4 Temmuz 2025

Yaşayamadığın hayat hızla akıp giderken, sen de bir kenarda öylece durmuyor musun?

Bakışların öyle derin ki, sanki yaralarımı, senden saklamak için üzerime giydiğim tüm imajları yırtıp açıyor, beni tüm cesaretsizliğimle, korkularımla, zayıflıklarımla, sevgi açlığımla görüyormuşsun gibi…

Ama ben….
Senin karşında böyle, tüm duygusal çıplaklığımla duramam ki!

Korkarım beni böyle görürsen, beni;
İstemeyeceğinden,
Sevmeyeceğinden,
İnciteceğinden,
Yaralayacağından.
Hiç beklemediğim anlarda senden gelebilecek darbelerden…

Ne kadar gerçek duygularımı sana  belli etmeden, sevgi açlığımı sana hissettirmeden karşında var olabilirsem, o kadar rahat ve güvende hissederim kendimi ben.
 
Ne olur, çek artık beni en çıplak halimle görüyormuş gibi bakan o gözlerini üzerimden.
 
İzin ver bana,
Gerçek duygularımı, yaralarımı senden saklamama. 
Zihnimdeki imajlarla, yargılarla, inançlarla, şablonlarla oluşturduğum bir kimlik modelinin içinde sanki iyiymişim, mutluymuşum gibi senin karşında durmama.
 
Her ne kadar bu şekilde yaşayıp, gerçekte kim olduğumu ve gerçek ihtiyaçlarımın ne olduğunu kaybediyor, gitgide kendime yabancılaşıp, “sahte kişilik taşıyıcısı” olarak her gün biraz daha uzmanlaşıyor olsam da, 

Bu sahte kişiliklerin ardına saklanarak yaşadığım bu “yarım hayat”, benim kendi seçimim sonuçta. 

Kimimiz kurtarıcısıyız, kimimiz kurbanıyız kendimizin bu hayatta, 

Lütfen saygı duy sen de benim kendi özgür irademle verdiğim bu karara!

Haşim Arıkan



Fotoğraf : Unsplash / Maksym Mazur


Hiç yorum yok: