23 Ekim 2025

Bir insan hayatı boyunca, kendini keşfetme yolculuğundan daha özel bir yolculuğa çıkabilir mi?


Kimim ben?
Amacım ne?

Neler bekliyorum, ne istiyorum yaşadığım hayattan?

İstediklerime doğru yürürken kim olduğumdan, hayatın neresinde bulunduğumdan, nelere sahip olduğumdan emin miyim?

Eskiden her şeye bir cevabım vardı, şimdi ise sorularım.

Düşünceler beynimin içindeki birer vahşi at gibi.
Beni her tarafa götürmeye hazırlar.

Her şey benim cesaretimin ölçüsüne bağlı.
Hayat hikayem cesaretimin ölçüsüne göre bir yön buluyor, şekilleniyor.

Düşünüyorum da;
Kendimle ilgili istediklerimi elde etme yolculuğumda, nereye doğru gitmekte olduğumu gerçekten bilerek mi hareket ediyorum?
Attığım her adıma sorumluluklarım ya da yargılarım yön veriyormuş gibi hissediyorum.
Yaptığım her şey sanki kendimi başkalarının gözünde daha değerli kılmak, çevremdekilere kendimi ispatlamak için.

Hayatta düşüncenin işlevi olmayan bir algı, bir eylem var mı acaba?

Sürekli bir arayışın içindeyim.
Acaba bu arayışım yüzünden hayatın içindeki neleri görüyor, neleri ise gözden kaçırıyorum? 
Koşullu farkındalığım yüzünden neleri sürekli ıskalıyorum.
Nelerin beni etkilemelerine izin veriyorum?
Nelerden ise hiç etkilenmiyorum?

Hayatı daha çok fiziksel mi yoksa ruhsal mı algılıyorum?

Kim olduğumda huzurlu, mutlu ve dinginim?
Kim olduğumda kendimi daha cesur, daha güçlü hissediyorum, özgürleşiyorum?
Kim olduğumda duygularımı daha da inceltiyorum?
Kim olduğumda duygularıma kolayca dokunup, onların keyfini çıkarabiliyorum?

Acaba;
Kendime hangi duyguların, ne kadarını yaşamak için izin veriyorum?
Hangi duyguları yaşarken durduruyor, onları hep eksik, yarım bırakıyorum?
Hangilerini yaşamak için kendime hiç izin vermiyorum?
Hangilerinin sonuna kadar gidebiliyorum?
Ve bütün bunları ben kendime neden yaşatıyorum?

Bilinçaltımda kayıtlı nelere, ne kadar ulaşabiliyorum? Hangilerini bilinç seviyeme çıkarıp eritebiliyorum?

Düşünüyorum!
Acaba insan hayatı boyunca, kendini keşfetme yolculuğundan daha özel bir yolculuğa çıkabilir mi?
Bu yolculuğa çıkmadan kendini, hayatı, hayat amacını keşfedebilir mi?
Gerçek “ben”i bulmadan aradığı iç huzura, mutluluğa ulaşabilir mi?

Yolun sonu mutluluğa ulaşmadığında, yaşananlardan geriye nasıl bir anlam kalır ki?

Haşim Arıkan


Fotoğraf: Unsplash / Vitaliy Shevchenko

2 yorum:

efsa dedi ki...

Attığın her adıma geçmiş hikayelerin ve bunların sende uyandırdığı duygularının düşüncelerine etki etmesi karar oluşumuna neden oluyor. Geçenlerde bir eğitime katıldım. Birçok şeyden rahatsızlık duyuyordum. Savaşlara, liyakatin olmamasına, sisteme, eskilere, iş yerine, ailemdeki sabit fikirlilere, çözümsüzlere vs. Rahatsızlık duyduklarımın aslında o an kızdığım insana ait olmadığını, aslında geçiş bir hikayeye dayandığını, zihnimi nasıl yönlendirebileceğimi suratıma çarpa çarpa gösterdiler desem yeridir.
Sürekli mükemmel olma çabam vardı. İçimde gizliden gizliye taşıdığım başarısızlık korkum ve yetersizlik hissini yenmek için kendimi hep eğitimlere, okumaya adamıştım. Kimse kırılmasın, incinmesin, ben hanımefendi olmalıyım diye diye kendi hakkıma girdiğimi gördüm. Oysaki önemli olan bendim. En çok kimi seviyorsun diye sorduklarında sıralamam; babam, kızım, ablam, annem diye devam etti. Birini unutmadın mı dediler. Kendimi unutmuştum.
Şu 6 aydan beri yüzüme yansıyan bu ışıltıyı seviyorum. Kendimi seviyorum. Başkalarına gösterdiğim; şefkati, iyiliği, merhameti ve özeni kendime göstermeye karar verdim. Hayatı çabalanacak bir yer olarak görmeyi bıraktım. Bırakmakta güvenli.
Geçmiş hikayelerin geleceğime yön vermesine izin vermemeyi öğrendim.

MeaCulpa dedi ki...

Ne güzel, samimi bir şekilde anlatmışsınız kişisel sürecinizi. Umarım her şey gün geçtikçe çok daha şahane hale gelir hayatınızda.