Son bir kaç gündür ülkece York Düşesi Sarah Ferguson`un Saray ve Zeytinburnu`ndaki zihinsel engellilerin kaldığı merkezlerde yaptığı gizli kamera çekimlerini konuşuyoruz.
Yapılan bu gizli çekimler, etik midir? Değil midir? Sarah Ferguson art niyetli midir? AB sürecinde ki Türkiye’nin imajını bilinçli olarak zedelemek için mi yapmıştır? İşin bu kısmını, bu soruların cevabını, ben bizim değerli medyamıza bırakıyorum.
Ben Sarah Ferguson’un sonucu itibariyle olumlu bir amaca hizmet eden bu davranışının ardında da bir art niyet olmadığını düşünmek istiyorum. Ben, bu noktada aklıma takılan başka soruların cevaplarını arıyorum.
İnsan için doğru olan düşünce şekli acaba aşağıdakilerden hangisidir?
Başkalarını kendi inandığın doğrular için feda etmek mi?
Başkalarının doğru olduğuna inandığı yanlışları için, kendi doğrularından vazgeçmek mi?
Var olduğu iddia edilen kollektif bir beyin tarafından oluşturulmuş, bugünkü mükemmel! düzene göre insanın inandığı doğrular adına yapabileceği şeyler çokta fazla değil.
Ya kendilerini, var olan bu mükemmel düzenin sahibi olarak gören yüksek otoritelerin senden beklediği davranışları sergileyerek, kendi beynine, dolayısıyla düşüncelerine ihanet edip ve ruhunu tamamen onlara teslim edeceksin ya da onlar için daha iyi olacağına inandığın düşünceleri, aklına gelen her türlü yolu deneyerek onlara zorla kabul ettireceksin. Başka bir yolu yok maalesef bunun.
Ama işin en kötü tarafı da ne biliyor musunuz? Günümüzde anlatılması en zor şey, apaçık ortada olan ama herkesin görmemeyi seçtiği şey galiba.
5 Kasım 2008
Haşim A.
Yapılan bu gizli çekimler, etik midir? Değil midir? Sarah Ferguson art niyetli midir? AB sürecinde ki Türkiye’nin imajını bilinçli olarak zedelemek için mi yapmıştır? İşin bu kısmını, bu soruların cevabını, ben bizim değerli medyamıza bırakıyorum.
Ben Sarah Ferguson’un sonucu itibariyle olumlu bir amaca hizmet eden bu davranışının ardında da bir art niyet olmadığını düşünmek istiyorum. Ben, bu noktada aklıma takılan başka soruların cevaplarını arıyorum.
İnsan için doğru olan düşünce şekli acaba aşağıdakilerden hangisidir?
Başkalarını kendi inandığın doğrular için feda etmek mi?
Başkalarının doğru olduğuna inandığı yanlışları için, kendi doğrularından vazgeçmek mi?
Var olduğu iddia edilen kollektif bir beyin tarafından oluşturulmuş, bugünkü mükemmel! düzene göre insanın inandığı doğrular adına yapabileceği şeyler çokta fazla değil.
Ya kendilerini, var olan bu mükemmel düzenin sahibi olarak gören yüksek otoritelerin senden beklediği davranışları sergileyerek, kendi beynine, dolayısıyla düşüncelerine ihanet edip ve ruhunu tamamen onlara teslim edeceksin ya da onlar için daha iyi olacağına inandığın düşünceleri, aklına gelen her türlü yolu deneyerek onlara zorla kabul ettireceksin. Başka bir yolu yok maalesef bunun.
Ama işin en kötü tarafı da ne biliyor musunuz? Günümüzde anlatılması en zor şey, apaçık ortada olan ama herkesin görmemeyi seçtiği şey galiba.
5 Kasım 2008
Haşim A.
5 yorum:
İnsanlar kolay yolları seçerler. sorumluluk yükleyecek, çaba gerektirecek eylemlerden kaçarlar. Başkalarını kendi inandığı doğrular için feda edince acımasız, başkalarının doğru olduğuna inandığı yanlışlar için kendi doğrularını feda edince de dönek olmaktan çekinirler. Böyle olunca da gördüklerini görmezden gelirler, anlarlar ama anlamamış gibi yaparlar. Çoğunluğa katılıp çoğu zaman dikkat çekmeden yaşıyormuş gibi yaparlar.
Devekuşundan gelen ilhamla kafasını kuma gömen insan modeli diyebiliriz:)) sevgiler...
varsın altında bir art niyet olsun....Diyelim ki imajımızı zedelemek için yapılsın....
demek ki imajımız baştan kaymış zaten; onun dünyanın gözlerinin önüne sunup sunmamanın etikliği bizim tartışacağımız en son konu....
Ne yapıyoruz biz, nereye gidiyoruz, neden kendimizi görmemekte bu kadar israrcıyız...
Orda sonsuz derecede bakıma muhtaç insanlara bunları yaparken, prensesin ayıbı mı düzeltmemiz gereken.
Bırakın prenses kendi ayıbı ile yaşasın. Biz parmağaın gösterdiği yere bakalım, parmağa değil.
Bir olay görüntülenmediğinde hak, görüntülenince de yasak. Herkes yapıştığı o koltuğun derdinde. Varsayalım ki kötü niyetli düşes. Savunulacak yanı var mı bu ülkede olanların? Ne yanından tutsak elimizde kalır bu ülkenin gerçekleri. Ne yazık...
Eğer bir ülkede insanlar sırf böyle rahat ettikleri için kör taklidi yapmayı seçiyorlarsa, ve kör taklidi yapmayan bir kaç kişinin gözleri oyularak kör ediliyorsa, ne yapmalı? Umutsuzluk mu? Hayır değil. Ama insan dehşete düşmekten kendini alamıyor?
Hepinize çok teşekkürler. Okuduğunuz ve yorumlamaya değer bulduğunuz için. Sevgi ve saygılar:))
Yorum Gönder