Sen sadece kahveni, çayını al ve uğra, ben her sabah 07:00'de yeni bir yazıyla buradayım.

22 Ağustos 2025

21 Ağustos 2025

Yaşamak ancak yaşayarak öğreniliyor.


Farkında mısın?

İyi bir yaşam ancak iyi ilişkilerle inşa edilebiliyor.

İnsanın kendisiyle olan ilişkisi, hayatındaki tüm ilişkilerini etkiliyor. 
Kendi içindeki insanı tanıyıp anlamadan, diğer insanlarla anlaşması mümkün olmuyor.

Bir Afrika atasözünün dediği gibi;

“İnsan ancak başka insanlar aracılığıyla insanlaşıyor.”

Başkalarının hikayelerinde rol almadan, onları anlamadan, kendi hikayesini okuyamıyor. 
Kendi içindeki insanı, ancak bir başkasında, başka bir hikayede görerek tanıyor.

20 Ağustos 2025

Düşüncelerimle, hayatımın arasındaki o güçlü ilişkinin farkına ben çok geç vardım!


Önce;

Gördüklerimi, duyduklarımı, hissettiklerimi, 
Kısacası yaşadığım deneyimleri tanımlayıp, dünyaya, hayata, kendime dair zihnimde, anlamlar, yargılar, şablonlar, inançlar yarattım.


Sonra;
Yaşadığım her yeni deneyimi bu bilgilerle tekrar, tekrar özdeşleştirip, zihnimin yarattıklarını onlara da doğrulattım.


Bir süre sonra artık yaşadığı her şeyi bu sabit veriler aracılığıyla tercüme eden, zihnindeki hapishanede sıkışıp kalmış bir tutsaktım.

19 Ağustos 2025

Hangi ben olabilme ihtimallerine yaşam şansı tanımıyorum?


Bir şeylerden mi kaçıyorum?
Bir yerlere mi varmaya çalışıyorum?

Bir şeylerden kaçtıkça nelere yaklaşıyorum?
Kimlerin hayatından çıkıyorum?
Kimleri hayatıma dahil ediyorum?

Bir yerlere varmaya çalıştıkça nelerden uzaklaşıyorum?
Kimleri hayatımdan çıkarıyorum?
Kimlerin hayatına dahil oluyorum?

Geçmişin gölgeleri mi geleceğin üstüne düşüp beni korkutuyor?
Geleceğin düşleri mi beni geçmişin gölgesinden kurtarıp rahatlatıyor?

Bir tercih mi yapıyorum?
Bir şeyden mi vazgeçiyorum?

18 Ağustos 2025

Hayatın kıyısında, kendimin dışında...

 

Nedense, izleyiciyim hep…

Sadece izliyorum, gözlerimin önünden geçip gitmekte olan gerçeklikleri…
Hep dışındayım dünya sahnesinde sergilenmekte olan o büyük gösterinin…
Bilerek, isteyerek gösterinin dışında bırakıyorum kendimi…
Sadece gözlemliyorum, olanlara duygularımı sunmak dışında bir şey yapmıyorum…

Kafam karıştığında, onu da başkalarının söyledikleriyle bastırmaya çalışıyorum…
Benim için hayat sanki bir alışkanlık, aynı yalanların hep birlikte tekrarından ibaretmiş gibi.

17 Ağustos 2025

İnsanın yalnızlığının ağırlığı, onu neresinde hissettiğine göre değişir miydi?

Düşünüyorum!

Hayatına dokunan insanlar değişseydi, yalnızlığı seçen bir insan, yine yalnız olmak ister miydi?

Bir insanın yalnızlığı seçmesinin ne kadarı, yanında olan insanlarla ilgiliydi?
Yalnızlığın ağırlığı, insanın onu neresinde hissettiğine göre değişir miydi?

Düşünüyorum!

Kimsenin onu mutlu etmeye çalışmadığını fark etmesi mi insanı herkese hayır diyerek yalnızlığa doğru iterdi? 
Yalnızlık, insanın, terk edilme, unutulma, yok sayılma, reddedilme, risklerini de bertaraf eder miydi?

Yoksa yalnızlık, insanın onu daraltan tüm zincirleri kırıp, özgürlüğünü ilan edebilmesi için ödemesi gereken bir bedel miydi? 

Bir insan neden sadece kendine ait olmayı ister, neden yalnızlığı seçerdi?

Düşünüyorum!

16 Ağustos 2025

Ne öğrendin tüm bu yaşadıklarından?


Benim de günüm geldi üzerime bu bedenimi giyip, ben de insan oldum.

Yeryüzüne indim, var olan hayatların içine doğdum.
Mutluluk, sevinç gözyaşı olup o insanların duygularına dokundum.
Onların hayatlarında kendime bir yer açmak için çocuk aklımla sürekli çabaladım.

Zaman eşlik etti bana, ben de zamanla büyüdüm.
İnsanlarla karşılaşıp, onlarla ilişkiler kurdum, bilmediğim duygularla, düşüncelerle tanıştım.
Dünya sahnesinde sergilenen büyük oyunda ben de performansımı sergilemeye başladım.

15 Ağustos 2025

Hayatı yaşarken gerçek bir insan olmayı başarabiliyor muyum?


Acaba insan olmanın ne demek olduğunu ne kadar biliyorum?
Hayatımı yaşarken gerçek bir insan olmayı başarabiliyor muyum?

Ne tuhaf değil mi?

Aslında hepimiz insan olarak hayata gözlerimizi açıyoruz.
Ama insan olmayı, insan olmanın ne demek olduğunu ancak yaşarken öğreniyoruz.
Hayatın içine karışıp, diğer insanları izleyerek keşfediyoruz, kendi gerçekliğimizin farkına varmamış olduğumuz parçalarını, kendi kör noktalarımızda olanları, insan olmanın değişik hallerini, bir insanın sahip olduğu farklı potansiyelleri, zenginlikleri…

14 Ağustos 2025

Benim Kim Olduğumu, Senin Geçmişin Söylüyor!


Farkında mısın?

Aramızdaki her şey senin bana nasıl baktığına bağlı olarak gerçekleşiyor…

Düşündün mü hiç?
Benim, senin için kim olmamı istiyorsun?
Sana söylediklerimin, yaşattıklarımın içinde neyi arıyor? Neden cümlelerimin, davranışlarım şifrelerini kırmak için kendince çabalıyorsun?
Neden sana söylediklerimin içinden, sana senin inandıklarını onaylayanları cımbızla çekip alıp, bana hep onlardan bahsediyorsun?

Farkında mısın?
Bende göremediklerine bakıp, her zaman sadece kafanın içindekileri görüyorsun!
Esas konuşması gereken senken, sen kendine sürekli sessiz kalıp, sürekli susuyorsun!

13 Ağustos 2025

Zihnin sınırlarından hayatın sonsuzluğuna...

 


Zor değil mi?


Kendinle zaman zaman yalnız kalıp, kendi içinde bir yolculuğa çıkabilmek, kendinin gitgide daha derinlerine inebilmek. Zihnin gizli odalarını, saklı güdülerini, geçmişin karmaşık mirasını çözebilmek için çaba sarf etmek!
Zihnin esas amacının sana mutlu bir hayat yaşatmak, seni hayallerine kavuşturmak değil, seni hayatta tutmak olduğunu fark edip, onun, hayatın, seçimlerin üzerindeki etkisinden kendini arındırabilmek!
Zihne kapasitesinin geçmişle sınırlı olduğunu kabul ettirip, dünsüz, yarınsız deneyimlere, imkansızlara, mucizelere, sonsuz olasılıklar denizine yelken açabilmek!
İçinde hiç bir zorlama hissi, olmama, kazanamama, ulaşamama, kaybetme korkusu duymadan yaşamın akışına kendini bırakıp, hayatla bütünleşerek yaşamayı öğrenebilmek!

12 Ağustos 2025

Hayatımızın en büyük savaşını kendi içimizde yaşıyoruz…!


Ne tuhaf değil mi?

Hayatı, kendimizi, ancak diğer insanlarla yaşadığımız ilişkiler aracılığıyla keşfedebilirken, yaşamış olduğumuz ilişkiler yüzünden kendimizi hayattan çekiyoruz!

İlişkilerden kaçarak ilişki kurmak istiyor.
Biz kaçarken birileri bizi fark etsin, yakalasın, hikayemize dahil olsun diye bekliyoruz…

Hiç tanımadığımız insanlara ihtiyaç duyuyor.
Onlarla konuşmak, onlara hikayemizi anlatmak, onların varlığını hayatımızda hissetmek, onlarla rahatlamak istiyoruz…

11 Ağustos 2025

Gerçek kimin gözünden bakar? Gerçeğin rengi zihnin ışığına göre mi değişir?

 


Düşünür müsün hiç?

Acaba hangisi daha gerçek?

Benim zihnimin sana vermiş olduğu biçim mi daha gerçek? 
Senin zihninin sana vermiş olduğu biçim mi?

Bir olayı ilk kez yaşadığında düşündüklerin mi daha gerçek? 
Yıllar sonra onu hatırladığında düşüneceklerin mi?

Benim bu cümlelere yüklendiğim anlamlar mı daha gerçek? 
Senin onları okuduğunda, fark edip, keşfettiklerin mi?

10 Ağustos 2025

Gerçek değildi sanki o. Gerçek “o” diye biri yoktu!


İki elinde market poşetiyle merdivenleri çıkıyordu ağır, ağır. Katlarına geldiğinde, her akşam olduğu gibi onu, yine daire kapılarının önünde kendisini beklerken buldu. 

- Hoşgeldin

Elindeki torbaları aldı ve mutfağa yöneldi. 

- Sofra hazır çorbanı koyayım mı?
- Koyabilirsin. Çok açım. Ellerimi yıkayıp, geliyorum.

Banyoya yöneldi. Ellerini yıkayıp mutfağa girdiğinde yine özenle hazırlanmış bir sofranın kendisini beklediğini gördü. Masa da her zaman ki yerine oturdu. Çorbasından bir kaşık alıp ağzına götürürken, bir an gözleri ona takıldı kaldı. 

O anda ona, daha önce hiç bakmadığı bir açıdan bakmakta olduğunu fark etti!

Onunla bir komşularının aracılığıyla tanışmışlar ve çok kısa bir sürede de evlenmişlerdi. İyi bir eş olmuştu ona daima, bugüne kadar aralarında en ufak bir ihtilaf, tartışma bile yaşanmamıştı.

Ondan önce sakin bir şekilde akıp giden deresinde, onunla evlendikten sonra da en ufak bir dalgalanmaya bile rastlamamıştı. Sanki dere akıp giderken birisi daha suya girmiş onun arkasından sessizce yüzerek geliyordu. 

Aslında pek yüzmek de değildi bu. Çünkü yüzmek bir eylem gerektirirdi. O daha çok, hiç bir çaba göstermeksizin kendini akıntıya bırakmış onun peşinden akıntıyla birlikte sürüklenerek geliyordu.

9 Ağustos 2025

Geçmişinin yarattığı sen ile gerçek sen arasında, acaba bugün neredesin?


Düşünüyor musun hiç?

Hayatını acaba içindeki hangi sen yönetiyor?
Kendi derinlerine daldığında kaç tane sen’le karşılaşıyorsun?
Kendin hakkında bir karar vermek istediğinde, kaç sen’in saldırısına uğruyorsun?
Yoksa hala geçmişteki sen’in sözünden dışarı çıkamıyor musun?

Farkında mısın?
Acaba sen hangi gerçekleri bilinç seviyesine çıkaramadığın için, bilinçaltının senin adına yaptığı seçimleri yaşamak zorunda kalıyorsun?

8 Ağustos 2025

Hayatı zihninde mi, kalbinde mi yaşıyorsun? Zihninle mi, kalbinle mi öğreniyorsun?

Aslında hepsi yaşamla ödüllendirilmiş evrenin şanslı, ayrıcalıklı birer çocuğuydular. 

Üzerlerine giydikleri bedenlerle, indikleri dünya sahnesinde, hep birlikte oynadıkları hayat oyununun tadını çıkaracak, dünyanın onlara sunduğu nimetlerinden faydalanıp, an’ları, duyguları paylaşarak, mutlu hayatlar yaşayıp, yaşatacaktılar…

Hayatın onlara sunduğu sonsuz seçenekler sayesinde farklı farklı gerçeklik derelerinde yürümek istediler. Evrimsel gelişimlerinin farklı farklı biçimlerini deneyimlediler. İnsan olarak sahip oldukları farklı özelikleri keşfettiler.

Hikayeleri kesiştiğinde, potansiyellerinin, gerçekliklerinin farkında olmadıkları başka parçalarını birbirlerine göstererek, aktararak daha hızlı büyüyüp, genişleyip, olgunlaşıp, aydınlanacaktılar.

Ama zihinlerinin tuzağına düştüler, düşüncelerin ağına takıldılar. Yüreklerindeki sevginin sesine kulak vermek yerine zihinlerinin yarattığı korkulara kapıldılar.

7 Ağustos 2025

O...


O,
Senin gerçekte kim olduğunu keşfedebilmen,
Sahip olduğun güçlü duyguları hissedebilme potansiyelini açığa çıkarabilmen için girer hikayene.
Ama sen onu, kendinden kaçabilmek için istemişsen, düşlediğin biriyle savaşın olabilir sadece…

O,
Ona karşı olan davranışlarının, duygularının, ardında yatan asıl niyetlerini görebilmen,
Nerelerine dikkat etmen, emek vermen gerektiğini anlayabilmen için girer hikayene.
Ama sen onu sadece kendi mutluluğun, güvenliğin, rahatlığın yüzünden istemişsen.
Onu, sorunlarını, belirsizliklerini, yetersizliklerini kapatma aracı olarak görmüşsen.
Senin için, düşlediğin birinin ruhunda yarattığı bir sıkıntı olabilir sadece…

6 Ağustos 2025

Unutmak insanın geçmişle ilişkisini sona erdirir mi?


Düşünüyorum!

İnsanın geçmişle işi bir gün bitebilir mi?
Geçmiş insanı bir gün özgür bırakabilir mi?
Unutmak insanın geçmişle ilişkisini sona erdirebilir mi?

Düşünüyorum!

Zihnimden bana sürekli seslenen o insanlar bir gün bana artık seslenmekten, hayatıma yön vermekten kendi kendilerine vazgeçebilir mi?
Geçmişten bana sürekli ok atan o anılar bir gün kendiliğinden ellerindeki yayları bırakabilir mi?
Geçmişin zihnimdeki yankıları bir gün kendiliğinden ansızın kesilebilir mi?

5 Ağustos 2025

İnsanın başına, hayatını kendisinin kilitlenmesinden daha zor ne gelebilir ki?


Düşündün mü hiç?

Acaba sürekli ardından gittiğin şeyin içinde, senin kaçmaya çalıştığın şey de mi gizli?
Seni en mutlu eden şey, aslında o kaçmaya çalıştığın geçmişin mi?

Başkalarına söylediklerin acaba senin onlardan duymak istediklerin mi?
Senin onları seviş şeklin, onlardan beklediğin sevme şekli mi?

Bu güne kadar söylememen gerektiğini düşündüğün şeyler aslında senin dile getirmen gerekenler mi?

Esas mesele hayatında ne olduğu mu, senin hayatınla ilgili düşüncelerin mi?

4 Ağustos 2025

Yaşam, bizim kendimizi doğrulamamıza izin vermeyecek kadar kısa mı?

İnsan oldun.
Yeryüzüne doğdun.
Saf, temiz, dokunulmamış, masum…

Ne olduğunu ya da ne olmadığını bilemeyen bir hiç!
Hiçbir yerden başlamayan cümleler, bilinmeyen bir boşlukta anlamlarını yitiriyorlardı o ilk zamanlarda . 
Dünsüz ve yarınsız bugün, nasıl da ilgini çekiyor, heyecanlandırıyor, meraklandırıyor, mutlu ediyordu seni!

Zaman ilerledi.
Bilinç harekete geçti.
Seni kuşatan dünyanın, bilgi bombardımanı altında.

3 Ağustos 2025

Kendinden, kendi hayatından vazgeçeni, başka hayatlar alıp içine katmak ister mi?


Tam kapıdan dışarı çıkmak üzereyken durdu ve arkasından onu sessizce izlemekte olan adama baktı!
 
“Aslında sen de biliyorsun değil mi?” dedi. “Benden değişmemi, senin gibi olmamı sen istedin! Kabul et, ben sana benden ne istiyorsan onu verdim. Sen neysen, ben de o oldum. Kendimden vazgeçtim senin için, sildim kendimi ve en sonunda tamamen sana benzedim. Ama şimdi… Demek benden sıkıldın artık...! ”
 
Boğazında oluşan düğüm, ona sözlerini bitirmesi için izin vermedi. Kendini kapının dışına atıp kapıyı çekti. Merdivenleri koşar adımlarla inip, sokaktaki kalabalığın içine karıştı. Kalabalık onu nereye sürüklediyse, onlara karşı koymaksızın onlarla yürüdü. Karşısına çıkan ilk parka girdiğinde yağmur yeni başlamıştı. Yağmurun altında biraz olsun nefes alırken içinde bir ses yükseldi!
 
“Neden çıkmadan önce ona o sözleri söyleme ihtiyacı hissettin?” 

Gerçekten neden o sözleri ona söyleme ihtiyacı hissetmişti? Ona neyi kanıtlamak istemişti ki?

2 Ağustos 2025

Geleceğimiz hep bir sürpriz mi bizim için?


Düşünüyorum!

Geleceğe dair planlar yaparken, yolu hayatımızla kesişecek insanları gerçekten de öngöremiyor ve onları bu planımıza dahil edemiyor muyuz?
Hayatımızı etkileyecek olan insanın bize yaklaşmakta olduğunu kestiremiyor muyuz!
 
Onun kaderimiz üzerindeki etkilerini, ancak o hayatımıza girdikten sonra yaşarken mi öğrenebiliyoruz?
 
Geleceğimiz hep bir sürpriz mi bizim için?

1 Ağustos 2025

Hatırlamak için hafızam var, peki unutmak için neyim var?


Kendimize geçmişin merceğinden bakınca acaba neleri kaçırıyoruz?
 
Geçmişimiz yüzünden neleri görmeyi seçip, neleri görüş alanımızın dışında bırakıyoruz?
 
Geçmişteki ben ile bugünkü ben’i bir araya getirip, onları iç içe geçirip, kendimizi bir türlü tamamlayamadığımız için mi, farklı insanlarla, farklı zamanlarda, döne, döne hep aynı hataları tekrarlayıp, hayatımızı bir sarmala dönüştürüyoruz?
 
Bakmaya şartlan(dırıl)dıklarımız yüzünden göz ardı ettiğimiz yerlerde mi yoksa, aradığımız o hayat?

31 Temmuz 2025

Sen de herkes gibi hem sırtındaki yüke neden olan, hem de o yükü taşıyansın!


Ne tuhaftır aslında!

Hem yaşamla uyum içinde akıp gitmek ister, hem de yaşamla sürekli inatlaşırsın!
Sırf istemediğin için kendini ne çok şeyden mahrum bırakırsın!

Hayatın akışı gitmeni gerektirir, sen tutunacak bir şeyler bulur onlara bağlanırsın.

Yolcusu olduğun yol senin seçimlerine göre sürekli değişir, sen inatla sana yol gösterecek sabit bir harita ararsın.
 
Sözün özü dostum,
Sen de her insan gibi, anladığın, düşünebildiğin kadarsın.

Kendinin hem sahibi, hem de kendine teslim olansın. 
Hem sırtındaki yüke neden olan, hem de o yükü taşıyansın!

30 Temmuz 2025

Geçmişindeki ezberlediğin hangi sahneleri benimle de oynamak istiyorsun?


Kimim ben? 
Nelerin toplamıyım?
Geçmişim de, bilinç altımda neler gizli?

İlişki dediğimiz şey birbirimize karşı oynadığımız bir oyun mu?

Senin benim hikayemdeki rolün ne?
Rolünü sen mi seçiyorsun?
Yoksa ben mi karar veriyorum bu role?

Neler geçiyor aklından beni gördüğünde?
Zihnindeki hangi düşüncelerle süzüyor, biçimlendiriyor, tanımlıyorsun beni?

29 Temmuz 2025

Acaba hayat kendine müdahale edilmesine ne kadar izin veriyor?


Kimi dokunmak istiyor hayata.
Kimi hayatın gösterisine gözlerini kapatıyor!

Acaba hayatın içinden gözlerine yansıyanları bir illüzyon olarak kabul edenler mi hata yapıyor? 
Dünyanın gerçeklerini, kendi ideallerine benzetebilmek için hayata müdahale etmeye çalışanlar mı?

Peki hayat kendine müdahale edilmesine ne kadar izin veriyor?

Birileri ona müdahale ettiği için mi değişiyor?
Yoksa bir değişim istediğinde bunu gerçekleştirmesi için birilerini o mu seçiyor?

28 Temmuz 2025

Yanına mı gelsin? Kendi yoluna mı gitsin?


Eğer gerçekten seviyorsan,
Kim olduğunu, sözlerinden değil, senin gözlerinden öğrenmesi için yardım et ona.

İzin ver, o senin onun için zihninde yarattığın şablona tam oturmasın!
Hayata özbenliğiyle dahil olabilmesi için destek ol ona.

Kendi hayatında yaşamak isteyip de yaşayamadıklarını onun hayatında yaşamaya, kendi çocukluğunu onun çocukluğunda onarmaya çalışma!

27 Temmuz 2025

Aşk istediği zaman geri dönebilir miydi?


Kapının çalan zilini duyunca seslendi mutfaktan, elindeki poşetleri mutfak masanın üzerine bırakırken. 

- Geliyoruuuuuum...

Az önce siparişlerini getiren marketin çırağının yine ona para üstünü vermediğini hatırladı. 

- Yine unuttun değil mi bana para üstünü vermeyi?

Gülümseyerek açtı kapıyı. 

Kapıyı açmasıyla birlikte, onu karşısında görünce kala kaldı kapının önünde. İnanamadı, inanmak istemedi onu karşısında gördüğüne. Bilemedi o an da ellerini nereye koyacağını… Bilemedi o an da hangi tarafa doğru bakacağını… İki eli de fazla geldi ona. Sol eli kapının pervazına tutunmaya çalışırken, sağ eli önce yanağında sonra alnına doğru dökülen saçlarında dolaştı amaçsız, şaşkın bir halde! Bakışları kah yere kaydı, kah onun gözlerine takıldı. Yaşadığı şokun içinde hapsoldu kaldı bir süre kapının önünde, sessizce….

- Neden geldin?

26 Temmuz 2025

Hepimizin içindeki duyguların cümlelere dönüşmeye ihtiyacı var.


Farkında mısın?
Yaptığımız sohbetlerde, karşımızdaki insana yönelttiğimiz her soru, aynı güce ve aynı etkiye sahip değil! 

Sohbetlerimizde hepimiz aslında, bilerek ya da bilmeyerek, iki farklı tipte soru kullanıyoruz!

Ya yatay sorular sorarak, öğrenmek istediğimiz düz bilgileri karşımızdaki insandan alıyor, onunla yüzeysel bir ilişki kurup, birbirimizin duygularına hiç dokunmadan sohbet ediyoruz.

Ya da karşımızdakine dikey sorular yöneltip, onu kendi derinlerine, kendi duygularına doğru bir keşfe çıkarıyor, kendi gerçeklerine ulaşmasına aracı oluyoruz. 

Bu sayede aslında hem onu daha iyi ve daha yakından tanıyor, hem de onun kalbine dokunabilme şansını elde ediyoruz. 

25 Temmuz 2025

Hayattaki bir çok şeyin, senin etrafına ördüğün o ağlara takılıp sana ulaşamadığının farkında mısın?

 

Artık kabul edebiliyorum! 

Evet, aldığım o ilk darbe bugünkü benin mayasıydı!

Her şey benim için tattığım o ilk acıyla birlikte başladı!

Bir acıyı, bana bir daha yaşatmamakla  görevli zihnim, bu ilk acıyla birlikte hemen hareket geçti.
Onu bir daha yaşamam için, bundan sonra uygulamam gereken davranış stillerini benim için belirledi, bana yapmam ve yapmamam gerekenler için bir liste hazırladı. 

Ve ben onları içselleştirene kadar, beni hep ikaz etti, bana onları sürekli hatırlattı…

24 Temmuz 2025

Ben olmadan biz olamaz ki insan!

Hayata karşı bir zarafeti, bir edası, bir duruşu olmalı değil mi insanın?

Ruhunun kendine has, kendine özgü, doğal bir üslubu, bir dili.
Hayata, isyan ve öfkenin dışında verebileceği kendine has şefkatli, samimi cevapları…

Her şeye rağmen yine yeniden gülümseyebilmeli, yenilse de, kaybetse de bir daha denemeye cesaret edebilmeli değil mi insan?
Hayatı, insanları yine yeniden sevebilmeli...

Kalplerin fısıltılarını duyabilmek için korkmadan, endişelenmeden başkalarına kalbiyle sokulabilmeli, 
Kalbini başka kalplere sevgiyle yaslayabilmeli…

Sevgili Nazım Hikmet ’in de dediği gibi;
"Kırdaki tek başına duran bir ağaç değil, ormandaki bir ağaç olabilmeli. 

Bütün ormanın ahenginde, hem o ahengi tamamlayarak hem de ferdiyetinden hiçbir şey kaybetmeyerek hayatı yaşayabilmeli,

Orman onu, o ormanı güzelleştirebilmeli…"

Haşim Arıkan


Fotoğraf: Pexels / Kampus Production


 

23 Temmuz 2025

Hayatta acaba hangi ruh haliyle seyir ediyorsun?


Farkında mısın?

Hayatta acaba hangi ruh haliyle seyir ediyorsun?

Hayatını yaşadıklarının mı yoksa yaşayamadıklarının mı hakimiyetinde yaşıyorsun?

Yaşadıklarının çok daha fazlasını yaşamayı hak ettiğini mi düşünüyorsun?
Yaşadıkların sana fazla geldiği için mi bu kadar yorgunsun?

Yaşayamadıkların mı sebep oluyor hayata daha sıkı tutunmana?
Yaşadıkların yüzünden mi hayata sürekli sırtını dönüyorsun?

Hatıralarının mı, hayallerinin mi yankıları duyuluyor daha çok zihninde?

22 Temmuz 2025

Şu an nerede olduğun, nelere inandığın mühim!


Kendi gerçeğine ulaşmak istiyorsan zaman zaman dağılmaktan korkma!

Hayatındaki eksik parçaları bulabilmek için ara sıra kaybolmaktan!
Hafızanın dehlizlerinde kaybolup, kör noktalarında dağılmadan, bulamıyor ki insan kendini…

Yaşamında bir fark yaratabilmen için, yeni bir şeyler öğrenmen gerekiyor unutma…

Fikirlerini sormayacağın insanların, seni yargılamalarına takılma! 
Seni anlamadığını bildiğin insanlarla tartışma!

Duyduğun cümlelerin çöllerinde kaybolma!
Herkesin geçmişi, üslubu, lügatı farklı, unutma…

21 Temmuz 2025

Zordur eşikte yaşamak, yorar insanı!


Gün gelir,

Yaşadığın hayat tat vermez olur artık sana.
Olmakta olanı, olduğun halinle yaşamak, her gün biraz daha yormaya başlar seni.

Sen farklı şeyler yapmak istersin ama hep başka şeyler yapman gerekir.
Sürekli sallanırsın bir kendi içine, bir dışarıda üstlendiğin rollere.

An gelir,
Zihnin karanlık odasından içeriye yeni bir ışık süzülür ve zihindeki bir kilit çözülür.
Fark edersin ki, sen bir eşiktesin. 
Ya içeri, ya dışarı... artık bir karar vermelisin!

Olmakta olanı, olduğun halinle yaşamaya devam edeceksin?

Arzularının, hayallerinin peşine mi düşeceksin?

20 Temmuz 2025

Geleceğin kıyısından dönüyordu hep!


 “Yüreğimde bir enkazın altında sıkışmış bir duygu, yıllar sonra yeniden baş veriyor! Bunca yıldan sonra, birini düşündüğümde ilk defa onunla birlikte bir gelecek hissediyorum. Düşüncelerim, duygularım birbirinden ayrılmıyor. Bedenim yıllar sonra ruhumun üzerinden bir ipek gibi yavaşça kayıyor. Yıllardır özenle içimde sakladığım ruhu tüm çıplaklığıyla ortada bırakıyor. Ruhum yıllar sonra yeniden huzurla tanışıyor.

Ve ben… 

Bu defa, geçmişe ait hiç bir acının, anının onu yaşamama engel olmasına izin vermiyorum. Onunla yaşayacaklarımın sonunda, beni neyin beklediğini sorgulamıyorum. Bu defa yaşayacaklarımdan korkmuyor, sonuna kadar gitmek istiyorum. Sonu ne olursa olsun, onunla yaşadıklarımı seveceğimi, anlamlarını hayatım boyunca değiştirmek istemeyeceğimi hissediyorum…”

19 Temmuz 2025

Hiç düşünmediklerimizi düşünebileceğimiz bir yere mi gidelim? Düşüncelerimizden geçmişi çıkarmayı mı deneyelim?

 

Düşüncelerinle hayatını nasıl etkilediğini fark etmeden, yaşamaya devam ediyorsun!
Kendine bakıp görmeden, kendini duyup dinlemeden...

Hep aynı düşüncelerin hapsinde, hayatı sürekli tekrar ederken...

Hayatını yönettiğin o düşüncelerin, geçmiş deneyimlerinle koşullu olduğunu göz ardı ederek, her şeyi onlarla karşılıyor, yargılıyor, anlamlandırıyorsun…
 
Peki ya gerçek!
Gerçek bir deneyim, sence hangisi?

Yaşamla, içinde düşünce enerjin olmadan iletişim kurduğun, o ilk duyusal an mı?
Zihnin düşünceleriyle yaşadığına bir anlam yakıştırdığı zaman mı?

18 Temmuz 2025

Yalnızım diye düşünme, kendimle vakit geçiriyorum diye düşün!

Yalnızlık…

Kimimizin kişisel tercihi.
Kimimizin belki mecburiyeti, belki de mahkumiyeti!

Kimilerine göre bir mahrumiyet, bir zaaf!
Kimilerine göre zaman zaman yaşanması gereken büyük bir keyif, bir lüks!

Peki ya sen!

Sen yalnızlığı nasıl bilirsin?
Sever misin onu?
Zaman zaman onu tercih edenlerden misin?

Kaçınılacak bir durum mudur senin için yalnızlık, yoksa gizli bir krallık mıdır?
Çok mu gürültülüdür senin yalnızlığın, kafanı çok mu şişirir, başını çok mu döndürür?

Yoksa yalnızlığın seni daima kendi içindeki o özel mabede mi götürür?

17 Temmuz 2025

Düşünüyorum, kendimi kendimden kurtarabilmek için!


Düşünüyorum.
İnsanı, insan olmayı, bir insan olarak, bir hayat yaşamayı…

Düşünüyorum.
İnsanın doğduğu coğrafyayı, hayatla tanıştığı andaki yaşam koşullarını, ferdi olduğu aileyi, sosyal topluluğu…

Düşünüyorum.
Bir insan olarak hayatta; seçebildiklerimizi, seçemediklerimizi, kabullendiklerimizi, karşı koyabildiklerimizi, red edebildiklerimizi, değiştirebildiklerimizi…

16 Temmuz 2025

Kimlerin gölgesi üzerime düşse acaba kendimi daha iyi hissederdim!


Bazen düşünüyorum!

Ben harekete geçmek için neyi bekliyorum ?
Çaresiz olduğum için mi onu bekliyorum,
Onu beklediğim için mi böyle çaresizim!
Bulamıyorum!

Bazen birini arıyorum!
İçinde eriyip tamamen yok olacağım, kendimden kurtulacağım birini…

15 Temmuz 2025

Yaşam birbirimize karşı oynadığımız bir oyun mu?


Kimin hikayesi birlikte rol aldığımız bu hikaye?
 
Kim kimin hikayesinin misafiri?
 
Düşünüyorum!
Az önce bana sorduğun o soru!
Hangimiz için soruldu?
 
Verdiğim o yanıt kim için verildi?
Sorduğun o soruyla benim ilişkim neydi?

14 Temmuz 2025

Hissedilmiş olan neyse yaşanmış olan odur!

 


Acaba kendimize karşı ne kadar dürüstüz? 

Kaçımız zayıf, güçsüz olduğumuz yönlerimizi cesurca kabullenip, onları sahiplenebiliyoruz?
Kaçımız yaralarımızın, hassas noktalarımızın, ilişkilerimiz aracılığıyla farkına varıp, onları iyileştirmeye çalışıyoruz? 
 
Oysa o yaralarımız, hassas noktalarımız değil mi, bizi diğer insanlara karşı duyusal ve tepkisel yapan? 
İnsanların davranışlarını, yaşananları bize kişisel algılatan…
 
Esas hikaye konuştuklarımızda değil, sakla(n)dıklarımızda gizli!