Bazen ansızın bir his belirir içinde, sana göre
belki de sebepsizce!
Ne bir anlam verebilirsin o anda ona,
Ne de seni nereye doğru sürüklemeye çalıştığını çözebilirsin.
Ne bir anlam verebilirsin o anda ona,
Ne de seni nereye doğru sürüklemeye çalıştığını çözebilirsin.
Davetsiz bir misafir gibi, oturur kalır içinde.
Kurtulmak istersin ondan.
Bastırmak,
En azından unutmak...
Bastırmak,
En azından unutmak...
O ise seni bekler sanki, durur bedeninde hep aynı yerde.
Belki de yapman gereken şey onunla kalmaktır sadece.
O hisle,
O belirsizlikte .
Onu duyabileceğin bir iç sessizlikte…
O belirsizlikte .
Onu duyabileceğin bir iç sessizlikte…
Duygular çoğunlukla sana bir şeyi göstermek
istediklerinde fark ettirirler sana kendilerini.
Sanki sana gitmen gereken doğru yönü gösteren bir pusula gibi!
Sanki sana gitmen gereken doğru yönü gösteren bir pusula gibi!
Onların gösterdiklerine baktığında ise, görürsün hep,
Kendini,
Kendi gerçek hikayeni,
Nerelerine daha fazla emek vermen gerektiğini!
Sen onlardan kaçmadığında, onları bastırmaya, yok saymaya çalışmadığında,
Onlar da içinde öylece susup durmaz, konuşur anlatırlar sana söylemek
istediklerini.
Ve bir gün fark edersin ki!
Sen en çok,
Onlarla birlikte olmayı, onları sonuna kadar sessizce dinlemeyi seçersen iyileştirebilir,
Geçmişten sana sürekli ok atan anılardan, zihinden yıllardır seninle konuşanlardan özgürleştirebilirsin,
Kendini...
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Louiz Galves

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder