12 Nisan 2011

Bilincin ipliğiyle dünyayı baş köşeye astın. Bilinç koptu. Dünya yok oldu!


İnsan oldun.
Yeryüzüne doğdun.
Saf, dokunulmamış, masum ve suçsuz.
Ne olduğunu ya da ne olmadığını bilemeyen bir hiç.

Hiçbir yerden başlamayan sözcükler beyninden geçip bilinmeyen bir boşlukta yitip gidiyorlardı.
Dünsüz düşüncelerin eşliğinde yaşadığın herşey heyecanlandırıyordu seni.

Zaman ilerledi.
Bilinç harekete geçti.
Seni çevreleyen dünyanın bilgi bombardımanı altında.
Zihin uyandı.
Sana bellek ve imgelemeden oluşan bir dünya yarattı.
Nedensellikle yönetilen bir dünya.
Herşeyin mutlak bir nedeni vardı ve hepsinin de bir yanıtı.
Her yanıtsa düne dair bir inancın, bir ideolojinin devamı.

Doğmuştun, insan olmuştun bir kere duramazdın
Durmadan, duramadan yaşadın.
Zamanla benzemen için zorlandığın o büyük kalabalıklar gibi sen de bildiğini sanmaya başladın.
Olmakta olanı gözlemlemeyi bıraktın.
Oysa biliyorum demek yaşamıyorum demekti!
Dahil olduğun inanç sisteminin seni de uyuttuğunun farkına varamadın.

Fark etsen de, ne fark ederdi ki?
Oynadığın oyunun kuralı böyleydi!
Uyanmak için önce sen de uyumak zorundaydın.
Yeniden şekillenmek için önce tamamen erimek.
Kendini yeniden yaratmadan önce yok etmek.

Adına hayat denilen tuhaf bir oyundu bu oynadığın.
Doğmak, yaşamak, tüketmek...., sahip olduklarını yeniden fark etmek!
Kendini bir kez daha inşa etmeye başlamak için, bir gün artık hazır olduğunu hissetmek.

Önce erimek.
Sonra gerçek varlığını teyit etmek…

11 Nisan 2011
Haşim Arıkan


Fotograf : Last night

2 yorum:

beenmaya dedi ki...

yeniden var olmadan önce yok olmak gibi...

çok ama çok güzeldi...

Adsız dedi ki...

Tekrar varolmaya, gözlerini yeniden açmaya hazırlanırkenki yalnızlık hissini ve korkuyu tek paylaşabildiğimiz de inandığımız masallar oluyor.Yani,kendimize verdiğimiz ikinci şansta yol göstericilerim.Herkesin masalları olmalı!