1 Temmuz 2009

Sen tercihlerinin mi, yoksa vazgeçişlerinin mi bir eserisin?


Düşündün mü hiç? 

Bugün bulunduğun noktaya acaba nasıl geldin?
Bugünkü seni, hangi kararlarınla inşa ettin?

Hangi yola, sırf başka bir yoldan kaçmak için hiç düşünmeksizin girdin?
Hangi yolu, gerçekten istediğin için seçtin?

Hangi insanı, kendin için bir kurtarıcı gibi görüp hayatına dahil ettin?
Hangi insanın, onu gerçekten arzuladığın için hayatına girmesine izin verdin?

Hangi yolu içindeki öfkenin, nefretin sesine kulak verdiğin için terk ettin?
Hangi yolu içindeki sükunetin, sevginin sesini dinleyerek seçtin?

İnandığın hangi yoldan sırf geçmişe ait acılarından kurtulmak için vazgeçtin?
Vazgeçmenin ağır yükünü kaldıramamaktan korktuğun için, hangi yanlış yola yıllarca tahammül ettin?

Düşündün mü hiç? 

Bugüne kadar sahip olduğun neleri tercihlerin yüzünden yitirdin?
Vazgeçtiklerin sayesinde bugün nelere sahip olabildin?

Sen tercihlerinin mi, yoksa vazgeçişlerinin mi bir eserisin?

Bugün ulaştığın noktaya seni getiren kararları verirken, acaba en çok hangisinden beslendin?

Düşündün mü hiç?

Bugüne kadar sana kendini alternatif olarak sunan kaç yolu, seni hiç tanıyamadan sensizliğe terk ettin?
Kaç tane sen olabilme ihtimalini, hiç doğamadan ardında ölüme mahkum ettin?

30 Haziran  2009
Haşim Arıkan

Fotograf: Doktor House

10 yorum:

karton_piyer dedi ki...

Her tercih başka bir şeyden vazgeçişmiş.

Enstrüman almak için bir karar almam gerekiyordu.Ya kemen çalacaktım ya piyano; ya flüt çalacaktım ya da akordeon…

Olmadı, hepsini istedim, hiçbirinden vazgeçemedim.

Yıllar geçtikten sonra her enstrümanı iyi çalabiliyorum; ama hiçbirinde virtüöz değilim.Bir enstrümanla isim yapamadım. Ne kemanla tanınan bir eserim var, ne de piyanoyla…Bütün enstrümanları iyi çalıyorum, ama kimse tanımıyor beni.

Başarılı olmak için her şey değil, bir şey lazımmış.

Başarı bir verişmiş; bir şeyi alabilmek için bir şeyi vermek, diğerlerinde vageçmek gerekiyormuş. Keşke kemanı seçseydim ve diğerlerinden vazgeçseydim.

Karıma da hayatı zinden ettim, sevgililerime de…

Hiç birinden vazgeçemedim.

Yani… evlilik sadece biri için karar almak ya, diğerlerinden vazgeçmek…

İşte evlenirken ben bunu anlamadan evlenmişim. Evlendikten sonra başka kadınlarında olduğu bir hayatı yaşamaya devem ettim.

İçlerinden bazılarını daha da sevdim; ama ne onlardan birinde, ne de karımda karar kılabildim.

Ne karım kaldı, ne de diğerleri…

Keşke birini gerçekten seçebilseymişim, ama, yapamadım.

Tıptı enstrüman seçimi gibi hepsini istedim ve sonuçta elim boş kaldı.

Almak için bırakmak gerekiyormuş.Dolu dolu boş yaşamak.Hayatım boyunca yapacak çok işim oldu; hepsini yapmayı istedim.

Hangisinde ‘en iyi’ yim?

Şimdi bakıyorum, kazananlar, başarılı olanlar hep bir tek şey yapmışlar.

En iyi olmak için önce seçmek ve diğerlerini bırakmak gerekiyor.

İşte de böyle, özel yaşam da…

Bu seçimi yapmamız gerekiyor; çünkü mutlaka bazıları daha uygun…

Bir ara ekonomik sıkıntıya düşmüştüm. Tasarruf gerek.Başladım her şeyden %10 kesmeye, ne anlamsız uğraşmış bu.%10 daha az peynir yemek, çay içmek.Bu tasarruf çok acı verdi bana, her an hissettim. Her şeyden %10 kesmek tabiatıma uygun tabii.Çok sonradan anladım; sadece taksiyle dolaşmayı bıraksam yetermiş!Her kalemden %10 değil, etkili kalemi bulmak gerekiyormuş…

‘Her seçim bir kaybediştir.’

Her tercih bir vazgeçiştir çünkü…sabah işe gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından vazgeçmiş olursunuz.

Kalkar kalmaz hayat bin seçeneği dayar burnumuzun ucuna…‘Ne giysem’ telaşından, öğle yemeğinde ‘ne alırdınız’ diye başucunuzda biten garson, ‘hangi kanaldaki filmi izlesem’ kararsızlığından ‘bize oy verin’ diye bağrışan partilere kadar her şey, herkes, her ana sizi ısrarla bir tercihe zorlar.

Yastığınıza teslim olmuşsanız, belki dışarıda ışıl ışıl bir günden vazgeçmiş olursunuz.

Bahar esintileri taşıyan bir elbise belki o gün yaşamınızı ışıldatabilecekken ağır başlı bir sadeliğe karar vermekle muhtemel bir tanışıklılığı tepersiniz.

Belki yemediğiniz muska, ısmarladığınız İzmir köfteden daha lezzetlidir.

Ya da öbür kanaldaki film, o anki ruh halinize daha uygundur.Ama yaşam, o günü gökkuşağı desenli bir elbiseyle yenide yaşama şansınız yoktur.

Bu seçim oyununda vazgeçtiğiniz şey, seçtiğinizden daha değerliysen pişmanlık kaçınılmazdır.

Ama neyin değerli olduğu kararı da yine size aittir.

Ve vazgeçtiğiniz şey bazen bir saray, bazen şöhret sahnesinin pırıltılı neonları da olsa, çoğu zaman gözünüz hiç arkada kalmaz.

Çünkü duvarlarına sevdiğinizin kokusu sinmiş bir ev ya da sevdiğiniz kadınla paylaştığınız bir saray sizin borsada kolay feda edilebilir değerlerdendir.

Hayata bir başka gözle bakmayı öğrendiyseniz, bu seçimde kazandıklarını sananlara yalnızca acıyıp gülümsersiniz.

Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada bazen kaybetmek en doğru seçimdir.

Ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçiştir.

Can Dündar

MeaCulpa dedi ki...

Acaba vazgeçişlerimiz mi tercihlerimizi belirliyor, tercihlerimiz mi vazgeçişlerimizi? Hayatı hangi tarafından yaşıyoruz. Sevgiler:))

sufi dedi ki...

Sevgili Haşim;
Sükunetin ve sevginin sesini ne zaman dinledim işte o zaman yeniden doğup bana sunulan en mutlu ve kusursuz alternatife kucak açmış oldum.En doğru yol sevginin komutuyla ayaklarımın beni götürdüğü yerdir bence.Sevgilerimle.

Belgin dedi ki...

Sevgili Hasim, ben daha hala düsünmekteyim....

Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

Çelişkilerle dolu insan hayatı,sorgular - sualler bitmiyor.Eleştirinin daniskasını kendime yapsamda uzlanmaz - haylanmaz bir alıyorum.Nasıl düşünmeli ,hangi soruya nasıl cevap tercih edip yaşamalı muallak.
Ertelediğimiz çok şey vardır muhakkak.

Dilek dedi ki...

Bugün bulunduğun noktaya nasıl geldin?

Bugünkü noktaya gelene kadar daha önce beynimize kazınan başkalarının düşünce ve fikirlerinle secilen bana ait olamayan bir yaşam biçimiydi.
Bugünki bulunduğum nokta ise sadece benim fikirlerim,içselliğim,olduğum gibi,benim dünyam ve yaşamım.


Bugünkü seni, hangi kararlarınla inşa ettin?

Kendimi,içselliğimi dinleyerek ,denenmiş mutsuz bir yolu bir daha yürümek istemediğimi farkederek sabırla inşa ettim.

Hangi girdiğin yola, başka bir yoldan kaçmak için hiç düşünmeksizin girdin?

Başka bir yoldan kaçmak için düşünmeksizin girdiğim en hatalı yol sevmeden evlenmek oldu.Bedelide çok ağır oldu.

Hangi girdiğin yolu, gerçekten isteyerek sen seçtin?

Özgürlük ve huzur yolunu deli gibi istedim ve başardım.

Hangi insanı, senin için bir kurtarıcı olarak gördüğün için hayatına dahil ettin?

Kendimden başka beni kurtaran olamazdı öncelikle bunun bilinceydim, diğerleri ise hayatıma bir vesile bir merhem ve renk oldular.


Hangi yol ayırımda, yolunu içindeki öfkenin, nefretin sesine kulak vererek terk ettin?


Bu benim hayatım dediğimde ,bunu farkettiğimde sevgisiz bir ortamda yapamayacağımı anladığımda...paranın yönettiği sevgiyi bilmeyen anlamayan
insanlardan nefret ederek geçmişimi resetledim ve terk ettim.



Hangi yol ayırımda, yolunu seçerken içindeki sükunetin, sevginin sesini dinledin?

Ne istediğimi anladığımda ,huzur ve sevgisiz bir yolun yol olmadığının bilincine varınca dinledim.Bir yazınızda söylediğiniz gibi
bir defa farkedilince geri dönüşü olmuyor.



Hangi inandığın yoldan geçmişe ait acılarından kurtulmak için vazgeçtin?

Doğru olduğuna inandığım hiçbirşeyden hiç bir yoldan vazgeçmedim.



Hangi yanlış yola vazgeçmenin ağır yükünü kaldıramamaktan korktuğun için yıllarca tahammül ettin?

Hiç tahammül etmedim ,sadece inandığım değerler uğruna savaştım.


Düşündün mü hiç?
Bugüne kadar sahip olduğun neleri tercihlerin yüzünden yitirdin?


Benim yerimde,benim hayatıma sahip olmak isteyen onlarca insanın sahip olmak istediği bir hayatı bir saatte yok ettim.Özgürlüğüm,
huzurum ,bu benim hayatım dediğim hayat için ...yitirdiklerim için hiç üzülmedim.


Vazgeçtiklerin sayesinde bugün nelere sahip olabildin?

Anlatılamaz yaşanır ancak.Yinede kısaca sonsuz huzur,özgürlük.


Sen tercihlerinin mi, yoksa vazgeçişlerinin mi bir eserisin?


Her tercih bir vazgeçişse evet her ikisininde eseriyim.


Bugün ulaştığın noktaya seni getiren kararları verirken, acaba en çok hangisinden beslendin?


Tek bir kitap dipten yüzeye cıkardı beni en cok onla beslendim..% 100 Düşünce Gücü (Jack Ensign Addington)



Düşündün mü hiç?
Kimbilir bugüne kadar sana kendini alternatif olarak sunan kaç yolu, seni hiç tanıyamadan sensizliğe terk ettin?


13 sene öncesi için çok doğru bir tespit...13 sene öncesine kadar herşeyi erteledim..hayatımda 16 senem hiç yok.



Kimbilir kaç tane sen olabilme ihtimalini, hiç doğamadan ardında ölüme mahkum ettin?

Geçte olsa ben olabilme ihtimalini yakaladım...şimdi doludizgin yaşıyorum özgürlüğümü ..çünki bir ben daha yok ve olmayacak.

"Acı stajı iyi yapılmamışsa mutluluk sağlam olmuyor"

Sevgiyle kalın

Dilek.Ö.

7.oda dedi ki...

daha yazının başlığını okuduğumda durdum dakikalarca gözlerimi kapatıp..
düşündüm..
düşündüm..
uzunca bir süre yazıyı okumadan sadece başlıktaki soruya verdim kendimi..

her ikisi de kuşkusuz..
hem seçtiklerimiz hem vazgeçtiklerimiz belirledi bugün durduğumuz noktayı..
ve hayata baktığımız pencere değil, durduğumuz pencere belirliyor hala seçimlerimizi..

bir insanı tanımaya yaklaşabilmek içinse mutlaka vazgeçtiği şeylere bakmak gerekiyor, hep buna inanmıştım..

süper bir yazı.. üzerine günlerce düşüneceğim..

edaliminyeri dedi ki...

Biraz önce tesadüfen farkettim sizi.
Tesadüfleri severim,çoğu zaman güzelliklere tesadüflerle kavuşmuşumdur.
Bu seferde yanılmamış olmanın mutluluğunu yaşadım...
Yazınızın başlığını okudum önce aklımda cevabım hazır sonuna kadar geldim.
Her vazgeçiş bir tercihtir,her tercih bir vazgeçiştir dense de, ben vazgeçişlerimin ürünüyüm...
Yazık ki böyle...

TUĞBA KOÇAK dedi ki...

"Her tercih bir vazgeçiş, her vazgeçiş ise bir tercihtir." İşte ben bu sebepten; Tercihlerimle gelen vazgeçişlerimin eseriyim..
Bu yazınız da diğerleri gibi bir harika.Hatta harika ötesi

Adsız dedi ki...

Burada yorum yapan arkadaşlarımızdan birisi devamlı özgürlükten,özgür olduğundan bahsediyor ama ben, ben ,ben demekten de geri duramıyor hep ben demek zaten yalnızlıktır ki .Özgür olayım derken yanlızlığının esiri olduğunun farkında bile değil. Özgür ve yalnız....Düşündün mü hiç insan ne kadar özgürdür?
İnsan Yüce Yaratanın kendisine vermiş olduğu nimetlere şükerdebilmeyi öğrendiği güne kadar özgürdür. ki diğer insanları ve sevgi dahil herşeyi paylamayı düşündüğünde dünyada kendisinin bir başına olmadığını ve bir başına özgür olunamayacağını hisseder.
Yalnızlık ögürlük değildir..