21 Aralık 2025

Geçmiş yok olduğunda insanın ömrü eksilmiyor, insanın ömrü hayatından bağımsızlaşıyordu sanki...


Uzun bir aradan sonra yeniden bir araya gelmiş olan dört kadın hararetli bir sohbetin içindeydiler. Konu dönüp dolaşmış, gelip yine anılara yani geçmişe dayanmıştı!


“Ne çok konuşuyoruz değil mi geçmiş hakkında?” dedi içlerinde yaşça en büyükleri ve devam etti. “Bence bunun sebebi onu istesek de asla bozamıyor olmamız. Düşünüyorum da. Aslında onu değiştiremiyor olmamız çok daha iyi... Yıllar geçtikçe olgunlaşarak ona dönüp tekrar bakabilmek. Dürüstçe, kendini kandırmadan. Sadece, evet sadece bakabilmek. Bence güzel olan, bizi sürekli geçmişe çeken şey kesinlikle bu!”

“Ben sana pek katılmıyorum!” diyerek ona cevap verdi içlerinde en sessiz olan, en az konuşan. “Bence insan geçmişe dönüp baktığında çoğunlukla hatalarına takılıyor. Yapmış olduğu hataların bedelini de, şimdiki zamanda çektiği acıyla ödüyor. Çektiği acı ise, o yaşadıklarını ölümsüz kılıyor. Benim pek de memnun olmadığım, tuhaf bir döngü bu. Yapacak çok da fazla bir şey de yok. Belki de söylendiği gibi, tecrübe hanemize bir çizik atıp, kaldığımız yerden aynen devam edebilmeyi becerebilmek lazım!”


“Ben de biraz daha farklı düşünüyorum!” dedi eşinden yeni boşanmış olan. “Bence insan geçmişe dönüp baktığında en çok vermiş olduğu kararlara takılıyor. Ve bu gördükleri karşısındaki mutsuzluğunun esas sebebi de söylediği gibi, o kararları verirken başka seçeneğinin olmaması değil aslında, tam tersine başka seçeneklerinin de bulunması. O zaman ne yaptığını tam bilemeden, sorgulamadan bir karar vermek zorunda kalıyorsun. Sonrası ise, verdiği bu karardan dolayı duyduğu, insana acı veren bir pişmanlık.“

“Artık konuyu değiştirelim mi?” diyerek bu sohbeti artık sona erdirmek istedi içlerinde yaşça en gençleri. “Çünkü ben geçmişimi hatırlamak, onun hakkında konuşmak istemiyorum. Yaşamış olduklarım, benim hayatta sevmediğim şeylerin tümünü ifade ediyor. Benim için. Ve ben onları neden ve nasıl sevmediğimi hatırlamak istemiyorum. Eğer kendime onları hatırlamak için izin verirsem, geçmişe tekrar dönmem gerekecek. Ve ben, o zaman kendimi bir kez daha tutabileceğimden emin değilim.

Üçü de onun neden böyle konuştuğunu iyi bildiği için sustu!

Acaba kim, kimin hayatta hangi yolları izlemek, hangi seçimleri yapmak, hangi acıları çekmek için geldiğini biliyordu ki?

İnsanın kendisinden başka kim, yaşadıklarının, adına hayat dediğimiz bu büyük keşif yolculuğunda ona ne kadar yol aldırdığını, onu nerelerden alıp nerelere taşıdığını fark edebiliyordu ki?

Haşim Arıkan


Fotoğraf:  Unsplash / Rostyslav Savchyn

Hiç yorum yok: