9 Ocak 2009

Kim inandırdı seni içeride kilitli kaldığına?

Hadi söyle bana?
Konu; sen ve inandıklarınsa!
Neden? “Yapamam”, “Mümkün değil”
Ne olur anlat bana.
Kim dikti bu aşılamaz duvarları senin etrafına?
Kim ikna etti seni, bu cesaretsizlik gettosunda yaşamaya?
Bulunduğun yerin anahtarı bile yokken, nasıl inandırdı seni içeride kilitli kaldığına?
İstesen de, inansan da, sebat etsen de, değişmeyi asla başaramayacağına?
Hadi söyle bana.
Kimin yaşamı var senin avuçlarında?
Kim var onun direksiyonun da?
Kim olduğunu, nasıl bir yaşamın olacağını sen belirlemiyor musun?
Yaşamının sınırlarını, kurallarını sen koymuyor musun?
Kendinle ilgili en son sözü sen söylemiyor musun?
Hadi o zaman söyle en son sözü, seç ama bilinçli olarak, birini.
Ya isteyip inandıklarını, ya da yapamamlarınla kendini mahkum ettiklerini.
Bir daha düşün, inançsızlığın ve cesaretsizliğin nedeniyle kendini mahrum ettiklerini.
Kandırma artık, hiç biri geçerli sebep olamayacak mazeretlerinle kendini.
Yüzleş yaptığın tercihin sana nasıl bir yaşam vereceğiyle.
Hadi itiraf et kendine dürüstçe, senin de çok iyi bildiğin o gerçekleri.

Yapamamın arkasına sığınırsan ancak şu anki yaşadığın hayatı yaşayabilirsin.
Ama istediğin inandığın şeylerin peşine düşer, sebat edersen, yaşamın gerçek anlamına ulaşabilirsin.
Tabi ki girdiğin yollarda kimi zaman düşüp, incinir, kimi zaman tekrar en başa dönebilirsin
Ama hiç bir zaman o yolun senin için yanlış bir yol olduğunu hissetmezsin
Her seferinde yine yeniden o yola girip, yürümeye devam edersin.
Bir an gelir, istediğin, inandığın şeylerin ruhuna yerleşmiş olduğunu hisseder, gülümsersin.
Ancak ölürsen yada vazgeçersen, istediğin, inandığın şeylere ulaşamayabilirsin.

08 Ocak 2009
Haşim A.

Hiç yorum yok: