13 Eylül 2025

Her yeni şey, her eski şeyi yeniden biçimlendiriyor!

Sanırım bu aralar biraz hayat yorgunuyum, şehrin gürültüsünden, koşuşturmasından, kalabalığından,  kaçıp kurtulmak istiyorum. 

Bu dalgalı ruh halimle, belki biraz dinginleşirim umuduyla kendimi bir deniz kıyısına atıyorum. Hayat, ben ve son dönemde yaşadıklarıma dair nedenler, niçinler, nasıllar uçuşuyor zihnimde. Kendimi onlara kaptırmak istemiyorum. Boş, boş denize, o en son noktasına, sonsuzluğa doğru bakmaya başlıyorum. Sonra gözüm denizdeki dalgalara takılıyor.

Deniz bugün dalgalı. Dalgalar büyük bir şiddetle kayalıklara çarpıp yavaşça geri çekiliyor, sonra çok daha kuvvetli bir şekilde tekrar geri dönüyor. Sağ tarafımdaki o heybetli sarp kayalığın, dalgaların ona her çarpışında sanki isyan eder gibi çıkardığı o uğultuyu duyuyorum. Sol tarafımdaki o gösterişsiz küçük kayalık ise bu hırçın dalgalar karşısında son derece suskun ve sabırlı. Hiç sesi çıkmıyor.

Neticede deniz bu, sağı solu belli olmuyor. Ne kimseye bugün nasıl olmamı istersin diye soruyor. Ne de kimsenin ona müdahale etmesine izin veriyor. Öte yandan ne sürekli sakin kalabiliyor, ne de sürekli hırçın ve dalgalı. Bugün güçlü dalgaları ile kayalıkları döverken, yarın sanki yaptıklarından pişman olup bu defa kayalıklara sevgiyle yanaşıp sakin dalgalarıyla onları sarıp sarmalamaya çalışıyor. 

Kayalıklar bugün bu dalgalara isyan etseler de, aslında o dalgalar yıllar içinde onları şekillendiriyor. 
Birbirinden farklılaştırıyor, onları özgünleştiriyor. 
Bazılarını bu dalgalar sayesinde, herkesin hayranlıkla seyrettiği muhteşem bir hale dönüştürüyor…

Haşim Arıkan


Fotoğraf:  Pexels / Sümeyye Ertan

Hiç yorum yok: