3 Ocak 2011

Hangi yol senin yolun, sen hangi yolun yolcususun!


Gelen gün bazen bir yol ayırımına getirip bırakır seni.
Seçmek zorundasındır;
Ya yürüdüğün yolda umutsuzca devam etmeyi ya da farklı bir yol denemeyi.
Belki de olmayan bir yolu kendi adımlarınla sıfırdan var edebilmeyi.
Bilirsin ki hep aynı düşüncelerin hapsinde aynı yolda devam edersen, olmakta olan olacaktır her zaman olduğu gibi.
Farklı olanı denemek içinse, önce kırman gerekir geçmişle beslenen, bağımlı zihnin sana vereceği o ilk güçlü tepkiyi.

Düşünürsün.
Ya eskinin seni sınırlayan o dar çerçevesiyle, yargılarının seni sürekli tekrar eden bir geçmişe sımsıkı bağlayan görünmez zincirleriyle,
Ya da hayal edersin yeninin içini heyecanla dolduran cazibesiyle, bugünü düne hiç bulaştırmadan yarına sıfır bakabilen temiz, saf ve masum bir zihinle.

İstemezsin.
Kanıksanmış dünyanın umudunu yitirmiş insanları gibi düşünmeyi.
Bugünün aracılığıyla yarına geçmek isteyen yargıların kuryesi olup, yaratacağın yeni gerçeklerle onu daha da fazla güçlendirmeyi.
Red edersin her tarafa saçılmış ikinci el düşünceleri.
Kıpırdanmaya başlar içinde yeni umutlar, deneyimlemek istersin heyecanla yeni, farklı bir gerçeği.

Salarsın evrene içini coşturan niyetini.
Harekete geçirsin istersin seni hayallerine ulaştırmak için herşeyi.
İddia eder, resmedersin herkese o inandığın, olmakta olanın seyrini değiştirecek olası gerçeği.
Hissettirmeye başlarsın herkese, bir şeye yürekten inanmanın insana verdiği o güçlü enerjiyi.
Fark edersin ki gülüşlerin artık daha gerçek, sözcüklerin çok daha kuvvetli.
Yaşam, senin için çok daha keyifli.

Zaman akıp gider.
Girilen yollar tükenir.
Yeni yollar seçilir.

Bazen kurduğun hayaller yaşanarak bilinene çevrilir.
Bazen de yaşanarak bilinen, senin hayallerini insafsızca tüketir.
Senin neyi yaşarsan yaşa, tarih senin yarattığın her yeni gerçekle bir kez daha evrilir.

Sonuç ne olursa olsun, sen bilirsin ki,

İnsanı asıl umutsuz kılan hedefe ulaşamaması değil, peşinden koşacak bir hayalinin olmamasıdır.
İnsanı yoran ideallerini yakalayamamak değil, peşinden koşacak bir amacının bulunmamasıdır.

Sonuç ne olursa olsun, sen inanırsın ki,

Hayat asla, sen ne yaparsan yap sürekli tekrar eden bir dün değildir.
Yaşanacak her an, senin bir önceki anda yaptığın özgür seçimlerinle şekillenir.
Yaşamda, insanda fark yaratanlar, daha önce icat edilmiş bir anlama değil kendi başına bir anlama sahip deneyimlerdir.
Farklı olanı hayal etmek, ona inanıp, onu yaşanarak bilinene çevirmeyi denemekse, cesur insanların işidir.

2 Ocak 2011
Haşim Arıkan

Fotograf: Gifted hands

Hiç yorum yok: