Sen sadece kahveni, çayını al ve uğra, ben her sabah 07:00'de yeni bir yazıyla buradayım.

26 Temmuz 2025

Hepimizin içindeki duyguların cümlelere dönüşmeye ihtiyacı var.


Farkında mısın?
Yaptığımız sohbetlerde, karşımızdaki insana yönelttiğimiz her soru, aynı güce ve aynı etkiye sahip değil! 

Sohbetlerimizde hepimiz aslında, bilerek ya da bilmeyerek, iki farklı tipte soru kullanıyoruz!

Ya yatay sorular sorarak, öğrenmek istediğimiz düz bilgileri karşımızdaki insandan alıyor, onunla yüzeysel bir ilişki kurup, birbirimizin duygularına hiç dokunmadan sohbet ediyoruz.

Ya da karşımızdakine dikey sorular yöneltip, onu kendi derinlerine, kendi duygularına doğru bir keşfe çıkarıyor, kendi gerçeklerine ulaşmasına aracı oluyoruz. 

Bu sayede aslında hem onu daha iyi ve daha yakından tanıyor, hem de onun kalbine dokunabilme şansını elde ediyoruz. 
Sorduğumuz dikey sorularla, onun kendini, kendi gözleriyle görmesine, kendisi ve duygularıyla ilgili daha derin düşünmesine, duygularını cümlelere döküp, biriyle paylaşabilmesine destek oluyoruz. 

Duyguları gün yüzüne çıktığı için, onun onları işleyebilmesine, kullanabilmesine, onlar üzerine düşünüp, belki de kendisini kendinden daha da ileriye taşıyabilmesine fırsat tanıyoruz!

Hepimizin içindeki duyguların cümlelere dönüşmeye ihtiyacı var. 

Cümlelerin de bir sese. Benim de, ben’i daha iyi keşfedebilmem için, beni önemseyen, bana değer veren bir sen’e…

Seçim her zaman bizim!

İlişkilerimizde karşımızdaki insanı gerçekten tanımak, onu anlamak, adına hayat dediğimiz bu keşif yolculuğunda onu daha da zenginleştirip, çoğaltmak, yoluna ışık mı olmak istiyoruz?

Yoksa….

Haşim Arıkan


Fotoğraf : Unsplash / Jessica Da Rosa

Hiç yorum yok: