Son günlerde dünya da yaşananlara bakıyorum da; Yepyeni bir kapı açıldı artık önümüzde. İstesek te, istemesek te hep birlikte geçeceğiz o kapının içinden. Değişerek, yenilenerek, ögrenerek.
Kendi adıma biliyorum ki, açılan bu yeni kapının öteki tarafına geçmeden önce bozmalıyım bugüne kadar öğrendiğim bütün ezberleri.
Öğrenmeliyim artık;
Tutumlu olabilmeyi,
Gelecekte oluşacak geliri mi bugünden harcamak yerine, bugün cebimde var olanı artırıp biriktirebilmeyi,
Beni baştan çıkarmak için düzenlenen kampanyalar karşısında irademe sahip olabilmeyi,
İhtiyacım olan şeyleri bana daha ucuza satan, unuttuğum o küçük marketlerin, dükkanların yerlerini,
İstediğim herşeyi satın alamazsam ölmeyeceğimi,
Çocuğuma bazı istekleri için hayır diyebilmeyi,
Aynı işi, hatta daha fazlasını daha az ücret karşılığı yapabilmeyi,
İhtiyacım olduğunda ek işlerde çalışabilmeyi,
İşsiz günlerim de her sabah sabırla ve umutla, güne uyanabilmeyi,
İşsiz kalan dostlarıma her zaman sabır ve umudu aşılayabilmeyi,
Küçük şeylerden daha çok mutlu olabilmeyi.
Okuduğum kitaplarda, literatür de, uzmanlarca bana doğru diye aktarılan, hatta her zaman doğru oldukları savunulan şeylerin de bir gün gelip aslında yanlış olduklarına yaşayarak şahit olabileceğimizi,
Belki biraz karamsar bir tablo bu ama, insan işin içinde yaşarken, oluşan yeni havayı solurken, uzaktaki köy karşında yavaş yavaş belirginleşirken, polyanna’yı ya da üç maymun’u oynamaya pek devam edemiyor.
Görünen o ki. Hep birlikte ödeyeceğiz, hesapsız, kitapsız, yanlış kurallarla, birilerinin işlerine geldiği gibi yönetilmenin, geçmişteki obez arzu ve hırslarımızın diyetini.
Payımıza düşecek olan her ne varsa yaşayarak…
Kendi adıma biliyorum ki, açılan bu yeni kapının öteki tarafına geçmeden önce bozmalıyım bugüne kadar öğrendiğim bütün ezberleri.
Öğrenmeliyim artık;
Tutumlu olabilmeyi,
Gelecekte oluşacak geliri mi bugünden harcamak yerine, bugün cebimde var olanı artırıp biriktirebilmeyi,
Beni baştan çıkarmak için düzenlenen kampanyalar karşısında irademe sahip olabilmeyi,
İhtiyacım olan şeyleri bana daha ucuza satan, unuttuğum o küçük marketlerin, dükkanların yerlerini,
İstediğim herşeyi satın alamazsam ölmeyeceğimi,
Çocuğuma bazı istekleri için hayır diyebilmeyi,
Aynı işi, hatta daha fazlasını daha az ücret karşılığı yapabilmeyi,
İhtiyacım olduğunda ek işlerde çalışabilmeyi,
İşsiz günlerim de her sabah sabırla ve umutla, güne uyanabilmeyi,
İşsiz kalan dostlarıma her zaman sabır ve umudu aşılayabilmeyi,
Küçük şeylerden daha çok mutlu olabilmeyi.
Okuduğum kitaplarda, literatür de, uzmanlarca bana doğru diye aktarılan, hatta her zaman doğru oldukları savunulan şeylerin de bir gün gelip aslında yanlış olduklarına yaşayarak şahit olabileceğimizi,
Belki biraz karamsar bir tablo bu ama, insan işin içinde yaşarken, oluşan yeni havayı solurken, uzaktaki köy karşında yavaş yavaş belirginleşirken, polyanna’yı ya da üç maymun’u oynamaya pek devam edemiyor.
Görünen o ki. Hep birlikte ödeyeceğiz, hesapsız, kitapsız, yanlış kurallarla, birilerinin işlerine geldiği gibi yönetilmenin, geçmişteki obez arzu ve hırslarımızın diyetini.
Payımıza düşecek olan her ne varsa yaşayarak…
Değişerek, yenilenerek her zaman ögrenmeye devam ederek...
15 Kasım 2008
Haşim A.
15 Kasım 2008
Haşim A.
2 yorum:
Öğrenmeliyiz artık aralanan kapılardan kolaylıkla geçebilmeyi,yine kendimizden ödünvermeden polyannacılığımızı elden bırakmadan eksikliklerimizi tamam görüp mutlu olabilmeyi, ekonomik ampulle de aydınlanıyor geceler,o da olmasa gönlümüzün ışığı bize yeter.Sevgilerimle.
Çok güzel cümleler bunlar sufi. Teşekkürler. Sevgilerimle:))
Yorum Gönder