"Keşke hayatımda geldiğim bu noktaya başka insanları incitmeden gelebilseydim.''
Zaman zaman aklıma gelir, kimin bana armağanı, ruhumun nerelerine, neden dokunduğunu hala tam çözemediğim bu cümle…
Düşünürüm…Bir insanın, ancak diğer insanlarla olan ilişkisi sayesinde hayatta var olabildiğini.
Kendini ancak diğer insanlarla ilişki içindeyken ortaya çıkan düşünce ve duyguların farkındalığıyla tanıyabildiğini.
“Ben” olabilmek, "ben" i daha iyi anlayabilmek, keşfedebilmek için, mutlaka bir de “sen” in var olması gerektiğini.
İnsanların birbirlerinin hayatları üzerinde öngörülemeyen etkileşimlerini.
Hayat oyununun bu noktada, kendi içindeki muhteşem kurgusunun nasıl da kusursuz işlediğini.
Herkesin hem "ben" i, hem de "sen" i aynı anda nasıl bu kadar mükemmel yaşayıp, yaşatabildiğini…
Ardından, beni benimle tanıştıran, öğrenmem gerekenler için hayatımda öğretmen rolünü oynayan insanların, hayalimde canlanan görüntüleri gelir gözlerimin önüne.
Kimimiz hüznün içinde yanlışla,
Kimimiz mutluluğun içinde doğruyla birbirimize bir şeyleri göstermeyi seçsek de,
Kimileriyle hayat yolculuğumuzda hala birlikte yürüyüp,
Kimilerini hayatımda artık göremesem de,
“Ben sizin sayenizde var olabildim” diyerek, hikayem de rol aldıkları ve kendi hikayelerinde de bana bir rol verdikleri için teşekkür ederim zihnimde canlanan hayallerine, saygı ve sevgiyle.
Ardından bir merak kaplar içimi!
Ardından bir merak kaplar içimi!
Düşünmeye başlarım…
Bir hayatın acaba kaç insan ettiğini!
Hikayemin ardındaki esas hikâyeyi keşfedebilmem için, acaba kaç farklı hayatla daha yollarımızın kesişeceğini,
Kendimden kendime doğru yaptığım bu uzun yolculukta daha kaç farklı hayatta durup soluklanmak,
Kaç farklı insanla daha kalplerimiz arasında köprüler kurmak isteyeceğimi!
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Alexey A l o h a

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder