25 Mart 2009

İnsan kendinden kaçarak, kurtulabilir mi? (Kendimle sohbet)

Biliyor musun? Sen, beni duymuyormuş gibi davransan da, senin beni aslında her zaman duyduğunu çok iyi biliyorum. Öte yandan bunu biliyor olsam da, bana böyle davranmanın sebebini bir türlü çözemiyorum. Hele dışarıda aradığın tüm cevapların bende olduğunu bilirken. Zaman zaman düşünüyorum. Acaba korkutuyor muyum seni diye? Gerçekten benimle karşı karşıya gelmekten, benimle yüzleşmekten korkuyor musun? Belki de böyle davranmanın sebebi diğer insanlar. Belki de etrafın onlarla bu kadar doluyken, bana ihtiyaç duymuyorsun. Peki söylesene, neden beni değil de, onları tercih ediyorsun? Onlar benden daha doğrusunu mu öğretiyor sana? En azından sen böyle olduğunu düşünüyorsun değil mi?

Sana “kimse sana hiç bir şey öğretemez” desem, ne düşündürebilir ki bu cümle sana? Büyük olasılıkla her zaman yaptığın gibi yine öfkelenirsin bana. Ama inan bana, başkaları sana sadece, amaçların için, yol, yöntem gösterebilir, sana araç verebilir. Peki ya amaç? Amaç, her zaman sadece senindir. Yaşadığın herşey, verdiğin her karar, yaptığın her seçim gibi...

Seni kızdırma ihtimalinin çok yüksek olmasına rağmen yeri gelmişken sana bir şey itiraf etmek istiyorum. Çoğu zaman sana baktığımda ne hissediyorum biliyor musun? Hem çok şey var sen de, hem de bir şey eksik. Ne bileyim sanki bir bütünlük, bir anafikir, bir amaç…! Senden tek bir cümle istesem. Sadece tek bir cümle… Düşündüğünde içini kıpır kıpır yapan, seni heyecanlandıran, tek bir cümle… Senin için hayatı, yaptığın seçimleri, hayattaki amacını anlamlandıran, seninle bütünleşmiş bir cümle… Neyse boşver, unut gitsin bütün bu söylediklerimi. Belki de henüz zamanı gelmedi seninle bunları konuşmanın. Söz konusu şey hayat olduğunda, insan ögrenmeye hazır olduğunda okul onun ayağına gelirmiş.

Peki son bir şey sormak için izin verir misin bana? Belli mi olur! Belki de bu son soru sen de gerçekleşmesini istediğin o değişimin fitilini ateşleyiveren küçük bir kıvılcım olur. Biliyor musun? Değişim insan olduğu şey haline geldiğinde gerçekleşirmiş, olmadığı şey olmaya çalıştığında değil.

Sana sormak istediğim son soru şu! Bugüne kadar hiç düşündün mü? Hep senin bir şeyler beklediğin hayat var ya, acaba onun da senden beklediği bir şey olabilir mi diye. Benimde hayata vermek istediğim bir yanıtım var mı diye? Hakikaten düşündün mü hiç bunu? Kimbilir belki düşündün, belki de bugüne kadar aklına bile gelmedi. Ama bence birgün gelecek, bu soru senin de beynine düşecek ve o gün sen; Ya, hayata vereceğin o yanıtı, ona bunu ifade etmek için sana lazım olan tüm kelimeleri bulmuş olacaksın. Ya da...

Neyse… Biliyorum yine çok konuştum. Artık susuyorum. Madem bana karşı evde yoku oynamaya inatla devam ediyorsun. O zaman ben de artık susuyorum. Ama şunu unutma. “Hayatta ki en kötü düşünce, düşünmeyi red etmektir.” Eğer bir gün kendin hakkındaki doğruları bulabilmek için gerçekten düşünmeye karar verirsen, ben burada, her zaman olduğu gibi yine senin yanında ve sana yardımcı olmak için hazır olacağım.

20 Mart 2008
Haşim A.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Geldim......
Okudum.............
Fotoğrafa takıldı gözüm.
Yürümek ayağın yere basışı kadar aynı zamanda yerden de kalkışıdır..
Tagore-Avare Kuşlar...

Selamlar

Adsız dedi ki...

susma. yaz. bayildim.

a. dedi ki...

İnandığım masallara gelse keşke o da... Bilinçsizce içine ittiğim bir karakter olmaktan çıksa da kendi masalına masalımı katsa...
Susmasa, sorgulasa, bağırsa çapırsa keşke...

efsa dedi ki...

çok güzel olmuş. Biran böyle karşımda biri varmış gibi yanıtladım bende. Sonra düşündüm, ne ben kimseye bunları sorabildim ne de kimse bana. üzüldüm.

Filiz Benera dedi ki...

Ben hayatı arada duymamazlıktan gelsemde onu çok iyi duyuyorum.
Evet doğru arada ondan korkuyorum. İçimi bu kadar bilmesini ve beynime girmesini
hazmedemiyorum. Kameralardan nefret ediyorum. Onun beni zaman zaman gözetlediğini
düşünüyorum. Bana 7'den 70'e herkes birşeyler öğretir. Amaç benim, diğeri de araç vermişse
şükrederim. Bana dilediğin kadar kızabilirsin umrumda değil. Çünkü biz dostuz. :)
Bende ki eksik ne biliyor musun ? denge. İşte bunu ayarlayamıyorum.
Benim içimi kıpır kıpır yapan şeyler o kadar çok ki...
Sevgiye, düşünceye, enerjiye, müziğe, gülümsemeye dair her şey...
İzin ne demek ?
Buyur sor...
"Değişim insan olduğu şey haline geldiğinde gerçekleşirmiş"
Tamam kabul, ben de aynı şeyi söylüyorum. Ama yavaş yavaş olacak biliyorum...
Hayata vereceğim cevap. Özür dilerim. Seni geç keşfettim. Artık yaşamak istiyorum....
Sakın susma. Dilediğin kadar konuş. Demokratik bir ülkede yaşıyoruz.
“Hayatta ki en kötü düşünce, düşünmeyi red etmektir.” Sonuna kadar katılıyorum.
"Zekasız sevgi olamaz; köleliği yaratır. Sevgisiz zeka olamaz; diktatörlüğü yaratır."

Jiddhu Krishnamurti
( Nedense burda gördüğüm cümleden kendimi alamıyorum.)
Tatilden dönmenizi bekliyorum. Bu arada ben de biraz dinleniyorum :))