Kendinle zaman zaman yalnız kalıp, kendi içinde bir yolculuğa çıkabilmek, kendinin gitgide daha derinlerine inebilmek. Zihnin gizli odalarını, saklı güdülerini, geçmişin karmaşık mirasını çözebilmek için çaba sarf etmek!
Zihnin esas amacının sana mutlu bir hayat yaşatmak, seni hayallerine kavuşturmak değil, seni hayatta tutmak olduğunu fark edip, onun, hayatın, seçimlerin üzerindeki etkisinden kendini arındırabilmek!
Zihne kapasitesinin geçmişle sınırlı olduğunu kabul ettirip, dünsüz, yarınsız deneyimlere, imkansızlara, mucizelere, sonsuz olasılıklar denizine yelken açabilmek!
İçinde hiç bir zorlama hissi, olmama, kazanamama, ulaşamama, kaybetme korkusu duymadan yaşamın akışına kendini bırakıp, hayatla bütünleşerek yaşamayı öğrenebilmek!
Zihnin esas amacının sana mutlu bir hayat yaşatmak, seni hayallerine kavuşturmak değil, seni hayatta tutmak olduğunu fark edip, onun, hayatın, seçimlerin üzerindeki etkisinden kendini arındırabilmek!
Zihne kapasitesinin geçmişle sınırlı olduğunu kabul ettirip, dünsüz, yarınsız deneyimlere, imkansızlara, mucizelere, sonsuz olasılıklar denizine yelken açabilmek!
İçinde hiç bir zorlama hissi, olmama, kazanamama, ulaşamama, kaybetme korkusu duymadan yaşamın akışına kendini bırakıp, hayatla bütünleşerek yaşamayı öğrenebilmek!
Dünyaya, günlük yaşama, yaratılmış düzene, sana satılan düşüncelere, kendine seçtiğin rollere kapılıp, içindeki “ben” i, sahip olduğun özellikleri, yetenekleri, o büyük potansiyeli gözardı etmek!
İyi veya kötü ayırımı yapmaksızın, bildiklerini, daha önce deneyimlediklerini tekrar tekrar yaşamayı tercih etmek. Dünün bildik, tanıdık deneyimlerini, yarının bilinmeyen yeni gerçekliklerine tercih etmek. Bunun nedeni üzerine hiç düşünmemek!
Haz ve korku anılarını, geleceği modellemek için zorunlu bir ihtiyacınmış gibi zihinde sürekli biriktirmek!
Duygular, düşünceler, arzular, korkular, endişeler, beklentilerden oluşan bir bulut kümesinin içinde, hayatı fark edemeden yaşamaya devam etmek!
Kolay değil mi?
Gözümüzün önündeki, bize sunulan ikinci el gerçekliklerden, gördüğümüz hayatlardan sürekli kopya çekmek!
Hayatın içinde olmak, hayata kendi cevaplarını vermek yerine, hayatın içinde olanları seyredip, hep başkalarının hayata verdiği cevapları dinlemek!
Zor değil mi?
Düşünsel özgünlüğünü, özgürlüğünü, yeteneğini, mutlu olma cesaretini, koruyabilmek. Her şeye rağmen vazgeçmemek, her koşulda yeniden deneyebilmek!
Geçmişle, hikayenle, kendinle, sahip olduğun tasarımınla, hep birlikte oynadığımız hayat oyununa dair gerçeklerle, yüzleşebilmek!
Daha önce keşfedilmiş bir anlam yerine, kendi başına bir anlama sahip, mutlu, özgün bir yaşam sürebilmek!
Hayatına cesurca kendi imzanı atabilmek…
Haşim Arıkan
İyi veya kötü ayırımı yapmaksızın, bildiklerini, daha önce deneyimlediklerini tekrar tekrar yaşamayı tercih etmek. Dünün bildik, tanıdık deneyimlerini, yarının bilinmeyen yeni gerçekliklerine tercih etmek. Bunun nedeni üzerine hiç düşünmemek!
Haz ve korku anılarını, geleceği modellemek için zorunlu bir ihtiyacınmış gibi zihinde sürekli biriktirmek!
Duygular, düşünceler, arzular, korkular, endişeler, beklentilerden oluşan bir bulut kümesinin içinde, hayatı fark edemeden yaşamaya devam etmek!
Kolay değil mi?
Gözümüzün önündeki, bize sunulan ikinci el gerçekliklerden, gördüğümüz hayatlardan sürekli kopya çekmek!
Hayatın içinde olmak, hayata kendi cevaplarını vermek yerine, hayatın içinde olanları seyredip, hep başkalarının hayata verdiği cevapları dinlemek!
Zor değil mi?
Düşünsel özgünlüğünü, özgürlüğünü, yeteneğini, mutlu olma cesaretini, koruyabilmek. Her şeye rağmen vazgeçmemek, her koşulda yeniden deneyebilmek!
Geçmişle, hikayenle, kendinle, sahip olduğun tasarımınla, hep birlikte oynadığımız hayat oyununa dair gerçeklerle, yüzleşebilmek!
Daha önce keşfedilmiş bir anlam yerine, kendi başına bir anlama sahip, mutlu, özgün bir yaşam sürebilmek!
Hayatına cesurca kendi imzanı atabilmek…
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Titas Mallick
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder