Hepimiz: Hoşgeldiniz. Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Anne-Baba: Yeni doğan bebeğimiz için geldik. Onun da genel anlaşmaya dahil olmasını, herkesin gördüğü toplumsal rüyayı onun da görebilmesini, bizler gibi mutlu!, ruhsal açıdan sağlıklı! bir birey olmasını istiyoruz.
Hepimiz: Harikasınız. Böyle bilinçli anne, babalarla karşılaşınca inanın çok mutlu oluyoruz. Demek yeni bir üyemiz daha oluyor. Yalnız sizde çok iyi biliyorsunuz ki bu rüya milyonlarca bireysel rüyanın birleşiminden oluşan kollektif bir rüya. Tüm toplumsal kuralları, inançları, yasaları, dini içinde barındırıyor. Bunun için de eğer yüzdeyüz başarı istiyorsanız kesinlikle hep birlikte, koordineli bir şekilde çalışmamız şart.
Anne-Baba: Biz anne ve babası olarak elimizden gelen herşeyi yapmaya hazırız. Yanlız aklımıza takılan bazı sorular var. Öncelikle bunları aydınlatabilmemiz için bize biraz yardımcı olursanız çok seviniriz.? Bu bizim ilk çocuğumuz. Bu konuda çok fazla tecrübeli değiliz. Uygulanan yöntem hakkında biraz bilgi verebilir misiniz Acaba nasıl bir eğitim modelini uyguluyorsunuz?
Hepimiz: İki aşamalı bir yöntem bu. Birinci aşama ehlileştirme süreci.İkincisi yani sonuç aşaması ise genel anlaşmaya katılarak baş eğme. Ehlileştirme sürecine onların normal eğilimlerini ortadan kaldırarak başlıyoruz. Bireysel özgürlük gibi yanlış bir düşünceyi tamamen devre dışı bıraktırıyoruz. Sonra nasıl yaşamaları gerektiğini, nasıl bir rüya görmelerini; toplumsal rüyadan onların içsel rüyalarına aktarımlar yapmak suretiyle onlara öğretiyoruz. Beyinlerin de bizlerle yüzdeyüz uyumlu bir inanç sistemi yaratıyoruz. Ve sonunda da bu inanç sistemi sayesinden genel anlaşmaya katılarak tamamen baş eğmelerini sağlıyoruz.
Anne-Baba: Peki başarılı olmalarını nasıl sağlıyorsunuz? Bunun için ne tip yaptırımlarınız var?
Hepimiz: İyi ve kötüye dayalı ceza-ödül sistemimizle. İstenildiği gibi davrandığı zaman onlara iyi kız, iyi erkek diyoruz. İstediklerimizi yapmadıkları zaman kötü kız, kötü çocuk oluyorlar. Eğitimin sonunda tamamen ehlileştiklerinde artık hepsi kendi kendilerini iyi ve kötü olarak değerlendirip cezalandırıp ödüllendirmeye başlıyorlar. Yani kendi ehlileştiricileri artık kendileri oluyorlar. Onlara öğrettiğimiz inanç sistemi zihinlerini yönetmeye başlıyor. İnanç sistemlerinde varolan herşeyi artık hiç sorgulamadan kendi gerçekleri olarak kabul ediyorlar.
Anne-Baba: Bu aldıkları eğitim onların kişilikleri üzerine olumsuz bir etki yaratabiliyor mu? Dediğimiz gibi o bizim ilk çocuğumuz. Onun için her şeyin en iyisini, en güzelini istiyoruz.
Hepimiz: Bu konuda yüreğinizi kesinlikle ferah tutun. Olumsuz bir durum söz konusu bile olamaz. Eğitimin sonunda kendileri ve dünyayla ilgili öğrendikleri herşeyi, zihinlerindeki tüm kavramları, kendi kişilikleri olarak görmeye başlıyorlar. Onları “ben” sanıyorlar. Hepimiz gibi onlarda mutlu ve sağlıklı bireyler olarak toplumsal rüyamıza katılıyorlar.
Anne-Baba: İnanın bizi çok rahatlattınız. Sizi gerçekten tebrik ediyoruz. Kendi içinde mükemmel, kusursuz işleyen bir sistem yaratmışsınız. Kayıt için nereye başvurmamız gerekiyor?
25 Kasım 2007
Haşim A.
Anne-Baba: Yeni doğan bebeğimiz için geldik. Onun da genel anlaşmaya dahil olmasını, herkesin gördüğü toplumsal rüyayı onun da görebilmesini, bizler gibi mutlu!, ruhsal açıdan sağlıklı! bir birey olmasını istiyoruz.
Hepimiz: Harikasınız. Böyle bilinçli anne, babalarla karşılaşınca inanın çok mutlu oluyoruz. Demek yeni bir üyemiz daha oluyor. Yalnız sizde çok iyi biliyorsunuz ki bu rüya milyonlarca bireysel rüyanın birleşiminden oluşan kollektif bir rüya. Tüm toplumsal kuralları, inançları, yasaları, dini içinde barındırıyor. Bunun için de eğer yüzdeyüz başarı istiyorsanız kesinlikle hep birlikte, koordineli bir şekilde çalışmamız şart.
Anne-Baba: Biz anne ve babası olarak elimizden gelen herşeyi yapmaya hazırız. Yanlız aklımıza takılan bazı sorular var. Öncelikle bunları aydınlatabilmemiz için bize biraz yardımcı olursanız çok seviniriz.? Bu bizim ilk çocuğumuz. Bu konuda çok fazla tecrübeli değiliz. Uygulanan yöntem hakkında biraz bilgi verebilir misiniz Acaba nasıl bir eğitim modelini uyguluyorsunuz?
Hepimiz: İki aşamalı bir yöntem bu. Birinci aşama ehlileştirme süreci.İkincisi yani sonuç aşaması ise genel anlaşmaya katılarak baş eğme. Ehlileştirme sürecine onların normal eğilimlerini ortadan kaldırarak başlıyoruz. Bireysel özgürlük gibi yanlış bir düşünceyi tamamen devre dışı bıraktırıyoruz. Sonra nasıl yaşamaları gerektiğini, nasıl bir rüya görmelerini; toplumsal rüyadan onların içsel rüyalarına aktarımlar yapmak suretiyle onlara öğretiyoruz. Beyinlerin de bizlerle yüzdeyüz uyumlu bir inanç sistemi yaratıyoruz. Ve sonunda da bu inanç sistemi sayesinden genel anlaşmaya katılarak tamamen baş eğmelerini sağlıyoruz.
Anne-Baba: Peki başarılı olmalarını nasıl sağlıyorsunuz? Bunun için ne tip yaptırımlarınız var?
Hepimiz: İyi ve kötüye dayalı ceza-ödül sistemimizle. İstenildiği gibi davrandığı zaman onlara iyi kız, iyi erkek diyoruz. İstediklerimizi yapmadıkları zaman kötü kız, kötü çocuk oluyorlar. Eğitimin sonunda tamamen ehlileştiklerinde artık hepsi kendi kendilerini iyi ve kötü olarak değerlendirip cezalandırıp ödüllendirmeye başlıyorlar. Yani kendi ehlileştiricileri artık kendileri oluyorlar. Onlara öğrettiğimiz inanç sistemi zihinlerini yönetmeye başlıyor. İnanç sistemlerinde varolan herşeyi artık hiç sorgulamadan kendi gerçekleri olarak kabul ediyorlar.
Anne-Baba: Bu aldıkları eğitim onların kişilikleri üzerine olumsuz bir etki yaratabiliyor mu? Dediğimiz gibi o bizim ilk çocuğumuz. Onun için her şeyin en iyisini, en güzelini istiyoruz.
Hepimiz: Bu konuda yüreğinizi kesinlikle ferah tutun. Olumsuz bir durum söz konusu bile olamaz. Eğitimin sonunda kendileri ve dünyayla ilgili öğrendikleri herşeyi, zihinlerindeki tüm kavramları, kendi kişilikleri olarak görmeye başlıyorlar. Onları “ben” sanıyorlar. Hepimiz gibi onlarda mutlu ve sağlıklı bireyler olarak toplumsal rüyamıza katılıyorlar.
Anne-Baba: İnanın bizi çok rahatlattınız. Sizi gerçekten tebrik ediyoruz. Kendi içinde mükemmel, kusursuz işleyen bir sistem yaratmışsınız. Kayıt için nereye başvurmamız gerekiyor?
25 Kasım 2007
Haşim A.
Esin kaynağı: Don Miguel Ruiz – Dört Anlaşma
3 yorum:
Mükemmel bir anlatım, ne yazık ki kulağa bir masaldan çok gerçek gibi geliyor
Tabi doğru, bizim bir kahramana ihtiyacımız var.
O gelsin bize neyi yapıp yapmamız gerektiğini söylesin.
Biz hep onun sözünü dinleyelim.
Biz kimiz ki ?
Bizim fikrimiz olabir mi ?
Amannnnn ne düşünüyorsun sen keyfine bak, boşver,
Birileri senin yerine düşünüyor nasılsa,
Böylesi daha kolay di mi ?
Koyun olup güdülmek mi istersin ?
Vahşi bir hayvan olup ? doğayla mücadele mi etmek istersin ?
Ben bir lideri dinliyorum.
Kimi mi ? ATATÜRK' ü
Neden mi ? O beni kuralların içine sokmuyor, özgür bırakıyor...
Aklın ve bilimin peşinden git diyor...
Bilim deneme ve yanılmalarla ortaya çıkar.
Küt diye bir şeyi kabül etmez.
Ben niye konuşuyorsam bana ne ki..
Tercihim fikrini söylemek isteyenlerin arasına girmekti belki de....
Çok güzel bir yazı, malesef kaçırdıklarım arasındaymış.....
anneme, babama ve Onların dogrularına, dogru zannettiklerine ithaf ediyorum,
izninizle Hasim Bey...
Yorum Gönder