Susuyordu... Susuyor ve son dönemde yaşadıklarını düşünüyordu. O susunca da, her zaman olduğu gibi içindeki ses bu fırsatı değerlendirip konuşmaya başlıyordu. “Daha ne istiyorsun ki?” dedi. “Ne güzel işte! Tamamen özgürsün artık. Bundan sonra ne yetişmen gereken bir şey, ne de hesap vermen gereken biri var. Hem ne biliyorsun ki belki de, daha mutludur masalının bundan sonrası.” Onun bu alaycı, bu sözlerinin ardından yüzünde acıyla karışık yarım bir gülümseme belirdi. Tam o anda da geçmişten gelen bir cümle beynine bir hancer gibi saplanıverdi. “Birlikte olmamızı gerçekten çok istiyorsan,önce beynindeki bazı peşin hükümleri yıkman gerekiyor. Yoksa bir gün onlar bizim ilişkimizi yıkacak.”
Geçmiş ve yaşanmış deneyimler, geçmişten üzerine yapışan, bir türlü kopamadığın duygular, korkular, öfkeler, endişeler, meraklar, şüpheler ... , en sonunda ise yıkılıp giden ilişkiler.
İçindeki ses tekrar konuşmaya başlayarak onu bu düşüncelerinden tekrar kopardı. “ Senin sorunun ne biliyor musun?” dedi. “Yaşadığın her şey yarım ya da eksik, hiç biri tam değil. Duygularını sürekli bastırıyor, onları sonuna kadar yaşamak için kendine fırsat tanımıyorsun. Bunun içinde sürekli korkularınla mücadele etmek zorunda kalıyorsun. Acıdan korkuyorsun, üzüntüden korkuyorsun, sevginin narinliğinden korkuyorsun. Oysa kendini duygularının tam ortasına bırakabilmeyi öğrenebilsen, onların içine dalıp onlarla yıkanabilsen. Bu duygularla ilgili olarak içinde eksik, yarım, tamamlanmamış hiç bir şey kalmayacak. Onları büyük bir keyifle kabullenmeye, sahiplenmeye ve en önemlisi gerektiğinde onlardan hiç zorlanmadan kopmaya başlayacaksın. O zaman kopmanın yaşadığın deneyimi unutmak olmadığını, tam tersine deneyimin iliklerine kadar nüfus etmesi için kendine izin vermek olduğunu anlayacaksın. Kendini bu, sürekli tekrar eden bir geçmiş korkusunun, mahkumu olmaktan kurtaracaksın.
Bu arada, bir süre için hayatı paylaştığın insanları, öğrenilmiş çaresizlikler ya da senin geleceğini oluşturacak yeni birer geçmiş olarak görmekten de artık vazgeç. Yıllar önce okuduğun o kitaptaki satırları hatırla;
Öteki insanlarla tüm karşılaşmalar deneyimdirler ve tüm deneyimler sonsuza dek sürecek bağlantılardır. Gerçek insanlar her deneyimin çemberini kapatır. Eğer yüreğinde başka insanlara kötü duygularla yürüyüp gidersen ve bu çember kapanmamışsa bu yaşamının farklı anlarında yinelenecektir. Bir kez değil dersini alana kadar defalarca acı çekersin. İncelemek öğrenmek ve olanlardan ders alarak bilgelik kazanmak iyidir. Minnet duymak, senin deyiminle kutsamak ve huzur içinde yürüyüp gitmek iyidir. (a)
18 Ocak 2009
Haşim Arıkan
(a) Bir çift yürek – Marlo Morgan
3 yorum:
Çok güzel olmuş, yine... Her yazıdan sonra dakikalarca kendimi sorguluyorum ve galiba en çok bu yüzden seviyorum kelimelerinizi...
Tamamen özgür değilim hala. Yazını okurken sen; sen için yazmışken, ben de ben için okuyorum zaten beni çekende bu yazılarını okurken kendi iç hesaplaşmamı senin satırlarında görmek; paylaşmak demek bana göre senin beni anladığını farketmek diğer bir deyişle. Neyse ortak bir enerji var ve yakın duygular birbirini çakiyor sanırım
SEVGİ İLE KALMAN TAMAMEN ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞMAN DİLEĞİ İLE
kısmen özgürleştim ben...aynı çukura düşmüyorum, görüyor ve kenarından dolanmayı başarıyorum. tabiki yeni çukurlara düşüyorum ama sanırım çıkmam eskisi kadar zaman almıyor. ve istediğim bu..tam da senin dediğin gibi "gerçek insan olmak" kendim gibi olanlraın varlığını bilme, tek başına olmadığımı bilmek, bunlara kendince çözümlerini özgürce yazabilen insanları tanımaktan çok mutluyum...
Yorum Gönder