1 Ocak 2009

Bir kadın, bir kadeh şarap ve…

Sessizliğin hüküm sürmekte olduğu bir ev.
Evin içinde kalabalık bir yalnızlık,
Her tarafta geçmiş zaman kırıkları,
Bir kadın,
Ve...
Özlenen ama bir türlü gelmeyen.

Kadının;
Yüreğinde yolun sonuna gelipte bir türlü veda edememenin sancısı.
Beyninde bildik harflerin ürettiği o anarşist kelimeler.
Avuçlarında tükenmiş eski bir hikaye.
Aklında hikayeye dair, artık hiç bir anlamı olmayan ihtimaller.

Üzgün değil.
Pişman hiç değil.
Yorgun mu?
Hala tam farkında değil.

Kendini sokaklara atıp yürümek istiyor.
Sokakların kalabalığa dalıp, yalnızlığın sıradanlığı içinde kaybolmak.
Adımları onu en son nereye götürse oraya kadar, yürümek, yürümek, yürümek…

Hayat;
Bu gece, onun için hazırladığı o özel zarflardan birini daha vererek, ona sürpriz yapmak istiyor.

Küçük bir cafe;
Kadın binalardan sokağa dökülen ışıkların altında oturduğu masada, sıcak şarabından bir yudum alıp başını kaldırdığında, gözleri daha önce hiç görmediği bir çift gözle buluşuyor.
O anda içini ısıtan şeyin içtiği şarap mı yoksa…
Bilemiyor.
Yüreğinde uzun zamandır çalan o nihavent şarkı susmaya başlıyor.
İçinden yükselen, önleyemediği utangaç bir arzuyla gülümsüyor.

Umutsuz mu?
Değil!
Mutlu mu?
Olmayı çok istiyor...

01 Ocak 2009
Haşim Arıkan

Fotograf: The exploding girl

4 yorum:

ELİF dedi ki...

bir göz vuruşu sevgiler var avucunda...ama onlarıda yanlızlıgına ortak edemiyor...
aslında etmeye çok çalışıyor gibi..

çok güzel cümleler...

bütün insanlar mutlulugu arıyor...

sufi dedi ki...

"Bildik harflerin ürettiği o anarşist kelimelerden kurtardı mı özün kelimelerini kadın,işte o zaman gözleri hiç görmediği bir çift gözle buluştu" desek olur mu? Sevgiler dilek.

ayşegül dedi ki...

yazdıklarınızı harika müzikler eşliğinde okurken dinlendiğimi,huzur bulduğumu farkettim.paylaşmak istedim.sevgilerimle..

MeaCulpa dedi ki...

Hepinize çooook teşekkürler:)) Sevgi ve saygılarımla...