Öğlen yemeğinde elinde yemek tepsisi büyük bir heyecanla gelip oturdu karşıma. Biliyor musun dedi dün akşam garip bir rüya gördüm. Kabus muydu? Yoksa bana bir şey mi anlatmaya çalıştı inan çözemedim. Bakalım sen ne düşüneceksin sana anlatınca?
Çok karanlık bir odadaydım. Her taraf zifiri karanlıktı. Ellerimi uzattığımda bir şeylere dokunuyordum ama doğal olarak renkler ve şekiller hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sonra birden bir ses duydum. Yavaş yavaş açılan bir pencerenin sesiydi sanki. Sonrasında oda ışığa boğuldu. Odadaki renkler ve şekiller meydana çıktı, herşey anlamlandı, tamamlandı.
Fark ettim ki ben bir hapishanedeyim.Bunu anlamamla birlikte karşımda birden o belirdi. Nerden geldiğini anlayamadan! Bana, kendi yarattığım, içinde yaşadığım acı verici çelişkilerle dolu hayatımın sürekli ve kalıcı olmadığını, bunun bir yanlış anlamadan kaynaklandığını söyledi. Bulunduğum hapishaneden oraya nasıl girdiysem aynı yolla dışarı çıkmamı rica etti benden. Benim oraya ne olduğumu unuttuğum için girdiğimi ve kendimi olduğum gibi idrak ettiğimde oradan rahatça çıkacağımı söyledi bana. Sonra yavaş yavaş bana doğru yaklaştı ve sanki içimde eriyip yok oldu. Ve onun yok olmasıyla birlikte de her taraf tekrar karanlığa boğuldu.
O sustu. Onun rüyasını projekte eden zihnimin, onu kendine göre renklendirip şekillendirdiğini bildiğim için, ben de sustum. İstedim ki onun kendi zihni, kendi rüyasını, kendi tarzında renklendirsin, şekillendirsin. Zarfının içindekini yine kendisi keşfetsin...
10 Ocak 2011
Haşim Arıkan
Fotograf: Once Fallen
Çok karanlık bir odadaydım. Her taraf zifiri karanlıktı. Ellerimi uzattığımda bir şeylere dokunuyordum ama doğal olarak renkler ve şekiller hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sonra birden bir ses duydum. Yavaş yavaş açılan bir pencerenin sesiydi sanki. Sonrasında oda ışığa boğuldu. Odadaki renkler ve şekiller meydana çıktı, herşey anlamlandı, tamamlandı.
Fark ettim ki ben bir hapishanedeyim.Bunu anlamamla birlikte karşımda birden o belirdi. Nerden geldiğini anlayamadan! Bana, kendi yarattığım, içinde yaşadığım acı verici çelişkilerle dolu hayatımın sürekli ve kalıcı olmadığını, bunun bir yanlış anlamadan kaynaklandığını söyledi. Bulunduğum hapishaneden oraya nasıl girdiysem aynı yolla dışarı çıkmamı rica etti benden. Benim oraya ne olduğumu unuttuğum için girdiğimi ve kendimi olduğum gibi idrak ettiğimde oradan rahatça çıkacağımı söyledi bana. Sonra yavaş yavaş bana doğru yaklaştı ve sanki içimde eriyip yok oldu. Ve onun yok olmasıyla birlikte de her taraf tekrar karanlığa boğuldu.
O sustu. Onun rüyasını projekte eden zihnimin, onu kendine göre renklendirip şekillendirdiğini bildiğim için, ben de sustum. İstedim ki onun kendi zihni, kendi rüyasını, kendi tarzında renklendirsin, şekillendirsin. Zarfının içindekini yine kendisi keşfetsin...
10 Ocak 2011
Haşim Arıkan
Fotograf: Once Fallen
3 yorum:
Bir yorumum var; ama ben de susayım bari.
Farklı bir paylaşım daha. Teşekkürler.
Şirvan @ Oysa ben sizin yorumlarınızı etkilememek için susmuştum. Hep beraber susacağız bu sefer demek ki...
Alizefersapci@ Teşekkürler...
Yorum Gönder