Sen sadece kahveni, çayını al ve uğra, ben her sabah 07:00'de yeni bir yazıyla buradayım.

2 Eylül 2025

Aç artık ruhunun ışıklarını!


Keşke gün, bugün benim için biraz daha sakin başlayabilseydi!

İçimde hiç bir isyan baş veremese, her şey benimle uyum içinde, tam ve bütün olabilseydi.
Nedenlere, niçinlere, nasıllara bulaşmasaydı hiç zihnim. 
Olması gereken-olan, arzulanan-katlanılan gibi ikilemlerle hiç kafa yormasaydı.

Keşke bugün...

Sadece hayatın sesleri çalınsaydı kulağıma.
Sadece hayatın coşkusu, neşesi, enerjisi karışsaydı ruhuma.
Hayatın içindeki samimi, doğal hareketlere takılsaydı sadece gözlerim.

Hayatın hayatı nasıl mükemmel bir şekilde beslediğini, 
Hayatın içindeki her hareketin bir diğerine nasıl koşulsuzca destek verdiğini, 
Birbirinden tetiklenen her şeyin, aynı zamanda nasıl da birbirine karışarak, birbiriyle tamamlanıp, birbirinin içinde eridiğini fark edebilseydi zihnim.

1 Eylül 2025

İkimizin de sessizliğinde benzer itiraflar saklı!


Ben de senin gibiyim.

Sessiz görünüyor olsam da, benim de düşünceler bir nehir gibi akmaya devam ediyor sürekli zihnimde.

Aynı gökyüzünün altında, farklı bedenlerde, benzer mücadeleyi veren iki yalnız varlığız biz seninle. 
İkimizin de sessizliğinde benzer itiraflar saklı!

Ben de küsüyorum çoğu zaman dünyaya, kendini her zaman beni mutlu etmeye adamadığı için. Ben de çoğunlukla kendimi büyük bir kalabalığın ortasında, yalnız ve terk edilmiş gibi hissediyorum.

Sanki;
Işığın ya da karanlığın olmadığı anlamsız bir boşlukta.
Yok olmayan ama yerinde de durmayan tuhaf bir sisin ortasında,
İsteyerek sürdürülen bir sürgünün yalnızlığı bu yaşadığımız.

31 Ağustos 2025

Başkalarına hayır diyebilmek için, kendine ne kadar büyüklükte bir evet demen gerekir?

Gözyaşlarım yanaklarımdan sicim gibi süzülüyor. Birazdan hoca gelip namazını kıldıracak bize. "Merhumu nasıl bilirdiniz?" diye soracak hepimize. 

Eminim ki herkes içten bir “iyi bilirdik” cevabını verecek! Sonra herkes, hep birlikte ona hakkını helal edecek, hocanın eşliğinde peş peşe, üç kere. Bir çoğumuz için esas hakkını helal etmesi gereken o iken!

Sırdaşım, can dostum kim bilir kaç kere konuştuk seninle. 

Her seferinde "haklısın" dedin bana. Bu kadar mı zordu “HAYIR” diyebilmek insanlara? Bu kadar erken yaşta yaşama karşı mıydı diyebileceğin tek “HAYIR”!

30 Ağustos 2025

İlişkilerimiz bize hep geçmişimiz hakkında konuşur, hala göremediklerimizi bize anlatır durur!


Acaba geçmişimize dair gerçekleri görmek için kaç deneyim bırakmalıyız ardımızda?
Kaç farklı tekrar yaşamalıyız, farklı zamanlar da, farklı insanlarla, farklı mekanlarda!

Hayatımızda neden hep aynı gerçeklikleri yaratıp duruyoruz?

Niçin hep benzer insanlara, benzer ilişkilere tutunuyoruz?
Bizi çevreleyen sonsuz olasılıklar denizinde nasıl oluyor da durmadan hep aynı gerçeklere ulaşıyoruz?

Düşünüyorum!
Hayatım üzerinde kontrolümün olmadığı fikrine acaba ne zaman, neden kapıldım?
Sürekli geçmişten beslenen zihnimin bana gösterdiği yolun dışında kalanları, ne zamandan beri ben yok saydım?

Bilincimi, irademi kullanmaktan vazgeçip hayatımın yönetimini ne zamanda beri zihnime bıraktım.

29 Ağustos 2025

Zihnin kışında kaybolmak mı, kendi baharını yaratmak mı?


Kimi zaman soğuk bir kış mevsimi gibi hissettirir sana kendini hayat.

Eski, senin için artık sona ermiş, eskinin yükünden kurtulan yorgun ruh, yeniden canlanabilmek için sanki bir süreliğine kış uykusuna çekilmiştir.

Yeni olansa henüz varlığını sana hissettirememiş, senin için yeni bir olasılığına dönüşebilmek, sana kendini gösterebilmek için zamanını beklemektedir.

Sen fark etmesen de aslında her soğuk kış, ardından gelecek olan baharın tohumunu da taşır her zaman içinde…

28 Ağustos 2025

Neden geçmiş deneyimlerim hep benim kılavuzum rolündeler?


Neden korkuyorum bu kadar çok geleceği düşünürken...

Neden bu kadar endişeleniyorum hayatımla, kendimle ilgili gelecek hayalleri kurarken...

Zihnimde sürekli dönüp duruyor geçmişin tortusu düşünceler.
Hepsi de geleceği kendi tarzlarında renklendirmek için ne kadar da istekliler.

Ne zor bir şey, geçmişin varsayım ve sonuçlarından hareketle bir gelecek hayal etmek. 
Geleceğin, hem dünden farklı olmasını arzulayıp, hem de sanki o güne kadar öğrendiklerinin içinde gizliymiş gibi onlardan beslenerek düşünmek.

27 Ağustos 2025

Geçmiş onu yaşadığın haliyle durmuyor, onu hatırlayan sen'le birlikte o da sürekli değişiyor!

 


Anne ve baban hakkında ne düşünüyorsun?

Seviyor musun onları? 
Onlar gibi anne ve babaya sahip olduğun için mutlu musun?
Yoksa sana veremedikleri sen de eksik bıraktıkları için onları hala suçluyor musun?
Onların sana yaptıklarında mı yoksa daha çok senin için yapmadıklarında mı aklın?
Bugünkü yetişkin halinle, onların sana verebildikleri kadarını kabul edip, onlardan alamadıklarından feragat edip, onları artık ben tamamlayabilirim diyebiliyor musun?

Düşünüyor musun hiç?

Onların da, kişiliklerinin derinlerinde gizli, onları seni sevmekten, seni anlamaktan, kendilerini sana vermekten alıkoyan bir şeylerin var olabileceği gerçeğini…

Bizim kendi gerçekliğimizin aslında tek gerçeklik olamayabileceğini…

Hiç bir anne ve babanın kendinde olmayan bir şeyi çocuğuna veremeyeceğini…

26 Ağustos 2025

Zorlu bir itiraf anında, kendime ve sana karşı dürüst olmayı seçiyorum!

,,
Senden özür diliyorum!

İlişkimiz süresince sana veremediklerim için.
Sana katılamadığım zamanlar, 
Sana yaşattığım hayal kırıklıkları için.
Bize dair, tamamlamam için yarım bıraktığın o cümlelerini tamamlamaya çabalamadığım için.
Sohbetlerin etkisiz elemanı, karar anların çekimser oyu, sen bilirsin’lerin insanı olduğum için.

Cesaretsizliğimi, ürkekliğimi, korkaklığımı senden gizleyip, güçlüymüş gibi görünebilmek adına, duygularımı yok sayıp kendimi senden uzak tuttuğum için.

25 Ağustos 2025

Yalnızlık hayatın küçük bir parçası olmaktan çıkıp, hayatın kendisine dönüşüyor...

Farkında mısın?

Bir kenara itilmek insana, arada kaynamayı, güçlü olanın yoluna çıkmamayı, kalabalıklara karışmayı, çoğunlukla yutkunup susmayı öğretiyor.

İnsan her incindiğinde etrafına bir kaç duvar daha örüyor. Ve bu duvarların arkasında her geçen gün biraz daha yalnızlaşıyor. Yalnızlık artık hayatın küçük bir parçası olmaktan çıkıp, hayatın kendisine dönüşürken, insan da daha fazla incinmemek için alarmı sürekli çalan, huzursuz, gergin, korkak ve cesaretsiz birine dönüşüyor.

24 Ağustos 2025

Üç tane farklı ben mi çıkar o zaman ortaya?

 

Kendini, yaşadığın hayatı, etrafına yansıttığın duyguları bir başkasının kaleminden okumak ister miydin?

Rahatsız eder miydi acaba o okudukların seni?
Farklı anlaşıldığını görünce yazara öfkelenir miydin?

Daha doğru anlaşılabilmek için bir şeyleri değişmek mi isterdin?

Kullandığın kelimeleri, cümleleri daha özenle mi seçerdin?
Davranışlarına, beden diline daha fazla mı dikkat ederdin?

Bu defa daha itinalı davranarak kendine yeni bir rol benlik mi seçerdin?