14 Aralık 2012

Sen, ancak düşüncelerin kadar özgürsün.



Düşüncelerinle yaşamını nasıl etkilediğini fark etmeden yaşamaya devam ediyorsun...
Kendine bakıpta görmeden, kendini duyupta işitmeden...
Aynı düşüncelerin hapsinde, yaşamı sürekli tekrar ederken...

Yaşadıklarını tanımladığın o düşüncelerin, geçmişle sınırlı olduğunu gözardı ederek sürekli herşeyi yargılıyor, tartıyor, karşılaştırıyorsun.

Peki ya gerçek!
Gerçek dediğin şey hangisi sence?
Birşeyi ilk defa yaşadığında, duyusal olarak hissettiğin o ilk tanımsız an mı?
Düşüncelerin ona bir anlam yüklediği, sonraki zaman mı?

Korkularını yaratan, sana hayatı sürekli frene basarak yaşatan hangisi?
Yaşadıkların mı?
Düşüncelerinin onlara yüklediği anlamlar mı?

Düşünüyor musun hiç?
Acaba gerçeği ne kadar gerçek, ne kadar duyusal yaşayabiliyorsun?
Yaşayacaklarına ne kadar önyargısız, beklentisiz yaklaşabiliyorsun?
Geçmişle örselenmiş seni ardında bırakıp, yaşayacaklarını hiç bir şey düşünmeden, tamamen yargısız, kuralsız ne kadar yaklaşabiliyorsun?

Unutman gereken neleri, sürekli hatırlıyor?
Hatırlaman gereken neleri, sürekli unutuyorsun?

Farkında mısın?
Sen ancak düşüncelerin kadar özgürsün.
Kendine, hayatın ancak düşünebildiğin kadarını yaşatıyorsun.

Yaşamak, derken de...
Hayat her zaman senden, senin cevabını beklese de.
Sen sadece, olan bitene kendi içinde bir tepki veriyorsun...

01 Ağustos 2009
Haşim Arıkan


Fotograf: Tell-Tale

3 yorum:

beenmaya dedi ki...

kendimize bakıp ta göremeden, kendimizi duyup ta işitmeden bir de başkalarını görmeye, işitmeye, anlamaya çalışıyoruz hem de...

. dedi ki...

Dört Anlaşma Toltek Bilgelik Kitabının [- Don Miguel Ruiz (biliyorsunuzdur büyük ihtimal)]

Sonuç bölümünde şöyle diyor
"Yaşam sizden neyi alıyorsa, bırakın gitsin. Aktif bir teslimiyet duygusu içinde geçmişi bıraktığınız anda dolu dolu, canlı olmanıza izin verirsiniz. Geçmişi bırakmak demek, şu anki rüyanızdan haz alabilmeniz demektir."

yazınız bunu hatırlattı bana...

Esin Bozdemir dedi ki...

geçmişin acı izlerini kazımadan atmadan an'ların içinde yaşadıklarından keyif alabilmek mümkün değil....ruhundan ve yüreğinden terketmeden yeni ferahlığı düşlemek ancak hayal olur!..