18 Mayıs 2011

Onu yaşayınca fark edersin, o çok önem verip, ruhunun en nadide raflarına dizdiğin objelerin değersizliğini...


Bazen hiç beklemediğin bir anda, gelir bulur seni, hayatının en önemli deneyimi.
Belki de senin artık onu yaşamak için hazır olduğunu hissetmiştir.

Onu yaşayınca fark edersin, o çok önem verip, ruhunun en nadide raflarına dizdiğin objelerin değersizliğini.
Onu yaşayınca, değişir beynindeki yılların oluşturduğu algılama kanalları.
Onu yaşadıktan sonra, değişir retinana düşen bazı görüntülerin anlamları.

Kimi zaman çok sevdiğin birini yitirdiğinde gelir bulur seni, hayatının flashback’i.
Yaşadığın o tarifsiz acının içine gizlenmiştir.

Önce yaşatır sana, ardından sessizce bekler seni;
Kendini tamamen ona teslim etmeni,
Ona karşı yıllardır kullandığın savunma kalkanlarını artık aşağıya indirmeni,
Onu red etme, görmezden gelme gayretlerinden vazgeçmeni,
Onu kabullenmeni.

Bazen bir çok insanın düşünmek bile istemediği bir deneyimin içinden çıkıp bulur seni, hayatının en önemli deneyimi.
Hayat adını verdiğin yolculukta ki en önemli zarflarından birini daha açıp, okumanın zamanı gelmiştir.

İçine gizlediği özü kendine katıp, kendinle bütünleştirebilmek için tek bir şey ister senden.
“İç görünü harekete geçirmeni.”
Bunu başarabildiğinde fark edersin ki, senin için bir çok şeyin anlamı artık değildir eskisi gibi.

08 Mayıs 2011
Haşim Arıkan

Fotograf: The other woman

2 yorum:

suve dedi ki...

çok ama çok uydu ruh halime :-) ne güzel bir anlatım..

Adsız dedi ki...

cok sey ogrendim