Kapısının önünden geçerken keyifsiz olduğunu görünce, toplantısının istediği gibi geçmediğini anlayıp sessizce odasına süzülüyorum. Başını hafifce kaldırıp da içeri girenin ben olduğumu fark edince , bir
gülümseme yayılıyor yüzüne.“Ne iyi ettin de uğradın” diyor. "Biliyor musun, ne
zor şey aynı anda, aynı düzlemde olmadığın birine bir şeyler anlatmaya çalışmak.
Türkçe bilmeyen birine harika bir Orhan Veli şiiri okumak gibi. Ona okurken seni
müthiş heyecanlandıran o harika şiir, o an onun için karmakarışık sesler
kalabalığından başka hiç bir şey değil bence."
"Işığı görmüşsün işte, boşver filmi önemseme" demek geçiyor içimden ama nedense susup, ben de ona sadece gülümsüyorum...
2 Ekim 2012
Haşim Arıkan
3 yorum:
bakakalırım giden geminin ardından
atamam kendimi denize hayat güzel
serde erkeklik var ağlıyamam
gel de anlat bunu dediğin gibi. hatta türkçe bildiği halde anlatamayacağın o kadar çok insan var ki. güzeldir yani ortak dil..
izin vermiyor içimdeki eşik
onca yol tarif ettim, şimdi bilmiyorum
araf mı dumrul mu geçemediğim
yürüyüp geçsem içim duracak sanki
dursam, kederimden öleceğim
Murathan Mungan
işte öyle zamanlarda insan bazen diyor ki "duvara anlatsam anlamıştı" duvar bile çoğu kez anlamamakta direnen, sabit fikirli birinden daha anlayışılı olabiliyor.
insanlara bir şeyler anlatma konusundaki isteksizliğimi çok güzel açıklamış bu yazı.
Yorum Gönder