Yaşadım. Yaşıyorum.
Bazı şeylerde başarılı oluyorum. Bazılarındaysa başarısız.Bazen kendimi çok güçlü hissediyorum. Bazen de çok zayıf.
Bazı şeyleri doğru, bazılarını yanlış yapıyorum.
Zaman, zaman düşüncelerimin önüne geçebilsem de, çoğu zaman onların arkalarında kalıyorum.
Bilmediklerimin esiriyim. Bildikleriminse efendisi.
“Kişiliğim” dediğim bana özel bir hapishanem var.
“Kişiliğim” dediğim bana özel bir hapishanem var.
Duvarlarını, kendime dair zihnimde yarattığım imajlar oluşturuyor. İçimde yaşadığım onca karmaşaya rağmen, kendimden hep, açık ve net ifadelerle, bütünlük taşıyan bir nesneymişim gibi söz ediyorum.
Öte yandan dışarı da başka bir ben var, ev de yalnızken başka bir ben’i yaşıyorum.
Zihnimde yarattığım yargıç sayesinde neyi yapıp, neyi yapmamam gerektiğini, neleri bastırıp, neleri sergilemem gerektiğini sürekli kendime dikte edip duruyorum.
Etrafıma ne korkaklığımı, ne de sevgi isteğimi belli edebiliyorum.
Kendimi sürekli bir eşikteymişim gibi hissediyorum.
Dışarıya baktığımda, arzularım beni kendilerine doğru çekmeye, beni harekete geçirmeye çalışıyor.
İçeriye baktığımda ise bırakmıyor beni bir türlü korkularım.
Kimi zaman haz ve zevk anılarımın beni götürdüğü, arzular denizinde yüzüyorum. Kimi zaman acı ve ızdırap anılarımın yarattığı korku bataklığımda boğuluyorum.
Düşünüyorum bazen!
Çokluğum mu beni bu kadar zorluyor, yoksa azlığım mı bu kadar yoruyor?
Acaba bütün bu yaşadıklarım bendeki eksiklikten mi, yoksa sahip olduğum ama kullanmaktan korktuğum içimdeki o çok büyük potansiyelden mi kaynaklanıyor?
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Tony Frost
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder