Doktor, milyonda birlik bir ihtimal dediğinde, ağlamamak için bakışlarını cama kaydırdı, bir yandan kendini tutuyor, bir yandan dudaklarını ısırıyordu. Ama kendini zorlasa da oda da bu şekilde daha fazla duramadı. Çantasını kaptığı gibi sokağa fırladı.Onun için geriye tek bir ihtimal kalmıştı.Koşar adımlarla onun kapısına kadar geldi.Yol boyunca hıçkıra hıçkıra ağlamaktan artık gözleri kızarmıştı.Kapıyı çalarken önce gözyaşlarını sildi, sonra boğazına dizilen hıçkırıklarını yuttu ve sustu.
Kapıyı açtığında hiç beklenmedik şekilde karşısında onu buldu.Gözlerine inanamadı çünkü bunun gerçekleşeceğine ihtimal bile vermiyordu.O ise şu anda tam karşısında durmuş buğulu gözleriyle ona bakıyordu.Onu karşısında bulunca hissettiklerine o da çok şaşırdı ve anladı ki, o aslında şairin de dediği gibi onun sevebilme ihtimalini sevmişti. İhtimal gerçeğe dönüşünce de o büyülü aşk sanki bir anda yüreğinden uçup gitmişti.Onu hemen içeri aldı.İkisi de susuyordu.Havada asılı kalan sessizliği dağıtmak için dolaptan rastgele bir plak seçip pikaba yerleştirdi. Önce çıtırtılar duyulmaya başladı ardından Safiye Ayla’nın sesi odaya dağıldı.“Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin..........”
Odayı dolduran bu sözlerle birlikte gözyaşları tekrar sağanağa dönüştü. Yanaklarından aşağıya doğru hızla akmaya başladı. Durdu ve düşündü sadece, Daha düne kadar ihtimal dahiliydi.Çoğu zaman ise ihtimalin ta kendisi.Şimdi ise artık ihtimal harici. Aslında, hayatı bu ihtimaller yüzünden bu kadar çok sevmişti.Başını kaldırdı ona baktı. Uzun bir aradan sonra ilk defa gülümsedi. Ondan bir ses, bir hareket bekledi. En kötü ihtimalle diye düşündü ve ayağa kalktı ona doğru yavaşça yürüdü.
Biliyordu her ne olursa olsun, hayatta her zaman hep bir ihtimal daha vardı.
01 Kasım 2007
Haşim A.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder