Sen sadece kahveni, çayını al ve uğra, ben her sabah 07:00'de yeni bir yazıyla buradayım.

26 Ağustos 2025

Zorlu bir itiraf anında, kendime ve sana karşı dürüst olmayı seçiyorum!

,,
Senden özür diliyorum!

İlişkimiz süresince sana veremediklerim için.
Sana katılamadığım zamanlar, 
Sana yaşattığım hayal kırıklıkları için.
Bize dair, tamamlamam için yarım bıraktığın o cümlelerini tamamlamaya çabalamadığım için.
Sohbetlerin etkisiz elemanı, karar anların çekimser oyu, sen bilirsin’lerin insanı olduğum için.

Cesaretsizliğimi, ürkekliğimi, korkaklığımı senden gizleyip, güçlüymüş gibi görünebilmek adına, duygularımı yok sayıp kendimi senden uzak tuttuğum için.

İtiraf etmeliyim ki, ben de seninle birlikte, seninle yaşadığımız bu ilişki sayesinde keşfedebiliyordum aslında içimde yaşamakta olan ben’i. 
Senin benimle olan mesafen, benim kendimle olan mesafemden çok daha küçüktü belki…

Bizi birbirimize yaklaştıran aşk keşke varlığımızın, yaşanmışlıklarımızın sınırlarını da birbirimiz için kaldırabilseydi. Geçmişin bizi bugünkü ben yapan izlerini, kimselere açık edemediğimiz suçlarımızı, ayıplarımızı, heveslerimizi, hayallerimizi, günahlarımızı, birbirimize söylememize gerek kalmadan bize gösterebilseydi…

Teşekkür ediyorum sana.

Bana verdiğin bütün sevgin için.
Kim olduğumu, ne olduğumu, aşkın, gerçek bir ilişkinin nasıl bir şey olduğunu anlayabilmeme yardım ettiğin için.
Daha önce hiç hissetmemiş olduğum bazı duyguları hissedebilme potansiyelim varlığını bana fark ettirdiğin için.

Sona eren bir ilişkinin ardından bile, nefret duyguları uyandırmadan hatırlanabilecek bir insan olunabileceğini bana gösterdiğin için…
 
Bir ilişkinin sonunun da, ilişkinin en az diğer bölümleri kadar önemli olduğunu bana fark ettirdiğin için…
                ,,

Okuduğu kitabı yanına bırakıp düşündü! 

Acaba gerçek hayatta kaç kişi, bir ayrılık sonrası böyle bir veda mektubu yazabilir?
Kendini hem kendine, hem de karşısındaki kişiye dürüstçe itiraf edebilirdi?

Haşim Arıkan



Fotoğraf: Unsplash / Natasha Kovtun

Hiç yorum yok: