Önce elindeki kitabı, ardından gözlerini kapadı. Kendini okuduğu kitabın etkisiyle zihninde uçuşmaya başlayan soruların akışına bıraktı. İlk soru çok kısa bir sürede netleşmiş zihninin tam orta yerinde dimdik durmaktaydı!“Neden korkuyorum ben kendi bireyselliğimi ifade ederek yaşamaktan?”
Sustu…Zihninde uçuşan soruların onu nereye kadar götürebileceklerini görmek istedi. O sustukça her soruyu bir başka soru takip etti…
Neden kendimi yetersiz, eksik hissediyorum?
Neden her zaman mükemmel olmaya çalışıyorum?
Neden doğal halimle hayatın içinde var olabilmeyi red ediyorum?
Neden sürekli suçluyorum kendimi, affedemiyorum?
Kendime söylemem gereken şeyleri kendim yerine neden başkalarına söylüyorum?
Ben ne zaman bu hale geldim?
Kimler beni bu noktaya getirdi?
Kimler beni hiçbir yere varamayan bu yola sürükledi?
Kimler, nedenler…
Zihninde yıllardır onunla birlikte yolculuk eden anılar, insanlar…
İnsanın duygularının, düşüncelerinin yaratıcısı bunlar mıydı? Yoksa yaşadıklarını, nasıl yaşadığı, onları nasıl algılayıp, nasıl yorumladığı mıydı?
İnsan, hayatına dokunan insanları, yaşadıklarını yargılayarak bugünün kilitlerini çözebilir miydi?
Yoksa yaşadığı hangi gerçeklikleri benliğiyle özleştirdiğini mi fark etmeliydi? Kendisiyle ilgili kanılarıyla mı yüzleşmeliydi?
İnsan, belki kiminle, neyi yaşayacağı hakkında bir söz sahibi değildi! Ama yaşadıklarını, her zaman, an ki aklıyla, ulaştığı en son bilinçle yeniden yorumlayabilirdi…
Belki geleceği sadece hayal etmek insanın yeni bir geleceğe ulaşmasına yetmezdi! Ama geçmişi bugünkü aklıyla yeniden bilinçlendirdiğinde insanın geleceği de değişmez miydi?
Bugün ulaştığımız yeni gerçekliklerin görevlerinden biri de, dünün ve yarının yanılsamalarını düzeltmek değil miydi?
Dönüşüm dediğimiz şey, insanın sadece bir düşünce mesafesi uzaklığında, dönüşmek için ihtiyacı olan süre, onu farklı bir bakış açısına sıçratacak tek bir an’dı. Dönüştürmek için ihtiyacı olan şeyse, kullanıp, kullanmama kararını kendi özgür iradesiyle verdiği, aklıydı…
İnsan, hayatının, hem dönüşeni, hem dönüştüreni, hem de yaşadığı bu dönüşümün kendisi olduğu gerçeğinden, ne kadar çabalarsa çabalasın, hayatı boyunca asla kaçamazdı…
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Aaron Franklyn Stevens
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder