Sen sadece kahveni, çayını al ve uğra, ben her sabah 07:00'de yeni bir yazıyla buradayım.

30 Haziran 2025

Herkes hissettiği duygunun renginde yaşıyor an’ı, o rengi bulaştırıyor hep o anlara, o an’ı paylaştıklarına…


Herkes hayatın farklı gerçeklik derelerinde yürüyor.
Herkes insan olmanın farklı, farklı hallerini deneyimliyor.
Yaşadığı her şeyi kendi düşüncelerine göre anlamlandırıp, renklendiriyor...

Farklı yaşam deneyimlerine sahip bu hayatlar, her karşılaşmalarında birbirine farklı, farklı duyguları yaşatıyor, tattırıyor. 

Birbirini bir ruh halinden alıyor, diğerine koyuyor. 
Bu geçici ruh halleri arasında gidip gelirken herkes aynı zamanda kendi hayat örgünü dokuyor.
 
"Hayat örgümde bugüne kadar acaba nasıl bir desen yarattım?

29 Haziran 2025

Gerçek hayat nerede başlıyor?

 


Her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan hala yorulmadın mı?

Olacakları önceden bilme isteğinden…
Yanlış yapmaktan, kaybetmekten, yetersiz kalmaktan korkmaktan...

Bir şeyleri kontrol edebilirsen, 
Kendini daha güvende hissediyorsun değil mi?

Ama farkında mısın?
Sen ne kadar sıkı tutmaya çalışansa, hayat kayıp gidiyor sürekli avuçlarından.

28 Haziran 2025

Sana gereksinimi olmaksızın seninle birlikte olmayı seçen.

Birlikte,
Ama aynı zamanda da bir başına.

Biz,
Ama “sen” ve “ben” de, her daim içinde.

Kalabalığın ortasında,
Ama yalnızca "sen" inle.

27 Haziran 2025

Bedenin diliyle, ruhun hikayesi!


Bedenim sanki sürekli konuşuyor benimle.
Kimi zaman nazikçe fısıldıyor söylemek istediklerini,
Kimi zamansa bir hastalıkla haykırıyor yüzüme. 
 
Kendimize yaşamak için izin vermediğimiz duyguların yankısı sürekli birikiyor, birikiyor, birikiyor bedenimizde…
Çoğunlukla da hep damarlarımızın içinde...
 
Çünkü yaşam oradan akıyor.
Kalp ondan besleniyor.
Ruhumuzun bir yerinde bir şeyler sıkıştığında, ilk bu akış bozuluyor.
Sevgimiz yüreğimizde rahatça dolaşamadıkça, kanımızda damarlarımızda rahatça akamıyor.

26 Haziran 2025

İnsan, hayat, hep biraz eksik, her zaman!

 


Dolu, dolu yaşamak istiyorum hayatı?
Duyusal varoluşu arzuluyorum.

Arzularım  beni yeni deneyimlere doğru götürüyor.
Her yeni deneyimse, kendimle ilgili yeni bir keşfe, kendimi bilişe.
Her seferinde sanki biraz daha açılıyorum kendime.
 
Bazen dünyayı keşfetmek adına kendimi göz ardı ediyorum, 
Bazen kendimi keşfetmek için dünyadan uzaklaşıyorum.

25 Haziran 2025

İçimdeki Dört Yolcu!


Bu bedende dört yolcu ile yürüyorum uzunca bir süredir.

Her biri benimle farklı bir dilde konuşup, bana farklı bir yönü işaret ediyor!
 
İlki, bir yazar.
Duygularımı, düşüncelerimi kelimelere döküyor,
Kırıldığım yerleri, geçmişte susup söyleyemediklerimi paragraflarla sarıyor.
Bana aşka, sevgiye, özleme, yalnızlığa, insana, hayata dair cümleler kurduruyor.
Her yazdığımla kendimi biraz daha ifşa ettiğimi bile, bile…
Sürekli yazmak istiyor.

24 Haziran 2025

Bir hayat kaç karar, kaç seçim eder?

 


Bebek büyüdü, doğduğu günden beri içinde taşıdığı o yaşlıyla sonunda tanıştı!
Zihninde eskinin görüntüleri daha fazla canlanmaya başladı.
İlk nefesinden bugüne, gün be gün yazdığı öyküsünü düşündü.
Bir kez daha düşüncelerinin ağına düştü.
Yine üzüldü…

Düşünceleri ile arasındaki bağ koptu.
Dünyanın kenarından sonsuzluğa yuvarlandı.
Gerçek sandıkları, bir düşe dönüştü.
Ben zannettiği beden ardında, dünyada kaldı.

23 Haziran 2025

Hayatınızın kalan kısmında bir insan olarak kendinizi ne kadar kullanmayı düşünüyorsunuz?


“Yaşamdaki gerçek haz budur, sizin tarafınızdan yüce olarak kabul edilen bir amaç için kullanılmak, doğanın bir kuvveti olmak; dünyanın sizi mutlu etmeye kendini adamadığı için şikayet eden küçük ateşli bir keyifsizlik budalası olmaktansa. Öldüğüm zaman tamamen kullanılmış olmak istiyorum.Yaşam benim için kısa bir mum değil. O benim için bu an tutma hakkını elde ettiğim muhteşem bir meşale ve ben gelecek nesillere aktarmadan önce onun alabildiğince parlak yanmasını istiyorum.”

George Bernard Shaw’a ait bu satırları okuyunca ne hissettiniz?

22 Haziran 2025

Esas mesele ona neler verdiğinde değil, senin ona neleri veremediğinde!

Adına hayat dediğimiz, Tanrı’nın bizi de içine dahil ederek tasarladığı bu öğrenme yolculuğunda, her şey gibi, ebeveyn olmayı da, anne ve babandan, onların sana yaptıklarından ya da yap(a)madıklarından, yaşayarak, hissederek öğrenir ve içselleştirirsin. 

Bir gün sen de anne/baba olduğunda bu öğrendiklerini sana göre daha farklı bir şekilde paketleyip, ona istediğin makyajı yaparak kendi çocuğuna verebilirsin. Ama paketin içindekiler, zaman içinde sen bir şeyleri fark edip değiştirmediysen asla değişmez. 

Sen anne ve babandan hangi duyguları alabildiysen çocuğuna da ancak o duyguları verebilirsin. 

Bazı duyguların çekmecesi boştur sende, annen ve baban çocukken sana onları ver(e)medikleri için. 

21 Haziran 2025

Her aşkın tanımı kendi içinde saklıdır.


Aşk tanımsızdır. 
Tanımladığında artık aşk olmaz!

“Aşk nedir?” 
Diye soruyorum.

“Bence bunu düşünmemelisin.” diyor.

Eğer zihnini aşk’a dair düşüncelerle doldurursan, sürekli o düşüncelerin oluşturduğu bariyerlere takılır gerçek aşka ulaşamazsın. 

Aşk nedir? diye düşünmek, zihnin arşivinden, aşka dair seçtiklerini ya da reddettiklerini cümlelere dönüştürmektir.

20 Haziran 2025

Doğru kararlar tecrübeden gelir ama tecrübe de kötü kararlardan oluşur unutma!

 

Keşke ile başlayan cümlelerimi terk ediyorum artık.

Bırak diyorum tecrübe olsun yaşadıkların sana.
Doğru kararlar tecrübeden gelir ama, tecrübe de kötü kararlardan oluşur unutma!

Sen ne yaparsan yap, başka hayatlarda gördüğün her şeyin senin de başına gelme ihtimali var, hayata kızıp kendini bu kadar çok hırpalama.

Hayatta olması gerekenler, bugüne kadar hep oldu, oluyor, olmaya devam edecekler sen ne kadar onlara engel olmaya çalışsan da.

19 Haziran 2025

Acaba ne kadar oldu, olmayalı?


Bugün kendimi kimseyle kıyaslamasam diyorum…

Ne kadar yol aldıklarını bilemediğim hayatlarla, aynı çizgide yürümek için kendimi bu kadar zorlamasam!

Onların elde ettiğini düşündüğüm başarılar, benim içimde bir eksikliğe yol açmasa!
Gülümseyen fotoğraflarla karşılaştığım da, kendi mutluluğumu sorgulamasam!
“Ben neden böyle değilim?” yerine,
“Ben nasılım?” diye sorsam kendime.

Kendimi aslında varolmayan bir yarışın içine hiç sokmasam.

18 Haziran 2025

… bilirsin ki sensindir onların hepsi!


Cahil ve de bilgeyim. 

Anlayışlı olduğu kadar bencil. 
Sakin olduğu kadar öfkeli. 
Cesur olduğu kadar korkak. 
Mutlulukları kadar acı çeken. 
İç savaşlarında galip olduğu kadar mağlup da olan.

Kısacası insanım ben de tıpkı senin gibi, sadece insan.

17 Haziran 2025

Yaşadıklarının mı, yaşayamadıklarının mı yorgunusun?


Farkında mısın?

Yaşadıklarını mı, yaşayamadıklarını mı daha derinden hatırlıyorsun?
Hangisinin etkisinde, hayatta nasıl bir ruh haliyle seyir ediyorsun?
 
Yaşadıkların mı hala acıtıyor canını?
Ne yaparsan yap, artık hiç bir zaman yaşayamayacaklarını hatırladıkça mı yaralanıyorsun?
 
Yaşanması mümkünken, yaşayamadığın o mutlu anlarda mı hala aklın?

16 Haziran 2025

Hayat almakla mı başlar? Ve sonra insana bundan vazgeçmesi mi öğretilir!

Hayat, almakla mı başlar?

İnsan almayı bilerek mi doğar? 
Ve sonra ona bundan vazgeçmesi mi öğretilir!
 
Yoksa almayı hiç bilmeden mi gelir dünyaya? 
Zaman içinde birilerinin rehberliğiyle mi almayı öğrenir.
 
Kim öğretir bize almayı?
Kim bizi ondan vazgeçirir?
Düşünüyorum…
Hatırlamaya çalışıyorum…
 
Bir anı…
Bir his…
Derin bir iz…

15 Haziran 2025

Ne gözümüzü alabiliyoruz hayattan, ne yaşamayı göze alabiliyoruz!


Mutlu değiliz!
Çünkü hayat olmasını istediğimiz gibi değil. Olduğu gibi!
Hayatın kendi planı varken, bizim de hayata dair kendi planımız olsun istiyoruz.

Kızgınız dünyaya!
Etrafında döndüğümüz dünyanın, bizim düşüncelerimizin etrafında dönmesini istiyoruz!
Kızgınlığımızın sadece dünyada olan bitenler yüzünden olmadığını kabul edemiyoruz.
 
Yaşayamıyoruz hayatı!
Hiçbir an’ı tam yaşayamıyoruz, hep bir sonrakine hazırlık yapmakla meşgulüz.
Ya ötesindeyiz yaşadığımız an’ın, ya da gerisinde kalıyoruz.

14 Haziran 2025

Hangi hayata, hangi ben’e, hangi duyguya yetişmeye çalışıyorum?

Düşünüyorum!

Acaba neyin peşindeyim?
Kimi, neden kovalıyorum?
Hangi hayata, hangi ben’e, hangi duyguya yetişmeye çalışıyorum?
 
Her seferinde kendime, belki bu defa farklı yaşanır her şey diyorum…
 
Zaman eşlik ediyor bana…
Hikayeme birkaç mevsim, birkaç insan, birkaç anı, birkaç acı daha ekliyorum...
 
Ve bir kez daha fark ediyorum!

13 Haziran 2025

Sebepsiz yere kendine kaçmaz ki insan!


Bu aralar ne çok ihtiyacım var yalnız kalmaya…
Herkesten, her şeyden biraz uzaklaşmaya…
Kendimle baş başa, sakin, huzurlu gezintiler yapmaya… 
Tartışmadan, yargılamadan, kendimi anlamaya…
Kendi varoluşum için hala başkalarının onayını aramamaya…

12 Haziran 2025

Her taş, yerini buluncaya kadar ağır geliyor insana.


Zaman, zaman gördüğüm o rüyayı dün gece yine gördüm!

Rüyamda evimin bahçesi yine kazılıyordu. Toprak alt üst olmuş, bahçemin o aşina olduğum düzeni bozulmuştu. Ama bir yandan da bahçem yenileniyordu. Bir an ortaya çıkmaya başlamış bu yeni halini bakarken gülümsediğimi fark ettim.

Belki de bahçem, benim içimde yıllardır sessizce beklettiğim bir alanı temsil ediyordu.

Rüyamın, bilinç dışımın bana ne anlatmaya çalıştığını sorguladım bir süre.

Hayat bazen ansızın yüzeye çıkarıyordu yıllardır içimizde bastırdıklarımızı…

11 Haziran 2025

Herkes de kendini gör, hiç kimse seni kendin gibi görmesin!

Sence daha ne kadar direnebileceksin?

Hadi bırak artık şu inadı!
Kulak ver sana sürekli tekrar edilenlere!

Kabullen artık!
Ehlileş!
Direnme!
Ödün ver!
Teslim ol!
Hizmet et!

Düşünsel özgürlüğünü unut!
Benliğini terk et!
İnkar et, sil kendini!
Boşalt ruhunu!
Kendine sadık kalmaya bu kadar çabalama!

10 Haziran 2025

Yaşadığım ilişkilerde bağlanıyor muyum, yoksa ona tutunmaya mı çalışıyorum?


Diyorum ki;
Bana varlığımı hissettirecek birine bağlanmak, hayatta bir karşılığımın olduğunu görmek, onu yaşamak istiyorum. Öte yandan onun bağımlısı haline gelir miyim diye de korkuyorum.
 
Diyor ki;
Hepimiz bir bağ kurmak, bağlanmak isteriz. Bazen biriyle, bazen bir yerle, bazen bir anlamla…
 
Çoğu zaman da hiç bakmayız, sorgulamayız, 
O bağın bizi özgürleştirdiğine mi, yoksa tutsak mı aldığına!
Oysa tam da bu noktada başlar, seni de korkutan o ayrım:
Bağlanmak, yüreğimizin yaptığı bir seçimdir.
Bağımlılıksa, mecburiyetten doğan bir zorunluluk!

9 Haziran 2025

Her ayrılık hoş bir vedayı hak eder!

 


Önce sözleriyle, bakışlarıyla mahkum etmeye başlar seni.

Ardından yargılanmaya, dışlanmaya, yok saymaya başladığını hissedersin.
 
Sen nerede, neyi yanlış yaptığını anlamak için kendi kendine çabalarken.
O, cümleleriyle her gün daha fazla ezmeye, küçümsemeye devam eder seni.
Onun için sanki hiç sevmediği bir yabancıymışsın gibi.
Yaptığı her hamleyle, sana hiç bir seçenek bırakmadan, hızla kaçınılmaz bir sona doğru taşır ilişkinizi.

8 Haziran 2025

Kim veriyordu kararı, hangi hayalin gerçek olacağına? O hayali kuran mı, o hayali ona kurduran mı?

 

Söyle bana hayat!
Beni kime doğru yaklaştırıyorsun?
Birlikteyken bize olacak olanların kayıtları şu anda nerede?
 
Hangi tesadüfle, ne zaman kesişecek hayatlarımız?
Birbirimize ilk bakışlarımızla mı sarılacağız?

Rollerimiz ne olacak hikayelerimizde?
 
Birbirimizi kendisi ile buluşturup, tanıştırmayı başarabilecek miyiz?
Birbirimizin ruhuna değip, eksik olan bir şeyleri yerine koyabilecek miyiz?
Birbirimizin dünyasına ilgi ve merak duyabilecek miyiz?

7 Haziran 2025

İç dünyamda neler olup bitiyor? Beni ne, bu denli etkiliyor?

 


Zaman değişiyor…
Ben değişiyorum…

Acaba değişerek kendimden mi uzaklaşıyorum?
Yoksa kendime daha çok mu yaklaşıyorum?

Kimdim ben eskiden?
Şimdi kim oluyorum?
 
Hayatta her şey kendi akışına tabi, durmaksızın akmaya devam ediyor…
Yaşamlarına dahil olarak hayata bağlandıklarımın, zaman içinde yolu hikayeme çıkanların, hayatıma dokunuşları ruh halimi sürekli değiştiriyor. 
Bu değişimler zihnimin anı koleksiyonuna sürekli yeni anılar ekliyor!

6 Haziran 2025

İnsani büyüme zor bir iş olduğu için mi bu kadar yorgunum?



Düşünüyorum!

Acaba neyin peşindeyim?
Kimi, neden kovalıyorum?
Hangi hayata, hangi ben’e, hangi duyguya yetişmeye çalışıyorum?
 
Her seferinde kendime, belki bu defa farklı yaşanır her şey diyorum…
 
Zaman eşlik ediyor bana…
Hikayeme birkaç mevsim, birkaç insan, birkaç anı, birkaç acı daha ekliyorum...

5 Haziran 2025

Her gün bir şeyler, ne kadar şeyi bilmediğimi hatırlatıyor bana...


Diyorum ki;
Çok yoruldum yaşadıklarımdan!
Ben artık hayatı düşünmeden yaşamak istiyorum!
Söyle bana nasıl unutulur düşünmek?
 
Diyor ki;
İnsan düşünmeden yaşayamaz!
Düşünen, düşünmeden yaşamı, kendini anlayamaz.

Yaşam ilişkilerden oluşur.
Hayatla, insanlarla, toplumla, doğayla, fikirlerle, duygu ve düşüncelerini harekete geçiren her şeyle…
Var olmak, ilişkide olmaktır.
Yaşadığın ilişkilerde ortaya çıkan hareketi, içsel dalgalanmaları anlamaktır.

4 Haziran 2025

İnsan insanı insan da mı tanır?

 


İnsan sandığından fazlasını bilir. 
Bildiğinden daha fazlasını bilincini, aklını kullanarak bulabilir. 
Sürekli konuşarak bildiklerini tekrar etmek yerine dinlemeyi seçtiğinde yeni şeyler öğrenebilir.

Tüm eylemleri özünde iki şeye dayanır.
Gerçekleştirdiği eylemin sebebi ya korkudur, ya da hazdır.
Arzular hazzın, zevkin anısıdır, korkular acının, ızdırabın.
Yaşan(a)mamış anılarsa onu en çok yoranlardır.

3 Haziran 2025

Belki de henüz senin dokunamadığın noktalarda hayatın anlamı!

Sürekli unutuyorum!
 
Herkesin tıpkı benim gibi, dünya adlı bu muazzam sahnede, bir insan olarak var olmaya, hayatta kalmaya, kendi gerçekliğini, kendini yaratmaya çabaladığını…
Hepimizin hayat denilen büyük bütünün sadece küçücük bir parçası olduğumuzu…
Büyük bütünün, küçük parçaların ürettiği, güzel veya çirkin, iyi ya da kötü gerçekliklerle, hüznün içindeki yanlışla veya mutluluğun içindeki doğruyla dönüştüğünü, evrildiğini…
Tarih denilen şeyin bu küçük parçaların yarattığı gerçeklerle dalgalandığını, değiştiğini, yazıldığını, gelecek nesillere tek bir hikaye olarak devrettiğini…

2 Haziran 2025

Onu sevme nedeninin belki de onun kusurları olabileceği hiç aklına geldi mi?

 


Gözlerimiz buluşunca bana gülümsüyor. Ben de ona gülümsüyorum. Birbirimizi sevdiğimizi biliyorum. Bunu bu kadar net bir cümle ile ifade edebilmeme rağmen, düşünüyorum!

Acaba biz gerçekten de birbirimizi mi seviyoruz? Yoksa birbirimize dair kendi kafamızda yarattığımız o imgeleri mi? Onun gördüğü ama benim göremediğim ben’i, olduğuma inandığım ben ile eşitlesem acaba beni yine böyle sever mi?

Onun kafasında yarattığı imgeye göre acaba ben nasıl biriyim?

1 Haziran 2025

Aynı anda yaşarız da aynı anı asla yaşa(ya)mayız!


Her şey seslerin kulak zarınla o ilk buluşması ile başlar!
 
Ardından duyduğun o sesler, geçmişinin senin beyninde yaratmış olduğu algılama kanallarından akarak kendilerini sesten bir düşünceye dönüştürme yolculuğuna çıkar. 
 
Zihnin harekete geçer sana ait hatıralar arşivine dalar. O seslerin içinde bulunduğu ya da bulunmadığı tüm anılarını tarayarak bulabildiği, o seslerle ilişkilendirebildiği her şeyi toplar.
 
Ve en sonunda bir karar verir, renklendirir, anlamlandırır, projekte eder senin için kulak zarına çarpan o sesleri kendi filtresinden süzerek, damıtarak.
 
Ve sen de anladığını sanırsın! 
 
Ama neyi?