Seninle bir ömür boyu yaşayacak,
O günden sonraki geleceğini etkileyen,
Beyninde ki algılama kanallarını değiştiren,
Retinana düşen görüntülere o günden sonra tamamen farklı anlam yükleyen,
Bir deneyim’in oldu mu hiç?
Ya da başka bir değişle, senin de gözlerinle değil, iç görünle görmeye başladığın bir flashback’in var mı?
Bazen çok sevdiğin birini yitirdiğinde gelip bulur seni,
Bazen şahit olduğun acı bir olayın içine gizler kendini,
Bazen büyük bir felaketin içinde durup bekler seni,
Bazen…..
Onu yaşadığın da fark edersin,
O çok önem verip, ruhunun en nadide raflarına dizdiğin objelerinin, değersizliğini.
Onu yaşadıktan sonra istersin,
Senin on da gördüklerini, onu yaşarken hissettiklerini, herkesin senin gözlerinle gördüğün gibi görebilmelerini, senin o anda yüreğinde hissettiğin gibi hissedebilmelerini.
Farkına vardıklarının hiç de, yıllardır sana ve sana onu öyle aktaran insanlara göründüğü gibi olmadığını, bunu onların da fark edebilmelerini.
Ona sahip olabilmen için bekler önce senin kendini ona tamamen teslim etmeni.
Onu red etmekten vazgeçmeni.
Ona karşı yıllardır kullandığın savunma kalkanlarını aşağıya indirmeni.
Onu içine alabilmek, kendine katabilmek için iç görünü harekete geçirmeni.
Herkesin red etmek, yok saymak için elinden geleni yaptığı felaketin içinde, hayatının en harika deneyimi gelip bulur bir gün seni.
Onu yaşadığın günden sonra da artık hiç bir şey senin için olmaz eskisi gibi.
29 Ekim 2008
Haşim A.
2 yorum:
güçlü bir kalem.. gördüm..okudum
devamını dilerim
Çok teşekkürler:)) Sevgilerimle...
Yorum Gönder