Düşünüyorum!
Hayatına dokunan insanlar değişseydi, yalnızlığı seçen bir insan, yine yalnız olmak ister miydi?
Bir insanın yalnızlığı seçmesinin ne kadarı, yanında olan insanlarla ilgiliydi?
Yalnızlığın ağırlığı, insanın onu neresinde hissettiğine göre değişir miydi?
Düşünüyorum!
Kimsenin onu mutlu etmeye çalışmadığını fark etmesi mi insanı herkese hayır diyerek yalnızlığa doğru iterdi?
Yalnızlık, insanın, terk edilme, unutulma, yok sayılma, reddedilme, risklerini de bertaraf eder miydi?
Yalnızlık, insanın, terk edilme, unutulma, yok sayılma, reddedilme, risklerini de bertaraf eder miydi?
Yoksa yalnızlık, insanın onu daraltan tüm zincirleri kırıp, özgürlüğünü ilan edebilmesi için ödemesi gereken bir bedel miydi?
Bir insan neden sadece kendine ait olmayı ister, neden yalnızlığı seçerdi?
Düşünüyorum!
Yalnızlık, insanın başına gelebilecek iyi bir şey miydi?
Yoksa yalnızlık insan için kötü bir şey miydi?
Bu konuda son kararı kim, nasıl verirdi?
Yoksa yalnızlık insan için kötü bir şey miydi?
Bu konuda son kararı kim, nasıl verirdi?
Bu son kararın esas belirleyicisi gerçekten de, biz bu kararı verirken yanımızda olan, hayatımıza eşlik eden kişi ya da kişiler miydi?
Hangi insanlar bize, yokluğunun bizim için varlığından daha iyi olduğunu hissettirir,
Hangi insanlara başkalarıyla yaşamak zor gelir,
Hangi insanlar, yanında başkaları olmadan yaşamak istemezdi?
Kimler hayatı, çıplak ayakla, gürültü çıkarmadan sessizce yaşamak ister, yalnızlığın ona huzur veren esintisini tercih ederdi?
Kimler yürürken topuklarından çıkan sesi duydukça mutlu olur, varlığını girdiği her ortamda, herkese ilan etmek ister, her zaman kalabalıkların onu kavrayan sıcaklığını tercih ederdi?
Söyler misin bana lütfen?
İçimdeki büyüyemeyen küçük çocuk…
Sanırım tüm bu soruların cevabı, senin neyi, kiminle, nasıl yaşadığında gizli…
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Muhamad Faturrah

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder