12 Aralık 2010

İnsanın beyni sürekli geviş getirir, düne ait düşünceleri hiç durmadan evirir, çevirir...

İnsan sandığından fazlasını bilir, bildiğinden fazlasını düşünür.
Düşüncelerine yenilmeye başladığında ise, dünya ona her gün biraz daha küçülür.

Tüm eylemleri hep iki şeye dayanır.
Gerçekleştirdiği eylemin sebebi ya korkudur, ya da hazdır.
Arzuları hazzın, zevkin anısıdır, korkuları acının, ızdırabın.
Yüreğini sürekli yargı ile doldurur.
Bu yüzden de yüreğinde gerçek duygular için genellikle pek yer yoktur.

Geçmiş ve gelecek sadece onun zihnindedir.
Geçmişin zihin kayıtlarıyla bugününü koşullar, geleceğini şekillendirir.
Bugününe hep geçmişe gösterdiği tepkiyle karşılık verir.
Geçmişin içine çeker sürekli bugünü de, böylece geçmişi zihninde sürekli güçlendirir.

Sadece dünün hatıralarını, haz ve korkularını hergün öldürebilenlerin zihinleri her zaman saf ve masumdur.
Geleceğe geçmişin penceresinden bakanların zihinleri ise her zaman umutsuz ve yorgun.

Özgürdür, kendine istediğini yapmakta her zaman.
Kimi kabul eder kendini, teslim olur kendine. Aradığı tüm cevapları daima kendinde bulur.
Kimi sürekli aldatır kendini, taciz eder, yağmalar, her gün kendini biraz daha silmek için uğraşır durur.

Bir tarafı eksiktir insanın, cahildir.
Bir tarafı ise bilgedir, hayal bile edemeyeceği kadar çoktur.
Kimi hayatı boyunca 360 derece düşünebilmek için uğraşır.
Kimi sırf tutarlı olabilmek adına bulunduğu noktaya saplanır kalır.
Kimi sürekli değişir, kendini keşfeder, büyür, hergün biraz daha gerçek olur.
Kimi sürekli değişir, kendini inkar eder, kendiyle çelişkiye düşer, kendine ihanet ederek, her gün kendini biraz daha unutur.

İnsan, gideceği yön belli, ama nereye varacağı belli olmayan bir yolcudur.
Kimi kafasında sürekli mutluluğa dair bir düşüncelerle yola koyulur, yorulur.
Kiminin ise mutluluğa dair beklentileri olmadığı için, yaşadıklarının kendisi mutluluktur.

Kimi mutluluğun varış noktasında olduğunu düşünerek yolculuk boyunca kendini avutur.
Kimi varış noktasıyla hiç ilgilenmez, o sadece yapmakta olduğu yolculuğun tadını çıkarıyordur.

Kimi tüm bir yaşamı, hiç bir ayırım gözetmeksizin, büyük bir ustalıkla eriterek, kaynaştırıp, onlardan muhteşem bir bütün oluşturur.
Kiminin yolculuğu ise kendini doğuramadan son bulur.

12 Aralık 2010
Haşim Arıkan

Fotograf: The Game

Hiç yorum yok: