Hayat dediğin şey içinde sen olmazsan nedir ki?

Hayat dediğin şey, içinde sen olmazsan nedir ki?

Onun bir anlamı, bir önemi, bir amacı olabilmesi için, ona her zaman sen gibi bir yolcu gerekli!

Ama nedense o umursamaz hiç bu gerçeği, eninde sonunda ne yapar eder yaşamın kıyısına kadar getirip, sonsuzluğa yuvarlar seni, senden öncekilere de hep yaptığı gibi.

Yaşadığın sürece sürekli oynar durur seninle,
Bazen yıldızlarla dolu sınırsız bir gökyüzü gibi hissettirir sana kendini. 

Bazen yargılardan, kurallardan, düşüncelerden, duygulardan oluşan bir karmaşa. 

Bazen sevginin, saflığın yörüngesinde küçücük bir dünya. 

Bazen iç güdülerinin, vahşiliğinin, acımasızlığının pençesinde ki bir zorba.

Bir gün fark edersin ki sen bütün bunların bir toplamısın aslında!

Hayat dediğin şey içinde sen olmazsan nedir ki?
Ama o hiç bir zaman önemsemez bu gerçeği!

Sen eskinin düşünceleriyle kendini konfor alanında, güvende tutmaya çalıştıkça o sürekli değiştirir bir şeyleri, en istemediğin, en hazır olmadığın zamanlarda konfor alanının dışına itiverir seni.

Bir gün fark edersin ki mutluluk da, acı da, sevinç de, korku da, yaşadığın tüm duyguların hepsi gelip geçici. 

Sen her ne kadar kontrolün altına almaya çabalaşan da, hayat aslında bir geçici ruh halleri silsilesi! 

Önemli olan insanın, neyi hatırlayıp, neyi unutması gerektiğini öğrenmesi! 

Hayat artık gitme vaktimiz geldi dediğinde, duygulara, an(ı)lara tutunup hayata ayak dirememesi. 

Geçmişle koşullu zihnin ona sürekli neleri, ne amaçla, neden sürekli yaşattığını fark edebilmesi!
 
Hayat dediğin şey içinde sen olmazsan nedir ki?

Sen içinde olmazsan kendini nasıl canlı ve renkli tutabilir, kime, neyi öğretebilir ki?

Yaşadığın sürece onun sana,

Neleri öğrettiğini, 

Neleri keşfettirdiğini, 

Neleri idrak ettirdiğini, 

Seni nereden alıp nereye getirdiğini,

Senden başka kim daha iyi bilebilir ki?

Haşim Arıkan

Fotoğraf: Unsplash / Kinga Howard