19 Mayıs 2010

O...


O,
Senin kendini açığa vurabilmene, gerçekte kim olduğunu anlayabilmene yardım edebilmek için girer aslında hikayene.
Ama sen onu, kendinden kaçabilmek için istemişsen,
Senin için, düşlediğin bir düşünceyle savaşın olabilir sadece.

O,
Senin ona karşı olan davranışlarının, duygularının, ardında yatan asıl niyetini keşfedebilmene yardım edebilmek için girer hikayene.
Ama sen onu sırf kendi rahatlığın, mutluluğun, güvenliğin yüzünden istemişsen.
Onu yetersizliklerini, sorunlarını, belirsizliklerini kapatma aracı olarak görmüşsen.
Senin için, düşlediğin bir düşüncenin ruhunda yarattığı bir sıkıntı olabilir sadece.

Onu daha hiç tanımadan, onunla yaşayacaklarının nasıl olacağının kararını verebilmişsen.
Onu sırf gereksinim duyduğun için yada bir fikre dayandırdığın için istemişsen.
O,
Senin için, düşlediğin bir düşünceyle çatışman olabilir sadece.

Sen içsel hareketlerinin, dalgalanmalarının farkına varmadıkça,
Düşünüş biçimini, yüreğinden geçenleri tam anlamadıkça.
Ondan yararlanma gereksinimin ortadan kalkmadıkça,
O,
Senin için, bir yük, bir sıkıntı, bir uğraşma, bir savaşım olabilir sadece.

O,
Senin kim olduğunun kararını daha en başta verilebileceğin biri değil, hiç bir şeyle karşılaştırmadan bakabildiğinde keşfedebileceğin bir bilinmeyendir sadece.

O,
Onu zihninde yarattığın harika bir tablonun içine hapsetmediğinde, aradığın o gerçek sevgiyi paylaşabilir seninle...

19 Mayıs 2010
Haşim Arıkan

10 Mayıs 2010

İstersen sayfa sayfa oku kendi öykünü...


Yalnız değilsin.
Sen de herkes gibisin.
Senin de kafan karışık, sen de emin değilsin bildiklerinden.
Sen de sürekli güvende olmak istiyor, endişeleniyorsun.
Senin de acıların sürekli.
Sen de insanlığın öyküsüsün herkes gibi.

Bugüne kadar kimbilir kaç kişi, senin gibi ne acılar, ne sıkıntılar çekti.
Yaşadıklarından canı yandı, üzüldü, öfkelendi, isyan etti.
Neşe, haz ve sevginin parlayan alevleriyle herşey onun için yeniden canlandı.

Aslında yapman gereken tek şey, kendi öykünü öğrenmeye çalışmak.
Aradığın, merak ettiğin, endişelendiğin, sorguladığın herşey onun içinde gizli.
Kendini, ne olduğunu, belirsizliklerini, sorunlarını, bir türlü vazgeçemediğin güvende olma arzunu sen de herkes gibi onda keşfedeceksin.

İstersen sayfa sayfa oku öykünü.
İçindeki tüm acıları, endişeleri, sevinçleri, hazzı, mutluluğu yudum yudum tadarak.

İstersen red et onu okumayı.
Ben zaten hepsini biliyorum diye yaşadıklarınla inatlaşarak.

Belli mi olur? Belki de sen ilk bölümü bitirdiğinde çözersin öykünün tamamını.

Ama bilmelisin ki,”esas gerçek” daima bilinmeyenin ardında gizli.
Bildiğin sandıklarınsa, sadece geçmişin, sana kalan külleri.

Yaşamın anlamını çözebilmek için, yaşadıklarının kendi öykülerini sana anlatmalarına izin vermelisin.
Hayata geliş nedenini, kim olduğunu, sana sunulan ideolojiler içinden kendin için uygun olanı seçerek değil, yaşadıklarını tam olarak anlayarak çözebilirsin.
Hayatı “öğredim” diyerek değil, o en son an'a kadar “öğreniyorum” dediğinde keşfedilebilirsin.

9 Mayıs 2010
Haşim Arıkan