Ne tuhaftır aslında!
Hem yaşamla uyum içinde akıp gitmek ister, hem de yaşamla sürekli inatlaşırsın!
Sırf istemediğin için kendini ne çok şeyden mahrum bırakırsın!
Hayatın akışı gitmeni gerektirir, sen tutunacak bir şeyler bulur onlara bağlanırsın.
Yolcusu olduğun yol senin seçimlerine göre sürekli değişir, sen inatla sana yol gösterecek sabit bir harita ararsın.
Sözün özü dostum,
Sen de her insan gibi, anladığın, düşünebildiğin kadarsın.
Kendinin hem sahibi, hem de kendine teslim olansın.
Hem sırtındaki yüke neden olan, hem de o yükü taşıyansın!
Her şey senin zihninde, inandığın hikayeye göre gerçekleşir.
Ya kendini zihninde biriktirdiklerinden özgürleştirir, sürekli bilinmeyenin enginliğine dalar, hayatı hiç bitmeyen bir keşif, bir macera gibi yaşayıp,
Kendi içine doğru heyecanlı bir yolculuk yaparsın.
Ya da biriktirdiklerinle sürekli kendi önünü tıkar, hayatını kazanılmış alışkanlıkların, edinilmiş kanıların, zihinsel kurgularınla sınırlarsın.
Bilincini sınırlayan kanıksadığın duygu, düşünce ve davranış kalıpları yüzünden şimdinin sana sunduğu bir çok olasılığı boşa harcar,
İçinde yaşanmadan kalmış bir hayatın ağırlığıyla kendini hırpalar, yorarsın…
Her insan kendi kendinin nedenidir!
Hayat kontrol altına alabileceğin bir şey değil, yaşanacak bir şeydir.
İnandığın hikayeye göre, ya hayat seni yaşar, ya da sen hayatı yaşarsın…
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Karsten Winegeart
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder