64. sokakta, yoğun bir sis bulutunun içinde, elimden geldiğince hızlı adımlarla ilerlemeye çalışırken, bir yandan da düşünüyordum. Tüm bu yaşadıklarımın mantıklı bir açıklaması olmalıydı mutlaka. Belki de çok uzun zamandır sürekli mesaiye kalıyor olmam, başıma düşen saksının da yardımıyla, sonunda böyle garip halüsinasyonlar görmeme neden olmuştu. Anlaşılıyordu ki pilim iyice tükenmişti artık. Zaten bu yoğun mesai trafiği nedeniyle, uzunca bir süredir ne eşimi, ne de oğlumu doğru dürüst görebiliyordum. Genellikle ben eve geldiğimde onlar uyumuş, sabah evden çıkarken de henüz uyanmamış oluyorlardı. Önünden geçtiğim binaya bir kez daha baktım ve durdum. Çünkü bir an garip bir şekilde bulunduğum yerde dönüp durduğum hissine kapıldım. Sanki sürekli daire çiziyor, tekrar tekrar hep aynı binaların önünden geçip duruyordum.
- Hala yetmedi mi?
- ……………
Görebildiğim kadarıyla sokakta yalnızdım ve duyduğum bu sorunun kimin tarafından, kime sorulduğunu anlayamamıştım. Ben cevap vermedim ama o konuşmaya ve sormaya devam etti.
- Ne zaman hazır olacaksın?
Sanırım soruların muhatabı bendim.
- Biliyor musun insanlar eskiden özgürlük için savaşırlardı. Yani köleliklere son vermek için. Şimdi ise ne yapıyorlar. Özgürlükleri için köle olmayı seçiyorlar. Daha ne kadar dayanabileceksin bu tempoya.
Belli etmemeye çalıştım ama biraz bozulmuştum. Doğal olarakta hemen savunmaya geçtim.- Bunun benim seçimim olduğunu mu sanıyorsun?
- Kimim tercihi sence? Yoksa sürekli kendini yaratma süreci içinde olduğunun farkında değil misin? Her saniyende kim ve ne olduğuna karar veriyorsun. Bunu da aldığın kararlarla, özgür seçimlerinle yapıyorsun. Biliyor musun özgür seçimlerinin tümü ya sevgi, ya da korku düşüncelerinden doğuyor. Olmak, yapmak ve sahip olmak için korkuya ihtiyaç var mı sence? Galiba ufukta hoş bir misafirin var. Sanırım birazdan da yanında olacak.
Diyerek sustu. Kim olduğunu soramadan, anlayamadan, aramızdaki iletişim, bilinmeyen bir misafir yüzünden ansızın koptu. Biraz daha dikkatli bakınca yoğun sisin içinden yavaş yavaş bana doğru yaklaşan sülietin ben de farkına varabilmiştim. Yaklaştıkça belirginleşiyor ve o belirginleştikçe, ben muhteşem vücut ölçülerine sahip çok hoş bir bayanın bana gülümsediğinin farkına daha da net varıyordum. Kısa bir süre sonra ise, belki de bu tuhaf gecenin en hoş sürprizi tam karşımda duruyordu.
- Merhaba. Senin gibi yakışıklı bir beyefendinin yardımına ihtiyacım var. Bana yardımcı olur musun?
Bu beklenmedik misafir ve beklenmedik samimiyeti karşısında çok şaşırsam da bozmak istemedim. Bende aynı şekilde davranmaya karar verdim.
- Tabi ki memnuniyetle yardımcı olurum? Sorun neydi acaba?
- Mükemmel seksi arıyorum. Sen hiç orada bulundun mu?
- !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Hiç beklemediğim samimiyetinin ardından gelen bu soru şeklindeki cevap karşısında dumura uğramıştım. Yine de yaşadığım kısa süreli şoku atlatıp, kendimi toparlayarak cevaplandırmaya çalıştım.
- Sanırım hayır.
- Ben de öyle.
- Peki onu bulduğunu nasıl anlayacaksın?
- Biliyor musun, sorunda bu aslında. Çünkü bu artık bende bir takıntı haline geldi.
- Çok ilginç. Merak ettim aslında. Bana anlatmak ister misin?
- Bunun için gereksiz yere vaktini almak istemem ama. Madem ki istiyorsun anlatayım. İlki o kadar iyi değil di. Bu mu yani dedim. Bu mu heyecan verici dedikleri, anlata anlata bitiremedikleri o muhteşem şey. İkinci biraz daha iyiydi. Üçüncüsü ise çok ateşliydi. Dördüncü üçüncü kadar iyi değildi. Ama kıyaslayabilecek kadar çok yapınca kafayı yedim. Ya en mükemmel olan hemen köşe başındaydıysa. Orada beni bekliyorduysa. Bu yüzden de sokaklara düştüm. Tabi benim bu saplantım siz erkekler için iyi bir fırsat oldu.
- Daha önce seni hiç kimse geri çevirmedi mi?
- Eşcinsel değilse hayır.
- Pek ben kaç numara olacağım.
Hemen çantasından bir defter çıkardı ve baktı.
- 1214… Ama inan senin için çok farklı şeyler hissediyorum.
- Sanırım ben bu teklifini geri çevireceğim.
- Geri çevireceğim ne demek. Erkekler bu teklifi asla geri çevirmez.
- Ama ben geri çevireceğim.
- Ne o gerçek bir kadınla karşılaşınca korktun mu? Yoksa kendine güvenmiyor musun? Yeterince iyi olmadığından mı korkuyorsun?
- Bunu asla bilemezsin değil mi? Çünkü eğer bu teklifini kabul etmezsem binikiyüz küsuruncu olmayacağım. Bir numara olacağım. Hayatının sonuna kadar hatırlayacağın tek adam ben olacağım. Geceleri uykularından uyanıp hep beni düşüneceksin. Acaba o muydu diyeceksin. Evet mükemmel olan benim. Senin asla sahip olamadığın, her açıdan mükemmel olan.
Onu düş kırıklığına uğrattığım için bana çok kızmıştı. Arkasını dönüp hızla yanımdan uzaklaştı. Saate baktığımda saat 00:30’u gösteriyordu. Bu benim Starbucks’tan ayrıldığım saatti. Hiç ilerlememişti. Saate durmuş mu diye baktığımda, hala çalışıyordu. Sanki zamansız bir zaman aralığında, içinden bir türlü çıkamadığım tuhaf bir sokağın içine sıkışıp kalmıştım………
- Hala yetmedi mi?
- ……………
Görebildiğim kadarıyla sokakta yalnızdım ve duyduğum bu sorunun kimin tarafından, kime sorulduğunu anlayamamıştım. Ben cevap vermedim ama o konuşmaya ve sormaya devam etti.
- Ne zaman hazır olacaksın?
Sanırım soruların muhatabı bendim.
- Biliyor musun insanlar eskiden özgürlük için savaşırlardı. Yani köleliklere son vermek için. Şimdi ise ne yapıyorlar. Özgürlükleri için köle olmayı seçiyorlar. Daha ne kadar dayanabileceksin bu tempoya.
Belli etmemeye çalıştım ama biraz bozulmuştum. Doğal olarakta hemen savunmaya geçtim.- Bunun benim seçimim olduğunu mu sanıyorsun?
- Kimim tercihi sence? Yoksa sürekli kendini yaratma süreci içinde olduğunun farkında değil misin? Her saniyende kim ve ne olduğuna karar veriyorsun. Bunu da aldığın kararlarla, özgür seçimlerinle yapıyorsun. Biliyor musun özgür seçimlerinin tümü ya sevgi, ya da korku düşüncelerinden doğuyor. Olmak, yapmak ve sahip olmak için korkuya ihtiyaç var mı sence? Galiba ufukta hoş bir misafirin var. Sanırım birazdan da yanında olacak.
Diyerek sustu. Kim olduğunu soramadan, anlayamadan, aramızdaki iletişim, bilinmeyen bir misafir yüzünden ansızın koptu. Biraz daha dikkatli bakınca yoğun sisin içinden yavaş yavaş bana doğru yaklaşan sülietin ben de farkına varabilmiştim. Yaklaştıkça belirginleşiyor ve o belirginleştikçe, ben muhteşem vücut ölçülerine sahip çok hoş bir bayanın bana gülümsediğinin farkına daha da net varıyordum. Kısa bir süre sonra ise, belki de bu tuhaf gecenin en hoş sürprizi tam karşımda duruyordu.
- Merhaba. Senin gibi yakışıklı bir beyefendinin yardımına ihtiyacım var. Bana yardımcı olur musun?
Bu beklenmedik misafir ve beklenmedik samimiyeti karşısında çok şaşırsam da bozmak istemedim. Bende aynı şekilde davranmaya karar verdim.
- Tabi ki memnuniyetle yardımcı olurum? Sorun neydi acaba?
- Mükemmel seksi arıyorum. Sen hiç orada bulundun mu?
- !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Hiç beklemediğim samimiyetinin ardından gelen bu soru şeklindeki cevap karşısında dumura uğramıştım. Yine de yaşadığım kısa süreli şoku atlatıp, kendimi toparlayarak cevaplandırmaya çalıştım.
- Sanırım hayır.
- Ben de öyle.
- Peki onu bulduğunu nasıl anlayacaksın?
- Biliyor musun, sorunda bu aslında. Çünkü bu artık bende bir takıntı haline geldi.
- Çok ilginç. Merak ettim aslında. Bana anlatmak ister misin?
- Bunun için gereksiz yere vaktini almak istemem ama. Madem ki istiyorsun anlatayım. İlki o kadar iyi değil di. Bu mu yani dedim. Bu mu heyecan verici dedikleri, anlata anlata bitiremedikleri o muhteşem şey. İkinci biraz daha iyiydi. Üçüncüsü ise çok ateşliydi. Dördüncü üçüncü kadar iyi değildi. Ama kıyaslayabilecek kadar çok yapınca kafayı yedim. Ya en mükemmel olan hemen köşe başındaydıysa. Orada beni bekliyorduysa. Bu yüzden de sokaklara düştüm. Tabi benim bu saplantım siz erkekler için iyi bir fırsat oldu.
- Daha önce seni hiç kimse geri çevirmedi mi?
- Eşcinsel değilse hayır.
- Pek ben kaç numara olacağım.
Hemen çantasından bir defter çıkardı ve baktı.
- 1214… Ama inan senin için çok farklı şeyler hissediyorum.
- Sanırım ben bu teklifini geri çevireceğim.
- Geri çevireceğim ne demek. Erkekler bu teklifi asla geri çevirmez.
- Ama ben geri çevireceğim.
- Ne o gerçek bir kadınla karşılaşınca korktun mu? Yoksa kendine güvenmiyor musun? Yeterince iyi olmadığından mı korkuyorsun?
- Bunu asla bilemezsin değil mi? Çünkü eğer bu teklifini kabul etmezsem binikiyüz küsuruncu olmayacağım. Bir numara olacağım. Hayatının sonuna kadar hatırlayacağın tek adam ben olacağım. Geceleri uykularından uyanıp hep beni düşüneceksin. Acaba o muydu diyeceksin. Evet mükemmel olan benim. Senin asla sahip olamadığın, her açıdan mükemmel olan.
Onu düş kırıklığına uğrattığım için bana çok kızmıştı. Arkasını dönüp hızla yanımdan uzaklaştı. Saate baktığımda saat 00:30’u gösteriyordu. Bu benim Starbucks’tan ayrıldığım saatti. Hiç ilerlememişti. Saate durmuş mu diye baktığımda, hala çalışıyordu. Sanki zamansız bir zaman aralığında, içinden bir türlü çıkamadığım tuhaf bir sokağın içine sıkışıp kalmıştım………
23 Ekim 2007
Haşim A.
Birincil esin kaynağı : Interstate 60 (Ondan alıntılar içermektedir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder