19 Nisan 2010

Anlamı var olan bir yaşama, farklı bir anlam kazandırma özlemi...

Biliyor musun?
Her insanın ruhunun kendine özgü, farklı, doğal bir üslubu vardır.
Bu üslup insanın tüm düşüncelerine, isteklerine, hareketlerine, davranışlarına yansır.
Ve yine onun yüzünden karşısındaki insanın üslubunu yargılar, acımasız bulur, aşağılar.

Oysa herkesin üslubunun kendine has incelikleri, sertlikleri, güzellikleri, acımasızları vardır.
Kimi yaşanan acıları doğal karşılar.
Kimi yaşadığı hiç bir şeyden korkup çekinmez.
Kimi kötülükleri sineye çeker.
Kimi dünyada ki hiç bir şeye karşı kendini savunmaz.
Kiminin mutlulukları acı doludur.
Kiminin acıları ise mutludur.

İnsanın hayatını cehenneme çeviren de, yine bu üsluptur.
İnsan, hayatı, ruhunun bu özgün üslubu ile yaşamak yerine, dışarıdan kendisi için uygun bulduğu başka bir üsluba göre yaşamak istediğinde, ruhu iki üslup arasında sıkışır kalır, bütün doğallığı, samimiyeti, huzuru uçup gidiverir, hayatı gerçek bir acıya, bir cehenneme işte o zaman dönüşür.

Oysa gerçek mutluluğa sadece, ruha, o kendine özel, doğal üslubunu yaşayabilmesi için izin verildiğinde ulaşılır...

17 Nisan 2010

2 yorum:

Adsız dedi ki...

kendimizi oldugumuz gibi kabul ettigimizde bu huzuru bulabiliyoruz. yeter ki istesin insan. kendi icin cabalasin. lakin hayat kisa.

Sazan dedi ki...

İnsan yerini kendisi yapar der hep ananem ve karşısındakini kendisi gibi bilir... Bu ikisi gelip yerleşti aklıma yazınızı okuyunca... Kaleminize sağlık...