İnternette dolaşırken karşısına çıkan, kader üzerine yazılmış yazıyı okuyunca, bir an durdu ve düşündü!
Kader;
Kader;
Hayatın, insana hiç fikrini sormadan karşısına çıkardıkları mıydı?
İnsanın o doğmadan önce yazılan reçetesine uygun olarak onu esas lezzetine, hayata bulaştıracağı kendine has renge ulaştıracak malzemeleri zamanı geldikçe, sırasıyla, onun hamuruna katması mıydı?
Yoksa insanın esas kaderi,
Hayatın, birbirini tetikleyen, birbirine karışan, birbirinin içinde eriyip, birbiriyle tamamlanan kurgusu doğrultusunda, yaşattıklarıyla onu hangi görev için hazırladığının bilincine ulaşması,
Ulaştığı bu farkındalık ve bilinçle, kendini büyük resimde, gelişen yeteneklerine göre en doğru yere oturtup, kendine has rengiyle, dokunuşlarıyla hayata bir renk daha katması,
Hayatın akışında kendi yankılarını yaratması mıydı?
Haşim Arıkan
Haşim Arıkan
Fotoğraf: Unsplash / Rapha Wilde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder