mi bana para üstünü vermeyi?

Gülümseyerek açtı kapıyı. 

Kapıyı açmasıyla birlikte, onu karşısında görünce kala kaldı kapının önünde. İnanamadı, inanmak istemedi onu karşısında gördüğüne. Bilemedi o an da ellerini nereye koyacağını… Bilemedi o an da hangi tarafa doğru bakacağını… İki eli de fazla geldi ona. Sol eli kapının pervazına tutunmaya çalışırken, sağ eli önce yanağında sonra alnına doğru dökülen saçlarında dolaştı amaçsız, şaşkın bir halde! Bakışları kah yere kaydı, kah onun gözlerine takıldı. Yaşadığı şokun içinde hapsoldu kaldı bir süre kapının önünde, sessizce….

- Neden geldin?

20 Temmuz 2025

Geleceğin kıyısından dönüyordu hep!


 “Yüreğimde bir enkazın altında sıkışmış bir duygu, yıllar sonra yeniden baş veriyor! Bunca yıldan sonra, birini düşündüğümde ilk defa onunla birlikte bir gelecek hissediyorum. Düşüncelerim, duygularım birbirinden ayrılmıyor. Bedenim yıllar sonra ruhumun üzerinden bir ipek gibi yavaşça kayıyor. Yıllardır özenle içimde sakladığım ruhu tüm çıplaklığıyla ortada bırakıyor. Ruhum yıllar sonra yeniden huzurla tanışıyor.

Ve ben… 

Bu defa, geçmişe ait hiç bir acının, anının onu yaşamama engel olmasına izin vermiyorum. Onunla yaşayacaklarımın sonunda, beni neyin beklediğini sorgulamıyorum. Bu defa yaşayacaklarımdan korkmuyor, sonuna kadar gitmek istiyorum. Sonu ne olursa olsun, onunla yaşadıklarımı seveceğimi, anlamlarını hayatım boyunca değiştirmek istemeyeceğimi hissediyorum…”