4 Ağustos 2009

Herkes gibi sen de, ne tam günahkar ne de tamamen günahsız olacaksın...

Düşündün mü hiç?
Hayata geliş nedenini?
Hangi yolları izlemek, hangi işleri yapmak, kimlerin hayatına dokunmak, hangi acıları çekmek, sevginle, nelerin anlamını çoğaltmak için seçildiğini.

Sen de biliyorsun.
Yürüdüğün yollar her zaman kısa, her zaman kolay olmayacak.
Mutlu bir hedefe ulaşamayan yollar, seni hep daha fazla yoracak.

Senin gibi herkes de sana, sadece kendinde olanı verebilecek.
Herkes gibi, sen de insan olmanın bütün hallerini taşıyacaksın.
Herkes gibi, sen de ne tam günahkar ne de tamamen günahsız olacaksın.

Senin de korkuların olacak.
Sen de onları yenmek için sürekli onlarla mücadele edeceksin.
Gün gelecek, sen de yenişlerin asla bir sonu olmadığını, anlayışın bir son olduğunu fark edeceksin.

Mutlulukların da, ancak katlanabildiğin acıların kadar olacak.
Birini red etmeye kalktığında, ötekinin de yok olduğunu keşfedeceksin.
Sen de bir gün, hayatın gerçek tadına, bütün zıtlıkları bir bütün olarak kabul edip, onların mükemmel dengesini yakalayabildiğinde ulaşabildiğini fark edeceksin.

Gün gelecek kendini böyle düşüncelere kaptıracaksın.
Gün gelecek hayalinde canlanan görüntülere takılacak gözlerin.
Gün gelecek yaşamının öyküsüne kulak kabartacaksın.

Herkes gibi bir gün sen de yolun sonuna ulaşacaksın.
Senden başka hiç kimse yürüdüğün bu yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu anlamayacak.

04 Ağustos 2009
Haşim Arıkan

Fotograf: Never let me go

7 yorum:

Adsız dedi ki...

BAşak hisler var içimde sanki bu yollarda benden önce başkaları yürümedi gibi. Yürüdü ama benim gibi mi yürüdü.....

İnsan hep biricik olmak istiyor. Her hayat başka. Sonlu hayatın sonsuz kahramanı olmak yaşamak.

Klasik bir Haşim Arıkan güzellemesi okudum. Kelimelerce yaşa.

Selamlarımla

guguk kuşu dedi ki...

"Senin gibi herkes de sana, sadece kendinde olanı verebilecek". cümlen bana Halil Cibranın bir cümlesini hatırlattı: elinde yılan olan size yılan hediye eder.
buaralar aynı parallelikte düşünmüşüz: hayatı bir bütün olarak görmeyi başarabilme, hiç bir şeyi dışlamaksızın, yargılamadan....belki de başarırım?

isimsiz dedi ki...

İnsan hayata neden gelir ki! Neden yaşanır tüm başımıza gelenler! Düşünür durur insan, ardından geriye kalan kırıntıları toplarken...

Oysa insanın yaşamı hiç de öyle tesadüfler sonucu oluşmaz! tesadüf dediğimiz o yollara da bizi götüren yine içimizdeki ses değil midir ki! İnsanın yaşamı ve yaşadıkları kendi yansımasından başka bir şey değildir...

Bu hayat senin, başkalarının ne düşündüğünün ne önemi var ki! Herkes bir gün yolun sonuna gelecek, sen biliyorsan attığın adımların ağırlığını ve kuş kadar hafif kalabilmişsen , SONSUZLUĞA KADAR UÇ UÇABİLDİĞİNCE!!!

Kaleminize ve yüreğinize sağlık... Esenlikler dilerim...

Kumsal dedi ki...

Yazını tam 3 kere okudum
anlayarak,sindirerek,severek
ama bence bazı kesim bazı cümlelerini yaşayamıycak

Aşk ve Zehir dedi ki...

Hayat, bir dağa tırmanmaya benzer..
Tırmandıkça nefessiz kalır ve yorulursun fakat sonuna geldiğinde artık görüş açın değişmiştir..

olive dedi ki...

işte bende tam bu noktada yanlış düşündüğümüzü hissediyorum, bir amaç olmalı ,bir tanrı olmalı belki ve biz onu doğru algılayabilmeliyiz ))

Derinden dedi ki...

Herkesin yaşamı kendine zor geliyor. Aslında herkesin hayatında bir yokoluş, aşk acısı, terk ediliş ya da terk etme var.Ama kişi sadece kendisinin başına geldiğini zannediyor ve çok kahırlanıyor.