25 Şubat 2009

Demek ki sen onların hiçbirini hakkıyla yaşayamamışsın.

Daha çok kendimle başbaşa kalmak istiyorum bu aralar, kendimle yalnız kalabildiğim bu anlarda da kendimi sorguluyorum sürekli. Düşünüyorum…. Acaba benim için herşey, gerçek anlamda ilk nerede ve ne zaman başladı? Beni bu keşif yolculuğuma ilk kim çıkardı, bugüne kadar kimler taşıdı? Kimler bana bugün söylediğim sözlerin ilk suflelerini verdi. Nelerin toplamıyım ben? Hatırlayamadığım neler dahil bana?

Yine böylesi duygular ve sorgulamalar içerisinde, akşam aynada ki o bir çift yorgun ve keyifsiz gözün sahibine bakıyorum. Saçlarındaki aklara, yüzündeki yılların oluşturmaya başladığı çizgilere takılıyor gözlerim. Sonrasında da kendimi onun ruhunun derinliklerine doğru yaptığım, plansız bir yolculuğun içinde buluyorum aniden.

Yaşadığım dönemden olsa gerek, her tarafta, bugüne kadar yaşadığım acıların, ızdıraplarımın, hayal kırıklıklarımın, endişe ve korkularımın, hüzünlerimin, doğma şansı bile bulamadan yitip giden aşklarımın, hayallerimin izlerini arıyorum. İçimde onların yıkılmalarıyla ortaya çıkan o büyük boşluğa ulaşmaya çalışıyorum. O boşluğa yayılmış olan acının kokusunu solumak, havada uçuşan yarı görüntü, yarı sözcük parçacıklarına dokunmak istiyorum. Ama ne bir kalıntı, ne de bir iz, hiçbir şey bulamıyorum. Gardım ağırlaşıp, düşüyor. “Yazık, çok yazık” diyorum.

”Demek ki sen onların hiç birini hakkıyla yaşayamamışsın.”

İşte tam o anda uzun süredir sesini duymadığım yüreğimin sesi ulaşıyor kulağıma. Ona doğru baktığımda, geçmişin bir süredir üzerime çöreklenen o yoğun sisinin dağılmaya başladığını ve sisin ortasın da durmakta olan acının yüzündeki o ağır peçenin yavaş yavaş kalktığını görüyorum. Peçenin kalmasıyla birlikte ortaya çıkan mutluluğun o aydınlık yüzüne bakıp gülümsüyorum. Gözgöze gelmemizle birlikte, artık herşeye onun gözleriyle bakmaya başlıyorum. Hepsi birden bambaşka anlamlara bürünüp sıralanıyor karşımda.

O an, insanın zihniyle, yüreğiyle, ruhuyla, onu oluşturan tüm yaşanmışlıklarına, eşit davrandığında, aralarında hiç bir ayırım yapmaksızın hepsini severek, bağışlayıp, kucakladığında, onlarında bedeninde nasıl büyük bir ustalıkla eriyip, kaynaştıklarını, nasıl muhteşem bir bütün oluşturduklarını fark ediyorum.

Ruhumun derinlerinde yaptığım, bana huzuru ve mutluluğu getiren bu yolculuk sona erip, yeniden yaşadığım an’a geri döndüğümde, aynada bana bakmakta olan keyifli dostuma ben de keyifle gülümsüyorum. Saçında ki aklara, oradan da yüzünde ki yılların oluşturduğu o çizgilere dokunuyor parmak uçlarım. Yaşamımın bu sessiz şahitlerini ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha fark ediyorum. Aynada bana bakan o keyifli yüze bakarak, dilimin ucunda ona ulaşmak için sabırsızlanan kelimeleri serbest bırakıyorum.

“Seni seviyorum. Seni affediyor ve özgür bırakıyorum.”

20 Ekim 2007- 24 Şubat 2009
Haşim Arıkan

15 yorum:

Evren dedi ki...

İnsanın kendini olduğu gibi sevmesi, affetmesi ve sarılıp kendine hayata tutunması ne değerli...Zaman zaman kaysam da bu çizgiden, çocukluğumdan beri değişmeyen gözlerim ve bakışlarım hatırlatırlar beni bana, beni ben yapan anlar gelir oturular karşıma. Severim kendimi o zaman, affederim ve özgür kalırım.
Gene bir soru sabahında gene cevap sen de çıktı karşıma. Yazılarını seviyorum, seni sen yapan kırışılıklarını da... Nasıl sevmem bende de var onlardan bolca...:)

Limpidarkk dedi ki...

insanın kendini sorgulayabilmesi çok güzel. benliğine dokunabilmesi ve onu affedebilmesi de... kendi benliğine sorduğun soruların hiç bir zaman cevapsız kalmaması dileği ile sevgiyle kal...

Adsız dedi ki...

Şu sıralar zihninizi oyalayan o iş, aslında ruhunuzu oyalıyormuş küçük küçük. Farkındalık zırhınızı delip size ayna olmuş. Sizde bırakılan izleri ararken, kendi bıraktığınız izleri görebiliyor musunuz? Hakkıyla yaşamak her ne demekse.. Gözler yalan söylemez der ya şarkıda gördüğünüz yaşanmışlık sanırım..

Gidip bir ayna bulmalıyım.. Ya da gözlerimi ayna yapmalıyım kendime bakmak için..

Belgin dedi ki...

Insanin kendisini tanimasi, sevmesi, kendini bagislamasi galiba en zor islerden birisi. Basabilmesi gercekten cok zor bir is bence.
Yazilarinizi büyük bir keyifle okuyorum. Tesekkürler

Sevgiler

Ateş Böceği dedi ki...

insan bıktığında yorulduğunda şaşırdığında.Kendisiyle yüzleşmei gerekir bilinirki o aradğımız çözüm yine kendimizde ve kendisini sevmeyen bir sürü insan varken bu dünyada kendisiyle barış içinde yaşıyor olmak da büyük maharet.

beenmaya dedi ki...

aynaya bakmak ve baktığında kendini, gerçekten herşeyiyle kendini görmek böyle birşey olmalı...ne mutlu sana...

sufi dedi ki...

Beden, zihin, ruh birleşip verdi mi aynı kararı,
İşte böyle sever insanoğlu aynadaki yansımayı...
Sevgiler kendindekini sevenlere.Dilek

ELİF dedi ki...

Ne mutlu sana sonunda kendınde saklı duran mutlulugu keşfetmişsin .
Bütün insanlarda aynaya senin gibi baksa ve içlerinde hüzün cümleleri bır son bulsa..
Olur elbet belki...
Yeter ki gün eksilmesin yüreğimizden...

guguk kuşu dedi ki...

Ne güzel şey insanın kendini affedebilmesi ve dolayısıyla sonrasında sevebilmesi. Hep düşünmüşümdür, yaptığımız hatalar nasıl ve ne zaman affolur diye. Bir gün bir kitapta okudun ki: Tanrı bizi ancak biz kendimizi affetiğimizde affedermiş. Hoşuma gitmişti mantıklı bir çözüm yolu gibi geldi. Kendimi nasıl affedebilirm acaba diye düşündüm: yaptıklarımı ve yapamadıklarımı yok sayamazdım deve kuşu misali, zaman geriye akarmıydı peki, tabi ki hayır, o zaman nasıl affedecektim ki kendimi? Evet kuldum hatalar yapmıştım. Düzeltemeyeceğim hatalar. Eğer aynı hataları tekrar yapmazsam kendimi affedebilirmiydim acaba: denedim. bazen yine yanıldım düştüm aynı çukura ama gördümki daha çabuk çıkıyorum artık o çukurdan. Bir süre sonra düşmeden önce görüp etrafından dolanabiliyorum.sevindim. artık ağlamadan anlatabiliyordum hatalarımı. Zamanı geri çevirmeden, yaptıklarımı geri almadan affetmiştim kendimi. Belki bu af değil, artık kendimi yargılamamaktan ibaretti. Ama olsun bi şekilde negatifi pozitife dönüştürmüştüm. hatalarım tatlı meyveler vermişti. Sevdim ondan sonra kendimi. Eskisi gibi hergün yargılayıp darağacına asmadım. Senin de dediğin gibi iki göz olduğunu farkettim: gönül gözü, zihin gözü. Hangisini ne zaman kullanacağımı öğrenmeliydim ve mümkünse gönül gözümü daha sık kullanmalıydım. çünkü ben gönül insanıydım, zihin gözümün gördükleriyle yaptığım hatalar bana daha çok acı verecekti. sevgilerimle. Ellerine sağlık yine Haşim.

nehiro dedi ki...

Yazılarınınzı okumaya geldiğimde müzikler için o kadar uzun süre kalıyorum ki sormayın... Bunları yüklemesini banada öğretmelisiniz...

Bu arada affedebilme büyüklüğüne erişebilmek için insanın yaşanmışlıklarını biriktirmesi gerekiyor... Ve onlarda işte bu çizgilerle birikiyor...
Çizgileri sevebilmekse... adına hayat! deniyor...
sevgilerimi yoluyorum...

tutsak dedi ki...

''O istemeden yaprak kıpırdamaz'' diyor ya kitap. Ne güzel şeyler istemiş senin adına ve bizlere iletmen için Teşekkürler.
Sevgiler

Huzunbazz dedi ki...

Mutlu bi yaşantı için 1. öncelik "Kendini Sev" :) kendini severse insan başkalarını ve diğer varlıkları daha bi kolay sever :)

Adsız dedi ki...

bence de tam olarak düşünmemeiz gerekn bunlar...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Onlar biizm hayat izlerimiz.
O izlerin hatırına sevmek gereek aynadaki görüntümüzü:)
Sevgilerimle...

MeaCulpa dedi ki...

Evren@ Bir de dilleri olsa konuşsalar:)) Sevgilerimle

Limpidarkk@ Çok teşekkürler:)) Sevgilerimle

Uzağa Giden Kadın@ “Şu sıralar zihninizi oyalayan o iş, aslında ruhunuzu oyalıyormuş küçük küçük.” Ne güzel bir cümle bu böyle. Çok teşekkürler. Sevgilerimle:))

Belgin@ Çok teşekkürler:)) Sevgilerimle

Ateş Böceği@ Aslında beynimizde bunun büyük maharet olmadığını bitirdiğimizde sanırım o da çok kolay bir hale geliyor. Sevgilerimle:))

beenmaya@ Yok yok o kadar da değil yahu. Sevgilerimle:))

Sufi@ Benden de sevgiler:)) Sevgilerimle

Elif...den@ Amin amin:)) Sevgilerimle

Guguk kuşu@ Çoook teşekkürler bende de sana:)) Sevgilerimle

nehiro@ Bana mailinizi verirseniz size seve seve yardımcı olurum. Çok teşekkürler:)) Sevgilerimle

tutsak@ Ne demek esas ben teşekkür ederim. Yine okudunuz ve yorumladınız. :)) Sevgilerimle

Fatih Altay@ Çok çok çok doğru:)) Sevgilerimle

tatlısukırosu@ Çok teşekkürler. İsminize bayıldım bu arada:))Sevgilerimle

özlem@ Kesinlikle özlem. Sevgilerimle:))