7 Aralık 2010

Eğer ölümsüzsem ölüm için kaygılanmama gerek yok, eğer ölümlüysem onun için kaygılanmamın bir faydası yok...

İnanmak istiyorum.
Sadece bir bedenden ibaret olmadığıma.
Bedenim birgün toprakta çürüyüp yok olsa da, benim daima var olacağıma.
Ruh ve beden’e başrol verilen, korkularımı azaltan, o muhteşem hikayeye.
Ruhumun farklı bedenlerle sürekli tekamül edişine.

İnanmak istiyorum.
Yaşamakta olduğum hayatı hakkıyla yaşayamasam da her enkarne oluşumda kendimi biraz daha geliştireceğime, biraz daha bilgeleşeceğime.
Bu hayatımda doğru bildiklerimi yapamasam da, gelecek hayatlarımda bunu bir gün başarabileceğime.
En nihayetinde de, zamandan çok önce bir yerde, bir şekilde koptuğum, Tanrıyla yeniden bütünleşeceğime.

İnanmak istiyorum bana ölümsüzlük yükleyen her türlü hikayeye, ideolojiye, inanç sistemine.

Çünkü, korkuyorum bilemediklerimden.
Bütün bu korkularımı yaratan bildiklerimi bir gün yitirmekten.
Bütün biriktirdiklerimi, anılarımı, hazlarımı, sahip olduklarımı kaybetmekten.
Sevdiklerimden kopup dönüşü olmayan bir bilinmeze doğru gitmekten.
Yaşadığım bu hayatın sona ermesinin tam olarak ne demek olduğunu bilemediğimden.

İşte bu yüzden, bütün bu çabam.

Beni ölümsüz olduğuma inandıracak kitapların, guruların peşinden bu kadar koşmam.
Hangi inanç sistemi, hangi ideoloji bana ölümsüzlük sunuyorsa onlara kolayca inanmam.
Ölüme neden bu kadar köle olduğumu keşfedecek kadar özgür olamamam.
Yaşadığım her anın ne kadar değerli, gerçekleştirdiğim her eylemin ne kadar önemli olduğunun farkına varmak yerine, sonraki hayatlarıma yüklediğim umutlarla kendimi avutarak -geçici de olsa- rahatlatmaya çalışmam.
Asıl önemli olanın ölümsüzlük değil, yaşanan her deneyimi dibine kadar yaşayıp tamamen bitirmek, zihni her zaman taze, masum, coşkulu tutabilmek olduğunu kavrayamamam.
Bugün, sürekli ertelediklerim, bir türlü yapamadıklarım, ardımda eksik bıraktıklarım yüzünden, yeni bir şansa bu kadar ihtiyaç duymam.
Bu şansın gerçekten var olduğuna dair beni rahatlatacak düşüncelerin peşinden bu kadar koşmam.

07 Aralık 2010
Haşim Arıkan

Fotograf: La Faille

4 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Çok etkilendiğim iyi bir paylaşım.

Sibelbek dedi ki...

ben de böyle yazabilenlerden olsam ah!!! yok yok, senin kağıda döktüklerini söyleyebilenlerden olsam müzik eşliğinde...

Sibel bunu çok beğendi! :)

suve dedi ki...

herşeyin bir gün son bulacağı fikri beni mutlu etmiştir bir çok insanın aksine..iyi de kötü de gün gelir biter..gece de gündüz de..yaşam da biter..ölümsüz olduğumuza inanıyorum yine de bir yandan, enkarne olup başka bedenlerle her seferinde yeni şeyler deneyimlediğimize..hatırlamasak da silinmeyen bir geçmişimiz olduğuna..ölümsüz ölümlüleriz belki de.

MeaCulpa dedi ki...

@ Teşekkürler Ali bey...

@ Sibel'e selamlar, teşekkürler:)

@ Ölümsüz ölümlüler! sevdim bu tanımlamayı:)