Düşüncelerimizle her şeyi yenebilecekken, hep düşüncelerimize yeniliyoruz!

Düşündün mü hiç?

Okumak için hangi yazarları tercih ediyorsun?

En çok kimleri dinlemek, kimlerle, hangi konularda sohbet etmek keyif veriyor sana?

Kimlerin söylediklerini daha fazla önemsiyorsun?
Kimlerin düşünceleri daha değerli senin için?
Kimlerin zihnine, düşüncelerine dokunmalarına izin veriyorsun?

Düşündün mü hiç bunun nedenini?

Neden özellikle onları tercih ettiğini?
Neden onların söylediklerine daha çok değer verdiğini?

Sence sebep hangisi?

Söyledikleriyle senin düşüncelerini onayladıkları, fikirleriyle senin zihnindeki fikirleri destekledikleri için mi?

Yoksa, zihninde yeni ufuklar, yeni pencereler açtıkları, hayata, kendine, yaşadıklarına farklı açılardan da bakabilmene yardım ettikleri, seni zihnen biraz daha özgürleştirdikleri için mi?

Farkında mısın, acaba bugüne kadar;

Hangileri seni zihnine biraz daha kilitledi?
Hangileriyse zihnindeki kilitlerden kurtulabilmen, özgürleşip kendi saf bilincini daha aktif kullanabilmen için sana yardım etti?

Düşündün mü hiç?

Zihnin acaba hangi düşüncelerin esiri?
Sınırlı olduğunun ne kadar farkında? 

Yeni bir şeyler öğrenmek, keşfetmek için ne kadar hevesli, ne kadar istekli?

Biliyor musun?
Belki de hayattaki en zor şey;
İnsanın kendi düşüncelerine esir düşmesi...

Düşünceleri ve hayatı arasındaki o güçlü ilişkiyi bir türlü çözememesi…
Sımsıkıya bağlı kaldığı o kemikleşmiş düşüncelerin, aslında onu, hayatını, sımsıkı bağlayan zincirler olduğunu fark edememesi...

Düşüncelerinin aslında, aynı zamanda da kaderi olduğunu bir türlü görememesi!

Haşim Arıkan

Fotoğraf:  Unsplash / Kateryna Hliznitsova