İlk sevgili Dost Can Deniz’in bir yazısında okumuştum bu soruyu. Sonrasında da "Ayn Rand" in “Atlas Silkindi” isimli kitabını okuduğumda bir kez daha çıktı, doğal olarak karşıma. Şunu soruyordu Ayn Rand;
“Eğer öldüğünüzde, sizden önce yaşamış o bütün büyük insanlar, fark yaratmış büyük beyinler tarafından karşılansaydınız, ne duymak isterdiniz onlardan?”
Siz de bir düşünün isterseniz, Ayn Rand’in cevabını size söylemeden, onun verdiği cevap üzerine tartışmadan önce. Düşünün... Hayal edin... Atatürk, Freud, Nietzsche, Einstein, Fatih Sultan Mehmet, Mevlana, Newton, Edison, Mikao Usui, Eflatun, Socrates, Karl Marx , Osho, Büyük İskender, Hacı Bektaş Veli, .......... hepsi kapıda ve sizi karşılıyorlar. Onlardan ne duymak hoşunuza gider, size ne derlerse çok mutlu olursunuz?
Tamam mı? Verdiniz mi kararınızı? Evet. Sözü daha fazla dolandırmadan açıklıyorum Ayn Rand’ın cevabını.
“Aferin evlat, iyi iş çıkardın!”
Nasıl bir cevap?
Beğendiniz mi bu cevabı?
Sizce tatmin edici mi?
Nasıl hissedersiniz kendinizi, onların ağzından bu cümleyi duyduğunuzda?
Gözleriniz mi dolar?
Duygulanır mısınız?
Çok mutlu olur musunuz?
Yoksa ne demek istediklerini anlayamaz mısınız o an?
Nedir ki “iyi iş çıkarmak”?
Var mı kafanızda oluşturmuş olduğunuz böyle bir tanım?
“İyi iş çıkarmak”???
Bu dünyada nasıl yaşarsanız, iyi bir iş çıkarmış olursunuz ki?
Ya da onların iyi bir iş tanımından ne anlıyorsunuz?
Bugün neleri bilinçli olarak, iyi iş oldukları için yapıyorsunuz?
Ya da tersi bir ifadeyle; bugün nelerden bilinçli olarak iyi iş olmadıkları için kaçıyorsunuz?
Yaşamınızda ki değerleriniz, prensipleriniz neler?
Şu an elinizden gelenin en iyisini yaptığına inanıyor musunuz?
Hadi, bugüne kadar yaşadığınız hayata bir kez daha göz atın, bir kez daha düşünün.
Gururla, göğsünüzü gere gere, gönül rahatlığıyla “ben iyi bir iş çıkarmışım arkadaş” diyebiliyor musunuz?
Yoksa, söz konusu olan şey yaşanmış bir hayatsa “iyi iş çıkarmak” tanımını, anlamsız ve gereksiz mi buluyorsunuz?
17 Mart 2009
Haşim A.
“Eğer öldüğünüzde, sizden önce yaşamış o bütün büyük insanlar, fark yaratmış büyük beyinler tarafından karşılansaydınız, ne duymak isterdiniz onlardan?”
Siz de bir düşünün isterseniz, Ayn Rand’in cevabını size söylemeden, onun verdiği cevap üzerine tartışmadan önce. Düşünün... Hayal edin... Atatürk, Freud, Nietzsche, Einstein, Fatih Sultan Mehmet, Mevlana, Newton, Edison, Mikao Usui, Eflatun, Socrates, Karl Marx , Osho, Büyük İskender, Hacı Bektaş Veli, .......... hepsi kapıda ve sizi karşılıyorlar. Onlardan ne duymak hoşunuza gider, size ne derlerse çok mutlu olursunuz?
Tamam mı? Verdiniz mi kararınızı? Evet. Sözü daha fazla dolandırmadan açıklıyorum Ayn Rand’ın cevabını.
“Aferin evlat, iyi iş çıkardın!”
Nasıl bir cevap?
Beğendiniz mi bu cevabı?
Sizce tatmin edici mi?
Nasıl hissedersiniz kendinizi, onların ağzından bu cümleyi duyduğunuzda?
Gözleriniz mi dolar?
Duygulanır mısınız?
Çok mutlu olur musunuz?
Yoksa ne demek istediklerini anlayamaz mısınız o an?
Nedir ki “iyi iş çıkarmak”?
Var mı kafanızda oluşturmuş olduğunuz böyle bir tanım?
“İyi iş çıkarmak”???
Bu dünyada nasıl yaşarsanız, iyi bir iş çıkarmış olursunuz ki?
Ya da onların iyi bir iş tanımından ne anlıyorsunuz?
Bugün neleri bilinçli olarak, iyi iş oldukları için yapıyorsunuz?
Ya da tersi bir ifadeyle; bugün nelerden bilinçli olarak iyi iş olmadıkları için kaçıyorsunuz?
Yaşamınızda ki değerleriniz, prensipleriniz neler?
Şu an elinizden gelenin en iyisini yaptığına inanıyor musunuz?
Hadi, bugüne kadar yaşadığınız hayata bir kez daha göz atın, bir kez daha düşünün.
Gururla, göğsünüzü gere gere, gönül rahatlığıyla “ben iyi bir iş çıkarmışım arkadaş” diyebiliyor musunuz?
Yoksa, söz konusu olan şey yaşanmış bir hayatsa “iyi iş çıkarmak” tanımını, anlamsız ve gereksiz mi buluyorsunuz?
17 Mart 2009
Haşim A.
9 yorum:
Beni kim karşılasın isterim!
Tanıdığım en harika insan DEDEM karşılasın. Uykuya hoş geldin desin bana. Sevdiklerimi onunla birlikte ziyaret edeyim.
Elbette iyi iş çıkartım. Nisanda tam 34 bahar görmüş olacağım. Bu dünyada kalmayı başardım. Bir arpa boyu belki yol aldım, almadım. Ama kendim bigi kaldım. Çiy tanesi duruluğunda..
Sevgili Haşim ARIKAN...... Su gibi akıp gittiniz yine zihnimden. Bir gün sizinle aynı sayfada yazacağız. Ben biliyorum!
Aslolan onların ne düşündüğü değil, benim kendime verdiğim hesaptır.. Ve o gün, karşıma koca bir vicdan çıkacak, elinde hayatımın ekstresiyle.. Dilerim o gün, kendimden memnun olayım.. Olamazsam, vayy benim halime.. Bu hesaplaşma mahşerde bile bitmez o zaman...
Ayn Rand' ın temel felsefesinin başında mantık olduğunu bilirim.
Hiç kimse hiç kimseye zorla düşüncesini empoze edemez ve kişiler tamamen kararlarını kendi
mantıkları çerçevesinde vermelidir.
Herkes kendisi için doğru olan neyse, düşünceleri nereye götürmek istiyorsa oraya gider.
Mantığımızı geliştirmek için önce doğru düşünmeyi öğrenmek gerekir derler sonuna kadar katılıyorum...
Öldüğümde tarihe adını yazdırmış bu değerli kişiler beni kapıda karşılasalardı bana ne sormaları
isterdim ????
Çok güzel bir soru daha önce hiç düşünmemiştim.
İlk aklıma gelen şey
Sevdin mi ? Sevildin mi ?
Mutlu oldun mu ? mutluluk verdin mi ?
Kısacası
-"İYİ Kİ DOĞMUŞUM DİYEBİLİR MİSİN ?"
diye sormalarını isterdim...
Bir de bir çoğuna hazır fırsat bulmuşken sarılıp öperdim. :))
Pozitif düşünceye sahip kişilerin zaten iyi iş çıkaracaklarını bildiğim için
Aferin iyi iş çıkarmışsın cevabı beni tatmin etmedi açıkçası.
Kusura bakma Ayn Rand :)))
Çünkü iyi iş kavramı bana göre kişiden kişiye değişir....
Size iyi gelen bana iyi gelmez.
Bana güzel görünen size güzel görünmez...
Bence iyi iş nedir biliyor musunuz ?
Yaşamak.
Nefes aldığım ve kendimi keşfettiğim andan itibaren yaşıyorum...
Belki de yeni doğmuş Bebeğim :)
Sevgili Hasim, cogu zaman öyle seyler soruyorsunuz ki, günlerce düsünmeme sebep oluyorsunuz, aklimin zemberegi sasiyor. Gözümü her actigimda bu sorulari buluyorum cogu zaman karsimda:)
Hahhhh, al bana bir soru daha, düsün bakalim düsünebildigin kadar simdi Belgin:)
Sevgilerimle
ya valla, bi kere onların ne dediğini hiiiç takmam. Orda daha büyük bir makam varken, büzük büzük kim takar onları, bi yanda zebaniler elinde mızrak, öbür tarafta melekler....bilindik sahne işte.
Hımm iyi iş çıkarmak .....
Ben şuana kadar baya iyi iş çıkardığıma inanıyorum. Yarına allah kerim. Eğer bir garibin yüzünü güldürebildiysem, aç bi pisinin karnını doyurabildiysem, ne biliim bi borçluyu borcundan kurtardıysam, ağlayana omuz olduysam, affedebildiysem kendimi ve diğerlerini.... afferim bana. Di mi ama?
Ben onlar bana birşey demeden, üstlerine atlayıp, sarılırdım. "Heyoo bende geldim" diyerek :)
Bu geldi aklıma ilk valla :)
Bana da iyi oynadın mı diye sormalarını isterdim sanırım iş falan çıkardığımı da sanmıyorum iş çıktıysa da acaba ben mi çıkardım orası da şüpheli :)
Benim beni karşılayanlardan duymak isteyeceğim ilk şey "burası diğer tarafttan daha iyi iyi ki geldiniz" olurdu heralde...
"iyi iş çıkardın evlat" da aslında fena değil... bir nevi "iyi yaşadın" gibi...
Ama ben eminim ki ne zaman gidersem daha geride çıkaracağım çok iş kalacak...çünkü işler bitmez...ve ben bitmeyecek tüm işleri çıkarmak istiyorum...
İyi iş çıkarmış ya da çuvallamış olmama bakmaksızın, sadece 'hoş geldin' demelerini isterdim...
Yorum Gönder