Biliyor musun?
Bu blogda okuduğun satırları yazarken bir kimliğim yok ya da bir sürü kimlik taşıyorum.
Bazen benim, bazen senim, bazen de herhangi biriyim.
Belki de hiç kimseyim.
Bazen erkek, bazen kadın, bazen çocuk, bazen yaşlı, bazen gencim.
Belki de herkesim.
Önemli olan, yazanın kim olduğundan ziyade,
Okuduklarının sana hissettirdikleri, sana düşündürdükleri, sana fark ettirdikleri değil mi zaten!
Peki “Sen benim kim olmamı istiyorsun?”
Bana hangi gözle bakıyorsun?
Hangi önyargılarla bana yaklaşıyorsun?
Bana olan yaklaşımın, bakış açın yüzünden, acaba yazılarımda sana anlatmaya çalıştıklarımın ne kadarını duyabiliyorsun?
Netice de anlattığımız kadar değil, anlaşıldığımız kadarız değil mi hepimiz?
Neden okuyorsun yazılarımı?
Onlardan ne bekliyorsun?
Bir arayış içinde olduğun, yeni düşüncelere ihtiyaç duyduğun için mi okuyorsun onları?
Yoksa onların, inandığın fikirleri, düşünceleri, zaten bildiklerini sana tekrar etmelerini mi istiyorsun?
Yeni, farklı bir şey okuduğunda, onun içinde biraz demlenmelerine müsaade ediyor musun? Zihninde, ruhunda, yüreğinde nerelere dokunduğuna, içinde neleri harekete geçirdiğine hiç bakıyor musun?
Yeni, farklı bir şey okuduğunda, onun içinde biraz demlenmelerine müsaade ediyor musun? Zihninde, ruhunda, yüreğinde nerelere dokunduğuna, içinde neleri harekete geçirdiğine hiç bakıyor musun?
Temiz bir havadan yeni, farklı bir soluk getirebiliyorlar mı sana?
Yoksa yüreğini biraz daha mı sıkıştırıyorlar?
Eğer öyleyse neden okuyorsun onları?
Eğer öyleyse neden okuyorsun onları?
Yoksa senin bu hayattaki birincil amacın, kendine mutlu bir hayat yaşatmak değil mi?
Yaptığın tüm seçimlerin en birincil belirleyicisi senin, kendi mutluluğun değil mi?
Farkında mısın?
Bir şeyi okumaya karar verdiğinde, aynı zamanda onun zihnine, yüreğine, ruhuna dokunma olasılığına da kendini açmış oluyorsun.
Okuyabileceğin birçok şey varken, özgür iradenle sen okumak için bir seçim yapıyorsun.
Ve okuduklarının belki tamamı, belki bir cümlesi, belki de bir paragrafı seni etkileyebiliyor.
Bu etkinin derecesini ise senin "okuduğun kişiyi kim olarak görmek istediğin" belirliyor!
Tüm samimiyetimle sana soruyorum.
“Acaba sen benim kim olmamı istiyorsun?”
Haşim Arıkan
1964, İstanbul