17 Ocak 2010

Hayatını sadece bilinenlerin yardımı ile yaşayabilir misin?

Sabahları ümitsizce uyanmak nasıldır bilir misin?
Kendini, yaşadığın hayatın esas kahramanı değilmiş gibi hissetmek.
Buna rağmen, mutlu olabilme umudunu koruyabilmek.

Gerçek ve düş oyununu bilir misin?
Sahip olduklarını red ederek, kendini hayal ettiklerine sahipmiş gibi göstermek.
İçindeleri yok etmek için kendini sürekli dışarıdan incitmek.
İnanmalarını ümit ederek insanlara gösterdiğin maskeye, kişiliğim demek.

Red edilme, dışlanma korkusu nasıl bir şeydir bilir misin?
Sürekli etrafındaki insanlara imrenmek, onlara benzemek için mücadele etmek.
Benzedikçe de, daha fazla imrenmek.

Düş kırıklığı neye benzer bilir misin?
Birgün, birileri tarafından inandırıldığın düşüncelerin aslında doğru olmadığını görmek.
Onların yarattığı boşluğu yine dışarıdan bulduğun başka düşüncelerle doldurmayı denemek.
İçindeki hazineyle iletişim kurmak yerine, kendini sürekli bu kısır döngüye hapsetmek.

Uzun zamandır gördüğün bir düşten uyanmak nasıl bir şeydir bilir misin?
Bir gün herşeyin değiştiğini, ama hiçbir şeyin değişmediğini fark etmek.
Sen ne kadar değişsen de, çevrendekilerin değişmediklerini görmek.
Senin inandıklarına, onların inanmalarını beklemeden yaşamayı, yaşamdan keyif almayı öğrenmek.

İnsan olmak nasıl bir şeydir bilir misin?
Kendini bir bedenden ibaret görmek.
Kendinin, yaşadıklarının yok edemediğin, bir türlü öldüremediğin fikirleri olduğunu kabul edememek.
Duyularının sana hissettirdiği, gösterdiği şeylerin ne olduğunu sana söyleyenin, senin fikirlerin olduğunu fark edememek.

Hayatı hiç bir beklentin olmadan, hiç bir sonuca ihtiyaç duymadan yaşamak nasıl bir şeydir bilir misin?
Yaşadıklarını hiç yorumlamadan, onlara bir tanım koymadan tadabilmek, hissedebilmek.
Tamamen özgür olabilmek...

Nasıl bir şeydir bilir misin?

17 Ocak 2010
Haşim Arıkan

7 yorum:

Derin dedi ki...

Harika:) İşte bütün istediğim bu: tamamen özgür olmak.. Nedir nasıldır bilmiyorum..

Ciwanoo dedi ki...

Ben Bilirim...Hissediyorum En Derinden...İyi mi Kötü mü Ayrımını Varamadann....

İkram Töre dedi ki...

etiketlerden sıyrılmış, ruhlarımı çırılçıplak dolaşabileceğimiz bir dünyayı özlüyoruz..
bilhassa metropollerde..
gitmek duygusu o kadar baskın ki içimizde, on kişiden dokuzu, ilerde küçük bir sahil kasabasına yerleşmeyi hayal ettiğini söyler..
sahi ne zaman öğreneceğiz etiketlerimizden sıyrılmayı?
yüreğinize sağlık, paylaşımınız için teşekkürler..
(birkaç gündür bu konuyu düşünüyordum, bunun üzerine sizin satırlarınızla karşılaşmak, çok hoş..)

kara kitap dedi ki...

yıllardır kendimi yaşadığım hayatın kahramanı ben değilmişim gibi hissediyorum ve içimdekini incitmek için dışımdakini yıpratıyorum.peki neden?çözüm nedir?bilen var mı?tanrı'nın bizler için çizdiği rolü tam olarak nasıl oynayabiliriz?

Adsız dedi ki...

uzun zamandır içimde yaptığım yolculuklara ait bir yazı.bu kadar mı bana yakın cümleler..içimden kuramadığım, söze dökemediğim cümleleri blogunuzda buldum.

Şennur dedi ki...

Bu yoksa bir özgüvensizlik mi??

Çağla dedi ki...

bu düşüncelere iten olaylar bütünü çok hengamelidir. önce keyiflidir birlikte olmak birileri bişeyler gibi olmak ya sonrası aidiyet hissi.. sonundaysa koca bir boşluk içindeki boşlukta kaybolur insan