30 Ekim 2025

Kim ona bir mektup getiren postacıyı, getirdiği o mektuptan dolayı sorumlu tutabilir ki?


Farkında mısın?

Bugüne kadar hayatına konuk olan, senin hikayende, durup seninle birlikte soluklanan herkes, 
Aslında sana bilgi veren birer haberciydi!

Kim bilir bugüne kadar hayatına kaç haberci girdi?

Kaç tane olursa olsunlar, hepsinin de sana verdikleri bilgi, özünde tekti.

“Sen gerçekte kimsin? Hangi özelliklere, yeteneklere sahipsin.”

Kimi sana bunu son derece nazik ve kibar bir üslupla, sana değer vererek, sevgiyle işleyip, seni överek ifade etti. 
Kimi bunu senin canını yakarak, seni hırpalayıp, azarlayarak dile getirdi.

Düşündün mü hiç?

Belki de sana karşı kullandıkları o üslup onların kendi seçimleri değildi!

Belki de hayat onları sana karşı o rolle görevlendirdi.
Onlar rollerinde oskarlık bir performans sergiledikleri için, yaşadıkların seni bu kadar çok etkiledi.
İçinde bir şeyleri harekete geçirebildi, belki de hayatına bambaşka bir yön verdi.

29 Ekim 2025

Çoktan razı olduğun bir gerçekliğe karşı çıkmak kolay değildir!


Düşünüyorum!

Yıllardır ezbere bildiğim, şartlı bir refleks gibi her daim bıkmadan, usanmadan tekrar ettiğim, kullanılmaktan aşınmış, enerjileri çoktan tükenmiş kelimelerle, 
Otomatikleşmiş, önceden kolaylıkla tahmin edilebilir cümlelerimle.
 
Yapamadıklarımı…
Her niyetlenişimde, kendimi büyük bir başarıyla yapamayacağıma inandırdıklarımı…

Kaçtıklarımı…
Saklandıklarımı…
Dışladıklarımı, reddettiklerimi, yok saydıklarımı…
Unutmaya çalıştıklarımı…

Ertelediklerimi…
Vazgeçtiklerimi…
Tamamlayamadıklarımı…

Anlatmak isteyip, yutkunup kaldıklarımı…

Sırf istemediğim için kendimi mahrum bıraktıklarımı…

24 Ekim 2025

İnsan olmaya giden yolun bir kestirmesi var mıdır?

 


İnsan acaba ne zaman bir insan sayılır?

Hangi özelliklerini fark edip kullanmaya başladığında insan olmaya doğru biraz daha yaklaşır?

Hangi zaaflarının peşine düştüğünde insanlıktan gitgide uzaklaşır?

Hayatta nelere tutunup bırakamadığında insanlığını boğan bir bataklığa saplanır?

Nelerini hiç sahiplenmeden, esirgemeden çevresiyle de paylaştığında insan olmaya doğru biraz daha yaklaşır?

İnsan gerçek bir insan olabilmek için acaba;

Önce bir insan olarak sahip olduğu neyin idrakine varmalıdır?

Haşim Arıkan


Fotoğraf: Unsplash / Hamed Farahpour

23 Ekim 2025

Bir insan hayatı boyunca, kendini keşfetme yolculuğundan daha özel bir yolculuğa çıkabilir mi?


Kimim ben?
Amacım ne?

Neler bekliyorum, ne istiyorum yaşadığım hayattan?

İstediklerime doğru yürürken kim olduğumdan, hayatın neresinde bulunduğumdan, nelere sahip olduğumdan emin miyim?

Eskiden her şeye bir cevabım vardı, şimdi ise sorularım.

Düşünceler beynimin içindeki birer vahşi at gibi.
Beni her tarafa götürmeye hazırlar.

Her şey benim cesaretimin ölçüsüne bağlı.
Hayat hikayem cesaretimin ölçüsüne göre bir yön buluyor, şekilleniyor.

22 Ekim 2025

İnsan bilincini kullanmayı seçmekte özgürdür fakat bilincini kullanmamasının sonuçlarından kaçma özgürlüğü yoktur!


Günler ayların, aylar yılların, insan ise hızla akıp giden zamanın peşinde koşuşturup dururken, yaşam da hızla tükeniyordu. 

İnsanlar kendilerine dair gerçeklere başkalarının peşinden giderek ulaşmaya çalıştıkça, kendilerinden uzaklaşıyor, kendi iç seslerini duy(a)mayan kulaklarında hep başkalarının sesleri çınlıyordu.

Derken bir süre sonra insanların bir kısmı, yaşadıkları bu hayattan yoruldu. Kendisinin, alışkanlıklar ve bağımlılıklar üzerine kurulu bu düzenin, bir adım gerisini çekilip bilincin ışıyla hayata bir daha baktı. Ve fark etti ki, o güne kadar ona öğretilen, zihninde biriken, ona miras olarak bırakılan düşünceler, sonunda yüksek bir duvar olmuş, her adımında sürekli önünü tıkıyordu.

Bu yeni farkındalık, zihinlerindeki bir perdeyi onlar için yavaşça araladı. Ve insanlar kendilerini bu kısır döngüye hapsedenin yüzünü ilk kez o zaman gördü. Gördüğü yüzün kendisi olmasına çok şaşırdı!

Ve insanların önünde artık iki yol vardı;