16 Şubat 2010

Ne tuhaf değil mi? İnsanı bu noktaya bugüne dek yaşadıklarının getirmiş olması. Hayatında gerçekleşmeyen şeylerin onu en sonunda bu noktaya taşıması!


Ne zor bir şey değil mi? İnsanın mantığı, ona doğru olanın unutmak olduğunu söylerken, yaşadıklarını içinde saklamak için şiddetli bir arzu hissetmesi. Eğer benim fikrimi merak ediyorsan; sana mantığının sesini dinlemeni tavsiye ederim. Bence de doğru olan, yaşadıklarını en kısa zamanda unutman. Unutman ve hepsini geçmişte bırakman.

Biliyor musun? Aslında o kadar da kötü bir şey değildir unutmak. İnsan o zaman hiç bir şeyi hatırlamak, hiç bir şey için tekrar tekrar savaşmak zorunda kalmaz. Unuttuğunda hiçbirinin onun için bir anlamı kalmaz.

Şu anda senden kilometrelerce uzakta olsam da, cevabını sanki duyuyorum. Yapamam diyorsun. Unutamam. Hissettiklerimi hiç hissetmemiş gibi davranamam. Yaşadıklarımı, sırf bundan sonraki hayatıma kaldığı yerden, sorunsuzca devam edebilmek için hiç yaşanmamış varsayamam.

Bazen insanın yaşadıkları, yıllardır doğru diye bildiği herşeyi bir anda savurup götürebiliyor işte böyle. Bunda yaşlandıkça hafifleyen korkularımızın payını da gözardı etmemeliyiz tabi ki.

Yıllar sonra alışkanlıklar üzerine kurulu bir hayatın biraz dışına taşıp, yeni bir şey yaşadığında, insan işte böyle ne yapacağını şaşırıp kalıyor. Ne yaşadığına sahip çıkacak cesareti tam kendinde bulabiliyor, ne de yaşadıklarından vazgeçebiliyor. İşin en tuhaf tarafı da ne biliyor musun? İnsanı o noktaya o güne dek yaşadıklarının getirmiş olması. Hayatında gerçekleşen yada gerçekleşmeyen her şeyin onu en sonunda o noktaya taşıması!

Şimdi söyleyeceğim sözleri eminim ki sen de çok iyi hatırlayacaksın, çünkü ilk defa evlendiğin gün söylemiştim sana onları. Kabul etsekte, etmesekte, hepimiz yaptığımız seçimlerin bir ürünüyüz. Bir kadın evlenmeyi seçtiğinde, çocuk doğurduğunda, asıl yaşamı o zaman başlar, ama aynı zamanda da durur. Kendine ayrıntılardan bir hayat kurarken, aynı zamanda da çocuklarının hayatlarını kurmak için çabalar. Güçlü olmak zorundadır. Ama bir gün çocukları hayatından çıkıp gittiğinde, tüm ayrıntıları da yanlarında götürürler.Yaşamına devam etmesi gerekir ama, onu yaşamda ilerleten esas şeyi çoktan unutmuştur. Hiç kimse anımsamaz onu. Kendisi bile...

Biliyorum böyle bir aşkın tekrar karşına çıkacağı sen de beklemiyordun. Ama o saf ve mutlak gizemi ile aşk yıllar sonra gelip yine buldu seni. Hazırlıksız yakaladı. Hoş sana haber verseydi hazırlık mı yapardın, yoksa kendini ondan uzak mı tutardın, bilmiyorum!

Umarım en kısa zamanda kendin için en doğru olanı seçersin. Ve umarım tüm bir hayatı, yeni bir hayat başlatmak için yok etmezsin.

Bilmelisin ki insanın yeryüzünü sevdiklerinden ayrı ve anlaşılmadan terk etmesi gerçekten çok hüzünlü…

15 Şubat 2010
Haşim Arıkan


Bazı filmler var ki onları ne zaman seyretsem yazmak için kucağıma böyle bir dolu kelime bırakıyor.

5 yorum:

lady dedi ki...

çok beğendim.. sanki bana yazmışsın gibi geldi..aldım alacaklarımı ben de..

Efsa dedi ki...

Bilemiyorum ben hep mantığı devre dışı bırakıyorum kararlarımda. Sanki duygularımla seçersem daha mutlu olacakmışım ve keşke demeyecekmişim gibi geliyor. herşeyde hayır vardır ve belki de yaşamamız gereken odur demeli sadece.

Adsız dedi ki...

yazinin basinda unutmayi tavsiye ediyosunuz, sonunda ise "umarim yeni bir hayata baslamak icin tüm bir hayati yok etmezsin" diyorsunuz.. tezat gibi geldi bana..

MeaCulpa dedi ki...

Sanırım işin sırrı neleri unutup, neleri hatırlayacağını bilebilmekte. Bütün her şeyi sürekli unutmaksa hep başa sarmak demek değil mi? Bunu da kim ister ki?

Yazgüneşi dedi ki...

yeni bir hayat kurulsa da
3-5 tane çocuk girse de hayatın döngüsüne
aşk biter mi?
aşk bitti dedi gitti diyelim
yeni bir hayat kurdu diyelim....
------------------

Aşk bitti
Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti
Aşk bitti
İçimden sanki bir şeyler kopup gitti
Aşk hiç biter mi
Hiç bir şey olmamış gibi
Boşlukta kaybolup gider mi
Aşk hiç biter mi

Kalır adımızla
Bir sokak duvarında
Bir ağaç kabuğunda
Bir takvim kenarında
Kalır bir çiçekte
Bir defter arasında
Bir tırnak yarasında
Bir dolmuş sırasında
Kalır bir odada
Bir yastık oyasında
Bir mum ışığında
Bir yer yatağında
Aşk hiç biter mi

Kalır dilimizde
Yinelenen bir şarkıda
Bir okul çıkışında
Bir çocuk bakışında
Kalır bir kitapta
Bir masal perisinde
Bir hasta odasında
Bir gece yarısında
Kalır bir durakta
Yırtık bir afişte
Buruk bir gülüşte
Dağılmış yürüyüşte
Aşk hiç biter mi

Kalır bir sokakta
Bir genel telefonda
Bir soru yanıtında
Bir komşu suratında
Kalır bir pazarda
Bir kahve kokusunda
Bir tavşan niyetinde
Bir çorap fiyatında
Kalır bir yosunda
Bir deniz kıyısında
Bir martı kanadında
Bir vapur bacasında
Aşk hiç biter mi